Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Temmuz '14

 
Kategori
İnançlar
 

Geleceğin İslam'ı ve Dindarı farklı olacak (9)

Geleceğin İslam'ı ve Dindarı farklı olacak (9)
 

Tüketimin yerini paylaşım alacak

İnsanlığın ortak değerleri yeni teorilere göre yeniden şekillendiriliyor.

Ancak, bizim zamanımızın gelişmişlik ölçütü olarak alınıp geniş kitlelere benimsetilmeye çalışılan değerleri ile Kur’an’daki insanlığın ortak değerleri aynı değildir:

Dünya en çok eğlenenin, en çok çeşit tadanın başarılı olduğu bir açık büfe ve lunapark değildir.

Allah şükredebilmemiz için sayısız nimetler vermiştir. Ancak, yaşamak sadece bir zevkler bütünü değil, aynı zamanda sorumluluktur.

Kurallar haklıdan yana yapılır. Yaptığı saldırıda, savaşta yenilen saldırganın hakkı bile yenemez.

Güç ve zenginlik güçsüzü ezme veya görmezden gelme hakkı değil, yardımcı olma zorunluluğudur.

Globalizm çağında -kazanç yöntemine bakılmaksızın- mal, mevki, para kazanan, daha çok gezen, eğlenen “kazananlar”, bunu beceremeyenler “kaybedenler” olarak adlandırılıyor.

İslam’da ise “kazananlar” ve “kaybedenler” farklıdır:

Kazananlar, işini dürüstçe yapan, sadece emeklerinin karşılığını alıp, ondan başkalarına da pay çıkaran, sahip olduklarının değerini bilerek şükredenlerdir.

Kaybedenlerise, emeksiz veya haksız kazanan, kazandıklarını öncelikle kendi zevkleri ve hevesleri için harcayan, kendileri için hep daha fazlasını isteyenlerdir.

Hangi dine mensup olurlarsa olsunlar, bütün insanların daha fazlasını yapabilmek için yarışacakları tek konu hayırlar, iyilik ve barıştır.

“Sizden her biri için bir yol/şeriat ve bir yöntem belirledik. Allah dileseydi sizi elbette bir tek ümmet yapardı. Ama size vermiş olduklarıyla sizi imtihana çeksin diye öyle yapmamıştır. O halde, hayırlarda yarışın! Tümünüzün dönüşü Allah’adır. O size, tartışmış olduğunuz şeylerin esasını bildirecektir.” (Maide,  48)

Bilim adamları ve din adamları, ilim sahibi olanlar olarak aynı kategoridedir.  Boş laflarla, boş işlerle vakit geçirmek değiştirilmesi gereken davranışlardır.

Boş lakırdıya rastladıklarında soylu bir tavırla geçip giderler”(Furkan, 72)

“Hiç kuşku yok, kurtulmuştur müminler! Namazlarında huşu sahipleridir onlar. Boş ve lüzumsuz sözden yüz çevirmişlerdir onlar.”(Müminun, 1-3)

Gerçektebencillik ve açgözlülük, yalnız kendisi için istemek ve biriktirmek,  çaresiz-çözümsüz biryoksulluk ve yetersizlik duygusudur. Bu kişiler nelere sahip olurlarsa olsunlar, sahip oldukları şeylerden hep daha fazlasına ihtiyaçları vardır.

Dünya tarihinde –en azından dünyanın belli bir kısmında- eşyanın en bol olduğu zamanı yaşıyoruz. Ama alınan arabanın, cep telefonunun, giysinin bir sonraki modeli çıkınca eldeki eski model haline geliyor. İnsanlar yenisi yok diye sürekli bir yoksulluk duygusuyla yaşıyorlar.

Dünyanın sınırsız olmayan kaynakları tükeniyor.

Okyanuslarda ülkeler büyüklüğünde çöp adaları yüzüyor. Biz kaynakları tüketince gelecek nesil hammadde olarak o çöplerle yetinecek herhalde.

Diğer yanda 1,5 milyar insanın temiz içme suyu, ayakkabısı yok. İşe giderek, ev işi yaparak, çamaşır- bulaşıkla yorulamıyor bile, çünkü iş-aş,ev yok! Kırışıklara, selülitlere üzülemiyor. Keşke kırışacak kadar yaşayabilse. O kadar yaşayamıyor ki. Afrika’da yaş ortalaması 50 hala!

İnsanlar eskilerini sadaka diye veriyorlarsa da sadaka çöpe atmak yerine birine vermek değildir. Sadaka birisi size verirse memnun kalacağınız şeyi, olmayanla paylaşmaktır.

„Ey iman sahipleri! Kazandıklarınızın ve yerden sizin için çıkarmış olduklarımızın temiz ve güzellerinden infak edin. Kendinizin göz yummadan alıcısı olmadığınız pis/bayağı şeyleri vermeye kalkmayın.“ (Bakara, 267)

Paylaşmak zenginlik ve doygunluk duygusudur.Çocuk için başka çocuklara verebileceği, onlarla paylaşabileceği, ihtiyacından fazla oyuncağı, yetişkin için ise parası, malı, mülkü, aklı ve gücü vardır: İnsanlar ancak var olanı veya olduğuna inandıkları şeyleri paylaşabilirler.

Dini açıdan, güç ve olanak arttıkça sorumluluk daha artmaktadır. Sadece kendine yetecek kadar malı ve gücü olanın sorumluluğu ile başkalarına yardım edebilecek durumda olanların sorumluluğu, buna bağlı olarak Allah katında verecekleri hesap aynı değildir.

“O dedi: ‘Bu servet bana, bendeki bir ilim sayesinde verildi.’ Peki o bilmedi mi ki Allah, önceki nesiller içinden ondan kuvvetçe daha zorlu, sayıca daha çok olanları bile helak etmiştir.”(Kasas, 78)

 “O ki, mal biriktirdi, onu saydı da saydı. Sanır ki, malı sonsuzlaştıracaktır kendisini. ” (Hümeze, 2-4)

“Allah yolunda harcama yapmanıza engel ne var ki?... Göklerin ve yerin mirası zaten Allah’ındır.” (Hadid, 10)

Kuran’ ayetlerinden kadınların giyim kuşamı, namaz, oruç gibi görülebilir konulardaki ayetler esnetilirken, onlarca yerde tekrar edilen, infak etmek, zekât vermekle ilgili ayetlerin görmezden gelinmesi, en çok da dindarlığı kimseye bırakmayanların dünya malına düşkünlüğü hayret verici boyutta.

“Ve sana neyi infak edeceklerini de soruyorlar. De ki: "Helal kazancınızın size ve bakmakla yükümlü olduklarınıza yeterli olanından artanını verin." (Bakara, 219)

Gelecek nesillere, dengesi bozulmuş, tahrip olmuş bir gezegende para ve gökdelenler; alkol, uyuşturucu, stres, zarar görmüş genler; birbirine düşman ülkeler ve toplumlar, insanları mutlu etmeyecek anlayışları miras bırakmak haksızlık ve onların yaşamlarını da ziyan etmektir.

“Her kim hıyanet eder, kamu malından bir şey aşırırsa, aşırdığını kıyamet günü yüklenip getirir. ” (Ali İmran, 161)

“Malı devşirip depolatacak bir sevgiyle seviyorsunuz. İş, böyle gitmeyecektir! “ (Fecr, 17-30)

Ya paylaşacağız, ya da bu düzenin böyle gitmeyeceğini, olacaklardan sorumlu olduğumuzu bileceğiz.

Ben tek başıma ne yapabilirim ki, diyebilirsiniz. Siz zaten kendi yapabileceğiniz kadarından sorumlusunuz. Ama yapabileceğiniz kadarını yapmalısınız. Unutmamak gerekir ki, buğday, pirinç taneleri bir araya geliyor milyarlarca insanı doyuruyor. Geçmişte imparatorları, padişahları başa getiren onlara zaferler kazandıran da küçük, isimsiz insanlardı, bir araya gelip onları deviren, yeni yönetim kuranlar da! 

 
Toplam blog
: 174
: 4451
Kayıt tarihi
: 19.06.09
 
 

1958  doğumluyum. Arkeologum. Evliyim. Çocuğum yok. Çalışmıyorum. Yıllarca çalıştıktan sonra, zam..