Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Ekim '17

 
Kategori
Güncel
 

Gelişmekte Olan Ülkelerin Dolaylı Yolunması

Gelişmekte Olan Ülkelerin Dolaylı Yolunması
 

Dünya sistemini yöneten güçler; diğer ülkelere ihraç ettikleri her şeyin parasının maliyetinin on katına tahsil ederken dünyayı biraz daha karanlığa itmekte tereddüt etmiyorlar.        

Kendini değersiz hisseden toplumlar güvenlik endişelerinden, sağlık endişelerinden, eğitim endişelerinden birkaç ülke ve gücün adeta etkisi altında hızla tükenmeye doğru gidiyor.

Türkiye’nin en büyük düşmanı kimlerdir diye sorulsa ve sıradan insanlar ilk sırada Amerika, Avrupa Birliği ve İsrail’i gösterebilir. Ancak bu ülkeleri ziyaret eden bir insan muhtemelen orada yaşayan ve günlük hayatın içinde kaybolan insanların, evsizlerin, yoksulların bolluğu karşısında şaşırıp kalabilir ve benim düşmanlarım bunlar mı diye kendini sorgulama ihtiyacı hisseder. Hissetmesi gerekir. Örneğin AB üyesi birçok ülkede evsizler vardır ve akşamın ilerleyen saatlerinde gece yarısına doğru metro istasyonlarının evsizler için biricik konaklama yerleri olduğunu görerek şaşkına dönebilir. Örneğin Amerika denince elliden fazla eyalet ve her eyalette farklı yasalar, farklı ülkelerden göçmenler, hayatta kalma mücadelesi yapan insanlar görülürken, bu insanların da en fazla Amerika geçmişi olduğunu sıradan insanlar göz ardı edilebilir.

Büyük devletler, küçük devletlere sürekli yardım ederler. Misal Afrika’ya yardım eden yardım kuruluşları, savaş bölgesinde Birleşmiş Milletlere ait kuruluşlar sürekli bir çalışma içerisindedir. Büyük güçler küçük güçlere yardım ederler.  Amerika ve Fransa gibi sözümona BM daimi üyesi ülkeler başta olmak üzere bu fakir bölgelere yardım yaparken,kendi ülkelerindeki insanlar hem metrolarda yatar, hem de asla “bu ülkenin asli unsurları olarak bizler sokakta kalmak zorunda kalırken siz nasıl olur da başka ülkelere yardım edersiniz?” diye kesinlikle itiraz etmezler. Bir anlamda Amerika ve Fransa gibi emperyal güçler melek kılığında insanlara yardım ederek, vicdanlarını temizlerler.

Bu emperyal güç olmanın diğer devletlere görünmeyen bir maliyetleri vardır. O ülkeler birçok konuda sekonder ülkeleri kendi hegomanyalarında tutarlar.  O ülkelerin birçok işleri yerli siyasetçileri kanalıyla emperyal güçlerce dizayn edilmek zorundadır. Genellikle girdikleri her ülkede yardım adı altında bir faaliyet varsa bunun aslında altında başka nedenler aramak gerekir.  Bu başka nedenler her zaman olacak diye bir kural yoktur ama bir hazırlık olduğu kesindir. Ekonomisi çok da iyi durumda olmayan Rusya’yı ele alalım; beş binden fazla silah dolu gemiyi Filipinler limanlarına boşaltmasının Rusya adına yakın kazanç, uzak kazançla bir alakası olmaması düşünülemez. Aynı şeyler şüphesiz bizler için de geçerli olmalıdır. Eğitime destek adı altında dünya bankası yardımlarının altında yatan en önemli neden şüphesiz burstur. Aynı şekilde İngiliz vergi mükelleflerinin parasını hiçbir İngiliz’in yakın ve uzak kazançlardan herhangi birisini gözetmeden bir üçüncü dünya ülkesinin öğrencisine burs olarak vermesi düşünülemez. Bu bursların ilerideki yatırımlara dolaylı vergi olarak yansıması şüphesiz ki düşünülemez. En basitinden bir ülkeden kamudan ortalama on bin kişiyi sadece altı aylık bir kursa İngiltere yerine Almanya’ya, Fransa’ya, Macaristan’a göndermek arasındaki muazzam farka bakalım. Normal şartlarda dil bilmek elbette önemli bir husustur. Ancak şiir yazıp, o dilde rüya görmek oldukça uzun süreli bir eğitim gerektirir. Aynı şeyi belki de kendi ülkesinde de yapabilecek bir üçüncü dünya ülkesi bunu asla başaramaz. Halbuki normal şartlarda bin adet İngiliz öğretmeni kendi ülkesinde istihdam ederek şayet gerçekte varsa dil sorununun üstesinden gelebilir ama o zaman kültürel yükleme yapılamayacağından planlar eksik kalabilir. Aynı zamanda bin kişi istihdam eden A ülkesinde yeme içme gibi ihtiyaçlar yine A ülkesinde giderileceği için öğretmenlere verilen paranın önemli bir kısmı da yine A ülkesinde kalır ve ülke ekonomisine geri dönen bir kazanç oluşur.

Korunmanın, eğitilmenin, sevilmenin maliyetli olduğu bir dünyada önemli olan bu durumun ne şekilde fatura edileceğidir. Genellikle güçlüler güçsüzlere, güçsüzlerin normal halkının gözlerine sokmadan fatura edilmesini sağlamak yerel siyasetçilerin görevi haline gelir. Esasında ülkesinde her türlü propagandayı yapan emperyal güçler bir yandan dolaylı vergilendirmelerle sekonder ülkeleri soyup soğana çevirirken, sözde yardım, birlik, dünya barışı, sınır tanımayan ajanslar gibi güzel isimler uydurmak zorundadır. Dolaylı vergiler bazen abartılır ve yerel hükümetler bunu ödemek istemezler veya artık yeter demek isterler heyhat uzaktan kumandalı yerel güçler devreye sokulur, maliyeti karşılamak istemeyenlere güzelce bir ders verilir.  E hani yardım? Bizde bedava...... diye başlayan bir çok söz var. Bedava ....olmaz. Mümkün değil.

 

 
Toplam blog
: 2271
: 163
Kayıt tarihi
: 15.10.14
 
 

Bugünün doğrusu yarının eğrisi, dost görünenler düşman ve herşey aslında zıddı olabilir. Büyük ih..