Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Şubat '10

 
Kategori
Deneme
 

Geleceğimiz elimizde (mi)

İnsanlarımız, buna bağlı olarak o insanların çocuğu olan çocuklarımız , gençlerimiz kısaca toplumuzda çok kişi genellikle günü kurtarmak için ya bugüne bakarak karamsarlıklara bakarlar, ya da geçmişte yaşadıkları güzel günleri anlatarak kendilerini avuturlar veya geçmişte yaşadıkları olumsuzlukları anlatarak kendilerince ders aldıklarını zannederler. Geçmişten ders alan bunları anlatmak yerine , geçmişten aldığı dersleri beyinlerine yerleştirerek geleceğe umutla bakar ve çevrelerine de umut aşılamaya bakarlar.

Gelecek bizim elimizde mi ?

Evet . Kaderin önüne geçemesek de , gelecek artık büyük oranda bizim elimizde olacak.

Nasıl olacak? Bakınız anlatalım.

GELECEK ELİMİZDE

Şu yazıyı okurken, bir genç düşünse ki : “ Ben artık geçmişi bir süreliğine düşünmeyeceğim. Bir aylık, üç aylık plan yapayım. Hocalarım ile her zamankinden daha güzel diyalog kurayım. Selam vermediğim hocalarımla selamlaşarak onlara sevgimi ve saygımı göstereyim. Bir bardak suda fırtına kopararak kavga edip ayrıldığım , en yakın arkadaşımdan özür dileyeyim. Her zamankinden daha çok test çözeyim. Birkaç tane olmazsa da bir iki kötü alışkanlıklarımı tespit ederek artık bunlardan uzak kalayım. Bu planı 6 ay uygulayayım” diye düşünse ve bunu uygulasa 6 ay sonra nerede olacağını varın siz düşünün. Bu genç bu planını anne ve babasına anlatarak, anne ve babası da her zamankinden farklı ve hoşgörülü olarak çocuğuna sevgi gösterse o zaman geleceğin ne kadar elimizde olacağına inancımız artmaz mı? Yeter ki güzel planlar yaparak, genç önüne çıkan fırsatları değerlendirsin.

Geleceğin dünyasını güzelleştirmek önce bizlerin, sonra gençlerin ve çocuklarımızın elinde . O yüzden önce bizler gençlere örnek olarak, sonra gençlerde çocuklara güzel örnek olarak geleceğimizi güzelleştirirsek , güzelleşen bir hayattan hep zevk alırız.

GELECEĞİN DÜNYASINDA İNSANLAR

Geleceğin dünyasında insanlar iyimser iseler mutlu, kötümser iseler mutsuz olurlar. Sadece gelecekte değil , her zaman iyimserler kısa vadede olmasa bile uzun vadede kazançlı çıkarlar. Çocuklarının güzel şeyler başaracağına inanan, onlara sevgisini artırarak veren, onlara değerli insan olduklarını hissettiren , onları uyaran ama kırmadan güzellikle uyaran anne ve babalar ile iş yerinde arkadaşlarını ön yargısız olarak değerlendiren ve seven, siyasetin kısır dünyasından başka şeylerde konuşmasını bilen ve konuşması ve yazması düzgün olan insanlar her zaman gelecekte hem maddi hem de manevi tatmin sağlayacaklardır.Çünkü, geleceğe geçmişteki hatalarından sıyrılarak bakanlar , gelecekten her zaman umutlu olacaklardır. Atalarımız bile “ Umut fakirin ekmeği, ye Memet ye “ diyerek umutlu olmanın ne kadar güzel olduğuna esprili bir yaklaşım getirmişlerdir.

Geleceğimizi tamamen bizler kontrol edemesek bile , düşüncemiz ile sevgimizi ve kendimize olan inancımız ile başkalarına duyacağımız güven ve sevgi artarsa hayat , daha doğrusu gelecek bizlere geçmişten daha güzellikler verecektir. Ama umut ile dolu olmak zor ancak zevkli bir süreçtir. Geçmişe değil de geleceğe bakanlar , gelişerek yaşayanlar her zaman umut ile dolarlar. Geleceğin dünyasına olumlu bakarsak ve umut ile dolu olursak önce ailemizi sonra çevremizi olumlu yönde etkileriz. Unutmamak lazım ki büyük fikirler, olumlu düşünceler ve güzel duygular hep bir kişiden çıkarak dünyaya yayıldılar. Bunu unutmazsak hayat güzel olur bize de.

GELECEĞN DÜNYASINDA GENÇLER

Geleceğin dünyasında gençlerin hayatı okullarından yüksek not alanların değil, okuduklarını uygulayan , iletişimi güçlü, bilgi ve kültür seviyesi yüksek insanlardan kaçan değil, onlarla alay eden değil, faydalanan ve, daha okulda okurken , bilgili ve kültürlü , etkili insanları okullarına davet ederek onların arkadaşları ile de kaynaşmasını sağlamaları ve sosyal hayatlarının zengin olması, bir dili bilmeleri, bilgisayar ve interneti güzel kullanmaları, “sana bir adım gelene senin iki adım gitmen lazım” ilkesini hayata geçirmeleri ile olur. Çevremize baktığımız zaman , eğitimin geleceğimizde önemli bir kriter olmakla beraber, güzel okullar okumalarına rağmen , sosyal olmayan, halk ile iletişimi güçlü olmayan ama buna rağmen , lise hatta ilkokul mezunu olmalarına rağmen iletişim ve sosyal ilişkileri kuvvetli olan insanların daha başarılı olduklarına da şahit olmaktayız. Güçlü iletişime sahip olmak demek güçlü iletişim kuran insanları , yazarları , hatipleri bularak onlardan faydalanmak demek.

Gençler hayatta başarılı olmak istemekteyseler , geleceklerinin güzel olmasını istemekteyseler, gelecek planlarını yazılı ve sözlü güzel anlatmaya bakmalılar. Gazetelerde yazı yazarak televizyon ve radyo programları yapan insanlarla arkadaşlık kurarak , onlara röportajlar vererek , onlarla konuşarak bir nebze geleceklerinin güzel olmasına katkı sağlamış olurlar. Gazetelerde haberlere baktığım zaman, güzel Üniversitelerin sosyal öğrencilerinin sık sık sanatçı ve yazarları okullarına davet ettiklerini görmekteyiz. Anadolu da Üniversitelerin çoğuna da konuşmak isteyen yazarlar davet edilmez . Sebebini ise iyi düşünmek lazım. Gençler, geleceklerinin aydınlık olmasını istemekteyseler, geçmişte güzel işler yapmış insanların hayatlarını anlatan kitapları iyi okuyarak, onları yakından tanımış insanları, onlarla alakalı kitap yazmış yazarları okullarına davet ederek , gelişsinler derim.

GELECEĞİN DÜNYASINDA ÇOCUKLAR

Çocuklarımız bizlerden daha çocukken maddi şeyler beklemezler. Sevgi beklerler. Bugün hapishanelerde yatan insanlara baktığımız zaman çoğunun çocukken sevgi ve ilgi görmemiş insanlar olduklarını görmekteyiz. Anne ve babalarının sevgi gösterdiği , onların anlayacağı dilden iletişim kurmasını sağladıkları zaman gelecekte , ilkokul çağında sosyalleşen gençler ilerde ortaöğretim hayatında sosyalliğine devam ederek bu sosyal ve başarılı yaşantıyı tabii ki çalışma hayatına, evlilik hayatına da taşıyacaklar.

Bazı anne ve babalar çocuklarının sadece okulda derslere bakmalarını , sonra evde sadece ders çalışmaların isteyerek onların da oyun ihtiyacı olduğunu unuturlar. Halbuki büyüklerin bile zaman zaman stres atmak için oyuna ihtiyacı var iken çocukların bu ihtiyaçlarını görmemezlikten gelmek çocuğumuzun geleceğini baltalamak demektir. Anne ve babalar zaman zaman çocukları ile oyun oynayarak çocuklarlının çocukluklarını doya doya yaşamalarını sağlarlarsa çocuklar da ilerde çocukluklarını yaşamış insanlar olarak geleceğe umutla bakarlar.

Bazı anne ve babalar sadece ders çalışmasını istedikleri çocuklarının okulda olsun başka yerde olsun sinema, tiyatro, gezi , spor gibi etkinliklere katılmalarına engel olurlar. Halbuki bu etkinlikler çocukları sosyal ve iletişimi güçlü insanlar olarak hayatta da güçlü olmalarını sağlayacak, onların kendilerini bunu yapmayanlara nazaran daha değerli hissetmelerini , insan yerine koyulduklarının bilincine ermelerini sağlayacak güzellikler olduklarını anne ve babalar fark ederek çocuklarını dersler yanında bu gibi sosyal faaliyetlere yönlendirirler.

Bazı anne ve babalar ki, çocuklarının geleceğini sadece maddi imkanlarda görürler ve kardeşlerinden ne kadar çok miras (ç)alarlarsa çocuklarının o kadar rahat edeceğini düşünür. Halbuki gelişmiş, sosyal, iletişimi güçlü olan akrabalarından sırf daha çok miras (ç)alamadıkları için çocuklarının yanında durmadan onları eleştirerek , çocuklarının bu sosyal ve iletişimi güçlü insanlardan uzak tuttuklarının farkına varamamakta, hatta torunlarının bile onlardan uzak kalarak nasıl bir maddiyata önem veren, sosyallikten uzak olan insanlar olarak yetiştiklerinin farkına varamamaktalar.Maddi şeylerin az konuşulduğu, maneviyatın ve sevginin çok konuşulduğu ailelerin çocukları da anne ve babalarını isinde yürüyeceklerdir. Biz çocuklarımıza sevgi ve bilgiyi verelim. Varsın ev ve arabalarını maddiyatı çalışarak onlar kendileri edinsinler. Çocuklarımızın maddiyattan çok onlara umut aşılayacak anne ve babalara akrabalara ve çevreye ihtiyacı olduğunu unutmazsak gelecekte seven , sevilen sosyal olan topluma bizlerde katkı sağlamış oluruz.

Evet son kez söylemek isterim ki, geleceğin dünyası bugünün anne ve babalarının çocuklarının sadece okulda edineceği bilgilerle değil, akrabalarını , komşularını , tüm insanları sevmek , onlara yardım etmek , sevgi ile bilgiyi kaynaştırması ve hayata uygulaması ile olacaktır.

Geleceğin dünyasını oluşturmak anne ve babalar olarak bizlerin elinde umutla sevgi ile geleceğin dünyasına katkı sağlarsak gelecekte çocuklarımız da bizi sevgi ile anacak, nefreti ve sadece maddiyatı aşılarsak onlarda maddiyata dalarak bizleri hatırlamayacaklardır. Karar sizin gelecekte hatırlanmak isterseniz çocuklarımızın da seven ve hatırlayan insanlar olmalarına özen gösterelim.

TURAN YALÇIN-TOKAT

 
Toplam blog
: 1096
: 1558
Kayıt tarihi
: 28.12.07
 
 

1967 Tokat'ın  Pazar ilçesi doğumluyum. İşitme engelliyim. İstanbul Üniversitesi iktisat Fakültes..