Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Temmuz '07

 
Kategori
Eğitim
 

Geleceğimiz hangi ülkede?

Geleceğimiz hangi ülkede?
 

Geleceğimizi toprağa gömüyoruz. Diri diri üstünü örttüğümüzün, günü gelince dirileceğine inanıyoruz. Şehir, köy fark etmiyor öldürmek için, cehalet denen Azrail en çok genç beyinleri ve onları oynatanların taşlaşmış zihinlerini hedef alıyor.Ve bu ülkenin yetişkinleri gelecekten umutlular hala, bu ‘ülkenin’ geleceği düşünülmeden o geleceğe programlanmış robotlar seri üretimde.

İşte o programlanmış beyinler bir çeşit yapay zekâ. Çünkü kendi zihinlerini kendilerinin biçimlendirmesine izin verilmiyor onların. Bu ülkenin geleceği kambur yetişiyor; adını bile yazamayan çocuk boyundan büyük çantanın altında eziliyor. Bu ülkenin geleceği hep ‘hanım ol’, ‘adam gibi otur’ telkinleriyle susturularak, ‘kuzu gibi maşallah’ övgüleriyle büyütülüyor. Unutulansa kuzuların büyüyünce koyun olduğu, koyun gibi bir toplumun da kuzu gibi çocuklardan yetiştirildiği.

Artık, haber programları izleyen nesil değil, bir soru daha fazla yapmanın derdinde olan bir fosil yığını var. Bir milletin her yapıdan insanının kendine uygun bir şeyler bulabildiği ve bence o ülkenin kültürünü tanıyabilmek için en önemli araç olan televizyon da kültürel yozlaşmadan payını alıyor. Milli eğitim bakanının adını bilmeyenler onun koyduğu kurallara harfiyen uyuyor.

Etinden, sütünden bolca yaralanılabilen, beyni durmadan sömürülen bir gençlik yaratılıyor. Adı bile bilinmeyen milli eğitim bakanı; kitap okuyan, müzik dinleyen, sinemaya giden, güncel olayları, gazeteleri takip eden gençlik yerine 180 soru çözebileni işe yarar kabul edip kalana çürük damgası vurabiliyor. Ezberci eğitim yok diyen adam iki gün sonra; sınavın ikinci bölümünde ezber soruları yer alacak, diye açıklama yapıyor. Kitap okuyun diyenler, zamanında en korktukları şeyleri; kitapları ve aydınları gözlerini kırpmadan yaktılar. Böyle bir çelişkinin ortasında bile bize demokrasiyi, güveni, sarsılmaz devlet otoritesini anlatıyorlar.

Öğrencilerin gelecek kaygısı politikacılara siyaset malzemesi, adeta propaganda aracı oluyor. Katsayı uygulamasını tartışanlar sorun çözülürse zor durumda kalacak öğrencileri değil, bürokrasiye adım atacak din adamlarını dert ediyorlar. Eğitim herkesin hakkı diyebilenler eğitim için can atan 2.000.000 gencin hayatını 3 saatlik bir sınav dâhilinde değiştirebiliyorlar. ‘ Bu ülkede imam hatipli öğrenci sayısı ülkedeki öğrencilerin binde ikisi, dert etmeyin’ diyen adam aynı sınav dâhilinde ancak bin kişiden ikisinin üniversiteye yerleşebildiğini unutuyor.

Bu ülkenin geleceğine programlı bir nesil yetişiyor doğru, ama o neslin yaşayacağı ülkenin geleceğinden emin değilim doğrusu!!!

 
Toplam blog
: 44
: 740
Kayıt tarihi
: 18.07.07
 
 

Kişisel, deneme ve öykü türündeki yazılarımı bu sayfada paylaşıyorum. Yorum ve önerileriniz için şim..