Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Ağustos '10

 
Kategori
Şiir
 

Gelincik tarlaları (2)

Yeter Hanımla Cemalettin Bey tek çocukları Gökhan için Hüseyin Gazi’de kurban adamışlar “sağ salim askerden dönsün de hele bir” diyerek. Şükür ki kavuştular o güne. “Davete icabet sünnet” diyerek oradaydık bu pazar. Yılda birkaç kez yanından geçerdik hazretin ama böylesi bir vesile gerekmiş demek ki ziyaret için. Merak ettik araştırdık. Kim ki Hüseyin Gazi diye. Hakkındaki bilgiler menkıbelere dayalı. Evliya Çelebi, Hikmet TANYU yabancı kaynaklar hepsindeki ortak görüş Battal Gazinin babası olduğu yönünde. Halkın hayal gücü geniş tabi. Neler anlatılmıyor ki onun için soracak olsan. Burası başkent Ankara’ya hâkim bir tepede bir türbe. Türbenin yanında cami, cem evi, aşevi, kurban kesim yeri v.s oluşan bir külliye. Önünde Koca Veysel’in birliğe davet dörtlükleri; “Veysel sapma sağa sola Sen Allahtan birlik dile İkilikten gelir bela Dava insanlık davası” “Cem”e iştirak edeni de var, dala çaput bağlayanı da, türbeyi tavaf edip dua edeni de, mum yakanı da, en tepede dalgalanan bayrak dibinden Başkenti seyre dalanı da…

Anadolu’da her türbe, her yatırda görmeye alışık olduğumuz görüntüler işte. İfade edelim ki çevre düzeni zatın hatırasına da, Başkente de yakışmıyor. İlgi bekliyor her haliyle. Sofralar kuruluyor, dualar ediliyor hep birlikte Gökhan için, nesep-mezhep ayrımı gayrımı olmaksızın birlik bütünlük içinde. Duamız odur ki; Herkese de aynı gururu yaşamak nasip etsin yüce yaradan. Ama biliyoruz ki herkese kısmet olmuyor bu devirde bu sevinç, bu mutluluk. Gözleri, kulakları televizyonlarda diğer asker anaları akla geliyor hemen. Anadolu’da hangi mesirelikte, hangi türbede daha ne kurbanlar kesilmekte, ne dualar edilmektedir kim bilir? Kaç kurban adandı kaçı niyette kaldı daha da? İstiklal Harbinden bu yana analar böylesi asker yolu gözlememişlerdi. Bu millet Yemen türküleri söyledi. Çanakkale türküleri söyledi. Sarıkamış türküleri söyledi. Kore- Kıbrıs türküleri söyledi. Cephe de ortadaydı, düşmanda o zamanlar. Düşman olmanın da haysiyeti vardı anlayacağınız. Görüldü ki sonuç alınamıyor, rota içeriye çevrildi bu kez. Kaleyi içten fethetmek dururken akıl işi değildi zaten cepheye asker yığmak.

Cepheyi de, düşmanı da, ayırt etmek şimdi çok daha güç. At izi it izine karışmış durumda. Devlet gemisi su almaya devam ediyor. Güvencemiz ordumuz içeriyle uğraşmak zorunda dışarıdan çok. Ülke yönetenlere kalırsa, görülmemiş bir refah ve huzur yakaladık. Olmadık bir hayat standardı bizi bekliyor daha da referandum sonrası. Bir bakan eskimizin kulakları çınlasın. Bize ezberlettiği bir sözü vardı ekranlardan. “Güneşe gözünü kapatan kendine karanlık eder” diye. Gün gibi açık manzaraya kendi gözleri de açık mı ki? Bir nazar etsinler gelincik tarlalarına dönen o kabristanlara. Bunu hatırlatmak istedik sadece kendilerine. “Elveriyor, elveriyor, Orta direk bel veriyor Döndüm baktım sağ yanıma Bizim Mehmet can veriyor” Yeni Yemen türküleri istemiyor bu millet artık. Elversin eldekiler. Devlet olmanın gereğini istiyor yalnızca. İbret için bir gelincik tarlası yeter… Osman ERENALP Ankara Ağustos 2010
 
Toplam blog
: 20
: 455
Kayıt tarihi
: 25.07.10
 
 

1957 Çüngüş Deveboynu Köyü doğumlu, Öğretmen okulu ilahiyat fak. ve Eğitim fakültesi mezunuyum. 20 y..