Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Haziran '21

 
Kategori
Anne-Babalar
 

GELECEK SATILIR MI?

İzmir’e gitmiştik. Eşim Torbalı-Ayrancılardandı. Eskiden halkın Nif dağı dediği Bozdağ’ın kararlının erimesiyle oluşan sular kasabada yolun kenarından akar, bahçelere hayat verirdi. Büyükşehir kanunu çıkınca İzmir belediyesi akan suların hepsini toplayarak, kasabanın altındaki içme suyu barajına yönlendirdi. Bahçeler kurumadı ancak eski bereketi de kalmadı. Kayınpederime sorunca,

-Belediye ne yapsın? Suya insanların daha çok ihtiyacı var demişti, Yine konuşma sırasında,

- 1955 yılında Nif dağında köylüler son kaplanı öldürdüler demişti. Kaplan dedikleri Anadolu parsıydı, galiba odun kömürü yapmak için dal toplayan bir köylüyü öldürmüş, bunu duyan köylüler toplanıp, hayvanı öldürmüşlerdi. Ben,

-Bu bölgenin sonuncusudur, çünkü kayda geçen en son Anadolu parsı yanlış hatırlamıyorsam 1973 yılında Ankara’da öldürülmüştü. Suyu kesildiğinden midir yoksa İzmir’in genişlemesinden midir bilinmez o güzelim şeftali bahçeleri ya küçük fabrikalarına, yada apartmana dönüşen o nefis kokusuyla bir şeftali yok oluyor. Tarlaları, bahçeleri satanla genelde yeni nesil yani gençler güzel, pahalı arabaların içinde geziyorlar. Baktım öğretmen emeklisi kayınpederim homurdanınca, sordum,

-Neden üzülüyorsun?

-Buralar birinci sınıf tarım arazisi dedi. Yarın bu yaptıklarına pişman olacaklar ama fayda etmeyecek. Belki birkaç senelerini rahat edecekler, peki sonra? Hazıra dağ dayanır mı demiş büyüklerimiz? Sonra ne yapacaklar? Evi mi yiyecekler, yoksa arabayı mı?

Düşündüm, tarlasını, bahçesini satan gençler güzel apartman dairelerinde oturuyor, pahalı arabalara biniyor. Günlerini gün ediyorlardı. Evet, yarın ne olacaktı? İnsanlar üretimden vazgeçip, israfa dalıyorlarsa yakında fakirleşeceklerini söylemek falcılık değildi.

Yeni nesil ekmeden biçmeyi istiyor. Çalışıp, kazanmaktansa hazırı satıp, rahatına bakmak bu gün işine geliyor. Güzel ama yarın ne olacak? Babası normal bir evde yaşamış, traktörden inmemiş, çocuklarını okutup, rahat etsin demiş. Çocukları da rahat etmek için düşünmeden ekmek kapısını satıveriyor. Tabi böyle giderse çok geçmeden kendisi de çocukları da o fabrikada asgari ücretle talim eden işçi olacak, insan kaynakları müdürünün önünde el pençe divan duracaktır.

Bilmiyorum ki geleceğini satan gençler mi suçlu, yoksa bu çok verimli toprakları apartman-fabrika yapanlar mı? Yoksa bu çirkin görüntüleri izleyen bizler mi suçluyuz?

 
Toplam blog
: 85
: 54
Kayıt tarihi
: 25.07.20
 
 

herkese iyi günler dilerim,Isparta doğumluyum,  emekli öğretmenim.TDF Dağcılık eğitimi aldım.Doğayı..