- Kategori
- Bayramlar
GENÇ BİLİNÇ BAYRAMI
BAYRAM
Bugün 19 Mayıs 2021.
Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı'mız.
Bayramın adı "Atatürk'ü ve Atatürk önderliğinde çağdaş Türkiye'yi kuranları anma ve sporcu gençliği bilinçlendirme bayramı" olmalıydı. Atatürkle uyumlu kadro olmasaydı, Atatürk Atatürk olamazdı. Kurucu kadro, Atatürkle eşdeğerdedir.
Atatürk başkalarının da düşündüğü, söylediği ve yazdığı çağdaş Türkiye hayalini; eylemleştirten ve hayata geçirtme başarısını gerçekleştirten bir önderdir. Atatürk'ü anmak, kula tapma eğilimli zavallıların sandığı gibi; Atatürk'e tapmak değildir. Bunun tapınma olmadığını 1935 yılında şöyle açıklar:
"İki Mustafa Kemal vardır, biri ben fani Mustafa Kemal. Diğeri milletin içinde yaşattığı Mustafa Kemaller idealidir. Ben onu temsil ediyorum Herhangi bir tehlike anında ben ortaya çıktımsa beni bir Türk anası doğurmadı mı? Türk anaları daha Mustafa Kemaller doğurmayacaklar mı? Feyiz -olgunluk, cevher- milletindir, benim değildir"
1929 yılında, " Benim naçiz -değersiz- vücudum elbet birgün toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet -sonsuza dek- payidar -sürekli- kalacaktır" demiştir. Fani ve naçiz bedenli birine tapılır mı hiç?!
"Milli kültürümüzü , muasır -çağdaş- medeniyet seviyesinin üstüne çıkaracağız" derken; kopyeci ve taklitçi olmadığını kanıtlar. 29 Ekim 1933'te "Ne mutlu Türküm diyene" derken; genetik milliyetçi değil, ne mutlu kendisini Türk hissedene düşüncesinde bir kültür milliyetçisidir.
Dünyada savaş sanatını geliştiren belli başlı mareşallerden biriyken, "Harp zaruri ve hayati olmalıdır. Milletin hayatı tehlikeye maruz kalmadıkça harp bir cinayettir" diyebilen bir hümanisttir. Bu nedenle, "Yurtta sulh, cihanda sulh" ilke onun ilkesidir.
Savaş, hasmı kanlı ve ahlaksız yöntemlerle alt etmektir. Kafa sporu satranç ve beden sporu güreş hasmını; kanlı değil alınterli, ahlaksız değil ahlaklı yöntemlerle yurtta sulh cihanda sulh ortamında alt etmektir.
Ona göre bayramlar övünç değil, bilinçlenme günleri olmalıdır. 1929 yılında gençlere şöyle seslenir:
"Büyük olmak için hiç kimseye iltifat etmeyeceksin. Hiç kimseyi aldatmayacaksın. Memleket için hakiki mefkure -ideal- ne ise onu görecek, hedefe yürüyeceksin. Herkes senin aleyhinde bulunacaktır. Herkes seni yolundan çevirmeye çalışacaktır. Fakat sen buna mütehammil -dirençli- olacaksın. Önüne nihayetsiz -sonsuz- manialar -engeller- yığacaklardır. KENDİNİ BÜYÜK DEĞİL KÜÇÜK, ZAYIF, VASITASIZ, HİÇ TELAKKİ EDEREK -sayarak- KİMSEDEN YARDIM GELMEYECEĞİNE KANİ OLARAK -inanarak- BU MANİALARI -engelleri- AŞACAKSIN. BUNDAN SONRA DA SANA BÜYÜKSÜN DERLERSE, BUNU SÖYLEYENLERE GÜLECEKSİN"
Atatürk gençlere "Kendini büyük değil küçük, zayıf, vasıtasız, hiç sayar; kimseden yardım gelmeyeceğine inanırsan bu engelleri aşarsın" derken; İspanyada islam hakimiyetini sağlayan Berberi asıllı komutan Tarık Bin Ziyat'ın asker İspanya kıyılarına çıkınca zora geldiğinde geri dönmeyi düşünmesin diye gemileri yaktırarak "önünüz düşman, ardınız deniz" komutunun motivasyonuyla çaresizlikten bile yararlanmalarını önermektedir.
Gençlerin ve kendini genç hissedenlerin 19 Mayısları kutlu olsun.