- Kategori
- Gündelik Yaşam
Gelin Kaynana
Atışmalar, tartışmalar yarasız, beresiz, incitmeden, acıtmdan, kırıp, dökmeden olabilirse, ilişkileri onarıcı, kaynaştırıcı etken olabilir, farkına varmadığımız şeyleri erken öğreten, eğlence kimi zaman gülüp geçilen, hangi türde olursa olsun tartışmalar yapıcıdır. Eğer kötü niyet yoksa karşılıklı, kişiye, onuruna yönelik değil, soruna yönelik yapılıyorsa, gelip geçecekler her şey gibi, rüzgar gibi, yağmur gibi. Bazen esip geçecek bazen ıslatacak sırılsıklam ama geçecek; gökkuşağına, durgun ve dingin denizlere bırakacak yerini. İki insanın olduğu her yerde hem diyalog vardır hem çekişme. Çekişmelerin olmazsa olmaz iki kişisi de vardır ki; asırlardır sürer gider gelin kaynana çekişmeleri. İkibindört yılı notumla Posta Gazetesi'nden kesip sakladığım gelin kaynana manilerini buldum ve okudum. Birlikte gülümseyebilmek niyetiyle de yazıyorum.
GELİN KAYNANA MANİLERİ
Çürük gelin ne derdin?
Gelin değil kadersin,
Yoğurda zehir koydum
Yesin yesin gebersin
Ben yaylada kışlarım,
Türlü nakış işlerim.
Pis gelini görünce
Dayanamam işlerim.
Bahçe çapa istiyo,
İşçi para istiyo
Düşük çeneli gelin
Çamdan sopa istiyo
Sini sini şekerim,
Üstüne bal dökerim.
Kaynanamın kahrını
Oğlu için çekerim
Gözleri patlak gelin,
Çenesi hırtlak gelin
Seni mezar kaçkını
Suratsız hortlak gelin
Ben de hem gelin hem de kaynanaları Aşık Hüdayi’ dizeleriyle selamlıyorum.
“Kız niçin bakıp bakıp gülersin,
Yanağında güller açılasıca,
Gülüp gülüp ne alımı çelersin,
Güzeller sultanı seçilesice
Bilir misin bana ne iş eyledin.
Aklımı fikrimi bir hoş eyledin,
İçkisiz mezesiz sarhoş eyledin,
Elinden badeler içilesice
Koymayasın beni eller yerine”