Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Temmuz '10

 
Kategori
Güncel
 

Geleceğin Türkiyesi

Geleceğin Türkiyesi
 

Ağaç Hareketi ülke düzenimizin halkımızın %76’sının oyuyla kabul edilmesi halinde tahmini olarak 50 yıllık süre içinde (kabul tarihi+50 yıl) Türkiye topraklarında aşağıda yazılı fiziki planlamalar ve bunlara bağlı yapılanmalar gerçekleştirilecektir.

Not: Projelerin tamamlanması daha önceki yazılarımızda da belirttiğimiz gibi olacak. Yani büyük projeler tek tek ele alınıp yıllara yayılarak gerçekleştirilecek ve bir proje tamamlanmadan diğerine geçilmeyecektir.

Ana plan olarak ülkeyi 4’e ayırıyoruz.780.000 km2 Türkiye toprakları aşağıdaki şekilde bölünüyor:

1-) Tarım alanları 300.000 km2

2-) Orman alanları 300.000 km2

3-) Yerleşim alanları 90.000 km2 (Sadece 10 milyon nüfuslu mega kentler, inanç, bilim, kültür, spor ve eğlence alanları)

4-) Diğer alanlar 90.000 km2 (sanayi ve üretim bölgeleri ile diğer akla gelebilecek her türlü alanlar)

Şüphesiz arazinin yapısına göre bu miktarlarda uygun alan bulunamadığı takdirde bu rakamlar değişecektir.

Doğayla bütünleşen eğlence alanları, botanik bahçeleri ve hayvanat bahçeleri orman alanına dâhildir.

İlk etapta 10 mega kentin altyapısı yapılacak. Ülkemizin Anadolu topraklarında, tam ortada batıdan doğuya doğru birbirine paralel üç çizgi halinde mega kentlerin konumu oluşacak. Üst çizgide 3 tane, orta çizgide 4 tane ve alt çizgide 3 tane mega kent bulunacak. Ülke nüfus artışına paralel olarak orta çizginin iki ucunun uzatılması ve alt ya da üst çizginin dışına birer sıra daha konması şeklinde yıllar içinde mega kentlerin yapımı devam edecektir. Yalnız mega kentlerin üzerinde yer alacağı çizgi(hat) biz her ne kadar öyle söylüyorsak da kagıt üzerindeki gibi düşünülmemelidir.

Biz her ne kadar coşkun vatanseverlik duygularımızla Erzurum ve güney doğuda mega kentlerden söz etmişsek de doğunun iklimi soğuk, arazisi yüksek ve düzgün değildir. Güney ve güney doğu sıcaktır. Kıyılara yaklaşamayız; zaten Karadeniz kıyılarında arazi yerleşime uygun değildir.

Yeniçağda kıyılar yerleşime kapalı ve güvenlik gerekçesiyle sınırlara yakın yerleşim yeri düşünülmüyor. Bu durumda sorunsuz ve yerleşime uygun İç Anadolu ve uygun iklim şartları nedeniyle Ege, Marmara bölgeleri (Trakya hariç) Mega Yerleşim Modülü olacaktır. Trakya’yı yerleşime açmak toprağa ve doğaya ihanettir. Tamamen sulu tarımın yapılacağı bu bölge tek başına ülkenin ihtiyacını bile karşılayabilir. Deprem riski ülkemizin her yerinde zaten hemen hemen aynı. Deprem olmayacak bir yeri bulmak için Venüs gezegenine gitmemiz lazım ki o bile garanti değil. Ülkemizin geniş coğrafyasında belki daha az deprem olacak yerleri buluruz ama bu takdirde de şehirlerarasında 1000–1500 km mesafe olur ki bu bizim hiç istemediğimiz bir şey.

Aslında kentlerin hepsini Konya’ya bile yapabiliriz. Buğday ambarı olması da önemli değil; yeter ki sudan haber ver; bizde ne buğday ambarları var. Lakin bu bakış açısı ülke yerleşim amacına uygun değil. Bahçemizin kenarına yakın olmalıyız ki kollayıp gözetelim. Yani halkımız ülkemizin boydan boya iç kesiminde oturacak ve kuzeye, güneye, dağlara, denizlere âdemin çocukları gibi yaşamak için dağılacaklar.

Mega kentlerin üzerinde bulunacağı 3 hat aynı zamanda Anadolu mega ulaşım hatları olacak. Bunları ip gibi çekmek mümkün değil ama kuzey hattı kuzey toprakları ve ormanları, Marmara ve Trakya ile Karadeniz sahillerini, Orta hat bütün iç Anadolu’yu, Ege ve doğu yaylalarını ve güney hat da Toroslar, Güney doğu ile Akdeniz sahillerini genel ulaşım bağlantısına ekleyecekler. Yani demem o ki ülkenin her tarafı yollarla doldurulmayacak. Her zaman gitmediğimiz dağlar, ormanlar ve Tabirler için ana ulaşım hattıyla bağlantılı daha az sayıda ana ve fazla özenli olmayan gezi yolları yapılacak.

Denizlerden arıtılmış sulama suları elbette hayali bir düşünce. Ama ülkemizdeki mevcut su kaynaklarıyla Tabir sistemini kurmamız çok zor. Biz tüm ülkede gürül gürül sulu tarımdan bahsediyoruz. Susuz tarım masrafını bile kurtarmaz. Dönümden 2 yerine 60 ton ürün alan şarlatanların foyası yakında çıkar meydana. Bu rezillikler çıktığından beri ben domatesin tadını unuttum. Malum Tabir sisteminde eğer arıtma teknikleri yeterli duruma getirilebilir ve maliyeti de düşük olursa iki deniz arasında(Karadeniz, Akdeniz) birbirine yapışık, karşılıklı su boru hattı sistemleri 10 km aralıklarla döşenecektir. Ortada bir inceleme araştırma olmadığı ve biz de konuya tam olarak vakıf bulunmadığımız için şimdilik bu konuyu kesin olurmuş gibi yazamıyoruz. Gerekirse ülkemizin mevcut su kaynakları için çalışmalar yapılacak.

Ülkenin neredeyse yarısını kaplayacak olan 300.000 adet tabir (Tarım işletme birlikleri) kıyılar, ormanlar, dağlar, yerleşim yerleri ile diğer yapılaşma alanlarının dışında kalan tüm ülke topraklarını kapsayacaktır. Keza aynı genişlikte orman örtüsü doğudan batıya kuzeyden güneye orman yapısına uygun tüm ülke topraklarını kaplayacak, dağlarımızın ulaşılabilecek en yüksek zirvelerine kadar yeşile boyanacaktır.

Bu anlatılanlar dilek ya da temenni değildir. Her şey milletin kararlılığına ve gücüne bağlıdır. İddia ediyorum; istediğiniz partiyi seçin, istediğiniz hükümeti kurun, hiçbir şekilde bu yazdıklarımızı gerçekleştiremezsiniz.

Anadolu bitkisel devrimini ben çok önemsiyorum. Her taraf çam ve kavak ağacı olsa ne olur? Bitki çeşitliliği çok önemlidir. Her farklı bitki ayrı bir dünyadır. Bu nedenle Anadolu botanik bahçeleri akıl almaz genişlikte çok sayıda, dünyadaki bütün çeşitlerin bulunduğu bitki cennetlerini içerecektir.

Keza orman içi savanaları, milli parkları, vahşi hayvan özel bölümleri, hayvan çeşitlerini üretim ve geliştirme istasyonları ile orman içi on binlerce çok özel dizayn edilmiş eğlence ve dinlence merkezleri gökteki yıldızlar gibi bütün ülkeyi kuşatacaktır.

Boğazlar ve tüm kıyılar masmavi deniz ve yemyeşil doğanın kaynaştığı dünyanın her yerinden on milyonlarca insanın özellikle yazları sağanak olup akacağı sonsuz bir cennet haline getirilecektir.

Balıkçılık Tabir sistemine(çok özellikli havuz balıkçılığı) kaydırılarak deniz ürünlerimizin tükenmesi önlenecektir. Denizler daha ziyada görsel ve gezi amaçlı çok yönlü kullanacaktır. Denizlerimizin, nehir ve göllerimizin özel korumayla kirletilmesi önlenecektir. Tüm sahillerin mutlaka uçsuz bucaksız kumsallar haline getirilmeleri sağlanacaktır.

2.şehir dediğimiz mega kent çevre yerleşimleri inanç, kültür, bilim, sanat ve eğlence birimleri olarak planlanmıştır. Kare şeklindeki kentin 4 ayrı tarafına 4 ana konuda yapılanma gerçekleştirilecektir. Bu o kentte yaşayanların başka bir yere gitmeye gerek duymadan istedikleri her şeyi (kentin yapısına göre) bulabilecekleri ya da yapabilecekleri bir sosyal yerleşim sistemi olacaktır. Çünkü şehirlerin içi sadece ikamet amacı taşır.

Yeniçağda park yoktur; çünkü buna gerek yoktur:

Şehir içinde raylı toplu taşıma(mutlaka yeraltından olacak) harici araç bulunmayacaktır. Şehirler malum çoklu hızlı tren sistemleriyle birbirlerine bağlanacak. Ancak şehir dışında sahil, orman ve tabirlere gidişler için nasıl bir sistemle motorlu araç kullanılacağına henüz karar verilmemiştir.

Şehirler arasında hava ulaşımı ile onlain dünya uçuşları için her mega kent dışında bir yere iki ayrı çok yönlü çok özellikli ikişer adet dev hava limanı yapılacaktır.

Sanayi bölgeleri şehirlerin dışında ana yola yakın olacak.

Biz burada kafamızdan geçen tüm oluşumları detaylı bir şekilde vermek değil, Yeniçağda Ağaç Hareketi düzenine geçersek ülkemiz topraklarının fiziki görünüş olarak nasıl bir hal alacağını kabaca anlatmaya çalıştık. İlgi duymayan ve sıkılan insanlar lütfen yazılarımızı okumasınlar.

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..