Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Mart '17

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

Geleceğin meslekleri

Geleceğin meslekleri
 

Küresel ve ekonomik dengelerin bu denli değişim ve de gelişim göstermesi, 3 kıtaya sahip coğrafyamızdaki işleyişi de haliyle değiştiriyor. Olumlu ya da olumsuz yaklaşımdan ziyade objektif bir değerlendirmede bulunacağım bu yazımda.

En güncel dış ticaret verilerini bir önceki yıla göre değerlendirirsem, bu yıl ihracat bir önceki yıla göre %0,84 azalarak 143 milyar 814 milyon dolardan, 142 milyar 610 milyon dolara geriledi. Dış pencereden bakıldığında bu durum ülkemiz üzerinde negatif etki gösterirken ; duruma etken bulunan siyaseti ve dış politikaların etkisini de göz önünde bulundurmak gerekir. Bilindiği üzere basit bir halk ağızıyla 'ben bunu satarım ya şu ülkeye' denildiği zaman iş bitmiyor. Aşılması gereken anlaşmalar ve de hiyerarşik bir çok basamak mevcut. Değerlendirmeye daha sonra geleceğim, ithalatın güncel verilerine gelirsek;  %4,17 azalışla 207 milyar 226 milyon dolardan, 198 milyar 577 milyon dolara düştü. Aslında ekonomistlerin aksine ben bu kadar karamsar değilim, evet ; ithalat ihracata göre çok fazla geriledi ama unutmayalımki dışa kapalı ekonomik politikalar da, günümüzde azımsanamayacak başarıya sahip. 

Gelişmekte olan ülkemiz de ekonomi, kendini bütün zorluklara rağmen ilerletmeye devam ediyor. Nominal GSYİH' de 18.sırada olmamız bana kalırsa büyük çoğunlukla halkın eğitim seviyesiyle bağdaştırılmalı. Duruma en dışardan bakarsak, eğitimin sektörle,sektörün gelişim ve sürekliliğiyle, sürekliliğin, ekonomik getiri ve istihdamla, istihdamın ve gelişimin de, direkt olarak refah düzeyiyle etkileşim içinde olduğunu görmek, zor olmasa gerek.

İçiniz kararmasın bu ülke hepimizin ve şimdi de geleceğin sektörlerinden ve mesleklerinden bahsetmek istiyorum. Unutmayın ki doğru yatırım insanın kendine yaptığı yatırımdır. Kendimizi ne kadar doğru yönde geliştirirsek toplamda dönütleri, önce bize ;sonra da ülkemize olacaktır.

Önümüzdeki 30 yıl içerisinde ülke nüfusumuzun beşte bir oranında artması bekleniyor. Çin için bu durum %1 oranlarında. Çin ile kıyaslıyorum çünkü; Dünyanın önde gelen ekonomilerinden, orada olan en ufak bir değişme bizde kelebek etkisi ile fırtınalar oluşturacaktır, ne de olsa ekonomide büyük oranda dışa bağlıyız. Aslında bu nüfus artışının en güzel tarafı bu süreç sonunda , Türkiye nüfusunun yarısından fazlasının 40 yaş altında olacağı. Bu da demek oluyorki; doğru eğitim ve girişimlerle günümüze kıyasla harika noktaları gelebileceğimiz.

Teknolojinin önüne geçilemez şekilde gelişim göstermesi , sektör ve meslek bazında, o alandaki girişimi arttıracaktır. Ön gördüğüm mesleklerden bir tanesi veri analistliği; karmaşık ve de bir o kadar da veri kirliliğin olduğu teknolojide bunları ayrıştırmak git gide zorlaşacaktır. O yüzden bu gelişmenin istihdamın çok daha dışına çıkarak, sektörel ve hatta sanayileşmeye kadar gideceğini düşünüyorum.

Bu denli bir karmaşayı kontrol edebilecek, değişim ve dönüşüm becerilerine sahip, üst düzey yöneticilere de çok fazla talep olacaktır. Çünkü en tehlikeli güç-kontrolsüz olandır. Sayısal verilere de dayanarak bu alandaki ilerlemenin daha çok, medya, eğlence ve bilgi teknolojileri alanında olacağını düşünüyorum.

Korkmayalım ki ticaret hiç bir zaman bitmeyecek. Her ne kadar ilerleyen dönemlerde robotlaşmanın ucuzluğundan faydalanacak olsak da; insan beynine her zaman ihtiyaç olacak, bu da beraberinde yaratıcılığa olan gerekliliği, peşinde de ticari hayata olan bağlılığımızı gözler önüne serecek.

İnşaat sektörü sanılanın aksine durgunlaşacak, çünkü sanayileşmenin ve yapay kaynakların bu denli kullanımı şehir yaşamını zamanla dayanılamaz hale getirecek ve insanlar büyük ölçüde kentten-köye dönüşler gerçekleştirecek.

Turizm sektörü, son 7 yılın en durgun dönemini geçirse ve bu düşüşü istikrarlı(!) bir şekilde devam ettirse bile ilerleyen yıllarda ülkemiz için büyük bir artış gösterecek. İklimin hızlı bir şekilde değişmesi , ülkemize pozitif yönde etki yapacak. Özellikle akdeniz bölgesinde yaz sezonunun uzaması, karadeniz ve karasal ikliminin yumuşaması bu ilerlemede çok büyük paya sahip olacak.

Benim öngörülerime göre, ilerleyen yıllarda sektörel dağılım payına göre , matematik ve bilgisayar  eksenli tüm sektörler bayrağı göğüsleyecek. Gelişimden kaçamayız , bir sisteme tabiyiz ve buna karşı durmamalıyız. Unutmayınki Dünyanın en güçlü ve başa çıkılamaz otoritesi doğadır. Nihayetinde, onun çizgisinde dolaşmak zorunda kalacağız.

Türkiye ekonomisinin temel organlarından biri olan tarım sektörü, günümüzde en zor dönemini geçiriyor. Ama bence ilerleyen zamanlarda tarımın payı da artacak. Herkes kendi yapabileceği işi yapmayı en sonunda öğrenecektir. Doğa bunu bize öğretecek.

Bir yanda gökleri delen plazalar, beyaz yakalı plaza çalışanları, sanayide ter döken ustalar , labotuvarlardaki bilim adamları, bankacılar ,borsacılar, kısacası Dünyanın (sözüm ona) üst tarafıyla uğraşanlar, bir tarafta tarlada domatesini- patatesini toplayan amcam, ahırdan sütlerini yeni getirmiş teyzem, Karadeniz'de kendi emekleriyle enerji üreten hemşehrilerim... Umuyorumki; gelişen Dünya'da herkes bildiği ve istediği alanda kendini geliştirir. 

Gelişmekte olan ülkemizde, bizler ve ülkemiz için en faydalı olan yönelim:

NİTELİKLİ İŞ GÜCÜ, NİTELİKLİ İŞ GÜCÜ, NİTELİKLİ İŞ GÜCÜ(!)

 
Toplam blog
: 4
: 385
Kayıt tarihi
: 01.03.17
 
 

Yazmak benim için her zaman hobi olmuştu. Her zaman kendim için yazmıştım, eminim ki okunduğumu b..