Gelde yazma, gelde isyan etme!

Bir haberin gerisindeki trajedinin daha iyi anlaşılması için çok süslü laf söylemek yerine biraz kronolojik sırayla yazayım diyorum.

Yer Bursa;

-Alper Kayık, askerden döndükten sonra annesinin emekli maaşının geçinmelerine yetmediğini düşünerek sıhhi tesisatçılık işine başlar.

-Alper Kayık bir gün ailece organ bağışı ile ilgili bir programı izlerken "Bir gün ölürsem oraganlarımı mutlaka bağışlayın" der ailesine.

-Alper kayık organ bağışı ile ilgili vasiyetinden yaklaşık altı ay sonra annesinin 970 ytl olan emekli maaşını çekip eve dönmek üzereyken yönetimindeki otomobil başka bir otomobil ile çarpışır. Alper kayık otomobilinde sıkışarak ağır yaralanır. Çarpıştığı otomobilin sürücüsü ardına bakmadan kaçar.

-Alper Kayık sıkıştığı araçdan çevredekiler tarafından kurtarılmaya çalışılırken cüzdanında ki annesine ait emekli maaşı çalınır.

-Alper kayık' kaldırıldığı hastahanede beyin ölümü gerçekleşir ve vasiyeti üzerine ailesi organlarını bağışlar.

-Aile oğullarının cenazesini ancak akraba ve dostlarından aldıkları parayla kaldırabilir.

Kimbilir belki Alper' in geride bıraktığı organları belki çarpışan ve kaçan diğer otomobil sürücüsüne veya kazada can çekişen bir insanın cüzdanında ki parayla daha fazla ilgilenen insanlıktan uzak birine nakil edilecektir. Yaşarken kendisinden sonra organ ihtiyacı olan insanları düşünen Alper Kayık' a rahmet, ailesine başsağlığı diliyorum. Saygılarımla.

Resim:http://i.milliyet.com.tr/GazeteHaberIciResim/2008/12/24/fft16_mf153110.Jpeg