Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Ekim '13

 
Kategori
Güncel
 

Gelir dağılımı adaletsizliği demokrasiyi engeller mi? Paket patlama yapar mı?

Gelir dağılımı adaletsizliği demokrasiyi engeller mi? Paket patlama yapar mı?
 

Patlayan paket bulamadım.


Hadi hayırlısı.

İşte Türkiye İstatistik Kurumu’nun(TÜİK) en son 2009 yılı kapsamlı yoksulluk araştırmasından. Türkiye’de yoksulluk sınırının altında yaşayanların oranı % 18,08’dir.

Demokrasi paketi lazım. Ada vapuru yandan çarklı.

O günün nüfusu ile12 milyon 751 bin kişi gıda ve gıda dışı harcamaları içeren yoksulluk sınırının altında yaşamaktadır.2013 yılı için değişen bir şey var mıdır? Önemsiz bir oranının değiştiği kanısındayım zira son açıklanan işsizlik rakamı %8.8 olduğuna göre...

Paket kırk bir madde, kırk bir kere maşallah. Şinanay da şinanay!

Peki yoksulluk sınırının altı ve yoksulluk sınırında yaşayanların sayısını bu paketi kaleme alanlar başta olmak üzere, milletin vekilleri, hükümetin bakanları, icranın sorumlu başkanı bilmez mi?

Konumuz demokrasi. Bu vapur ona göre hazırlandı.

Demokrat olmak gerekli mi? Demokrasi olmalı mı? Benden kocaman evet. Üstelik açıklanan yoksulluk sınırı içinde bir fert olarak.

Ama televizyonlarda izlediğimiz Roman vatandaş bağırıyor " Roman enstitüsü istemiyoruz. İş, aş istiyoruz. İş vermiyorlar sen çingenesin diye" tabirini kullanarak konuşuyor. Sanırım o %18.08'lik dilim içinde, halime şükür, ben o değilim.

Düz çarklısı yok mu da yandan çarklı?

Demokrasinin özellikle seçim ve temsili ilkesi, genel ve eşit oy ilkesi, siyasal çoğulculuk ve çoğunluğun yönetim hakkı ilkesi, çoğunluğun sınırlanması ve azınlığın korunması ilkesi, temel hak ve özgürlüklerin teminat altına alınması ilkesi, toplumda herkese fırsat eşitliğinin sağlanması ilkesi gibi ana temel ilkeleri daha iyi yansıtan özellikle İskandinav ülkelerde demokratikleşme sürecinin nasıl sağlandığı geliyor aklıma.

Pusulaları sağlam ve dümenleri yanlış dönmüyor. Onların vapuru rotasında.

Hepsi de önce sosyal alanlardaki aksaklıklar üzerinde çalışmalar yapmışlar. Sosyal hayatı geliştirmeyi öne alan projeleri ADALETLİ bir biçimde uygulamışlar. Kendi kültürel değer yargılarından taviz vermeden sosyal hayatı düzenlemişler ve sonuçta demokrasi yolunda ilerleme kendiliğinden gelmiş. Gelişmiş ülkelerin bir çoğunda aynı uygulamayı görürsün.

Ya onuncu yıl, ya da dağ başı söylenecek, başla! Vapurun motorları dahi durdurulur. Rıhtıma el sallanır.

Zemin sağlam olunca demokratlık ve demokrasi binası da oturmuş. Binalar oturtulurken kimselere rant dağıtılmamış, ücret adaleti sağlanırken ince hesaplar yapılmamış. Önce yönetimin başındakilerden başlamışlar.

İslamiyet'in ilk zamanları hani asrı saadet denen dört halifenin yönetimde bulunduğu dönem özellikle Hz. Ömer dönemi örnek alınmış adeta.

Hakikatten yoksul insan demokrasiyle  yoksulluktan kurtulur mu? Demokrat olur mu?

Adaletsiz gelir dağılımı var ise demokrasi bu adaletsizliği giderir mi?

Başbakanın tabiri ile "üzerinde çok yazılacak, çok konuşulacak, her şey söylenecek" bir konu bu sosyal adalet. Açıklanan paket gibi... 

Ne yazık kimse konuşmuyor, yazmıyor ve söylemiyor.

Bırak vapur iskelede artık kervan çıkmış yürümekte.

Çocuk bekleniyor.

Kimler bilir, vapura binenler mi, inenler mi? Yoksa vapuru hiç görmeyenler mi?

Belki bu paket demokrat çocuğu çıkarır ortaya o da avazı çıktığı kadar bağırır;" GELİR DAĞILIMINDA ADALETSİZLİK VAR! BU ÜLKE ÇIPLAK " diye.

İşte demokrasi paketi böyle patlama etkisi yaratır. Nasıl olsa beklenen beş yıl geldi kapıda.

 
Toplam blog
: 371
: 835
Kayıt tarihi
: 14.02.09
 
 

Adalet önce kendimizde başlamalı ve haksızlıklar sorgulanmalı  ve hataların, afetlere dönüşmeden ..