Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Ocak '11

 
Kategori
Aile
 

Genç kızımıza mektup- 2

Genç kızımıza mektup- 2
 

-Tak, tak... Ben postacınız... Bir mektubunuz var... 

-Posta kutusuna bırakın lütfen... 

Bu, beklenen ikinci mektup idi... 

&&&&&&& 

Sevgili kızım,  

İkinci mektubumu okurken heyecanını hissediyorum. 

Henüz çok gençsin, yaşın onsekiz olduğunda kişiliğin de büyük ölçüde tamamlanmış olacak... O bakımdan ilerdeki yaşamını etkileyecek kişiliğinin oluşması için şimdi "dağarcığına" neler koyman gerekir, onları ele alalım: 

Hedeflerin olmalı. 

Yaşantının her evresinde, yapacaklarınla ilgili bir hedef belirlemelisin... Hedef; gelmek istediğin nokta ve zaman ilişkisini birlikte ele almalı. Örneğin belirlediğin tarihte, belirlediğin işi- uğraşı bitirmiş olman, ve arzuladığın noktaya gelmiş olman gibi. 

Hedeflerinin büyük olmalı... Küçük hedefler kolay elde edilir. Zor olanlara talip ol ve bu uğurda çalış ki göreceksin, azmin elinden hiç bir şey kurtulamamıştır. "Ben nasıl beceririm" diye asla karamsarlığa kapılma, bugün olmazsa, yarın mutlaka hedefine ulaşacaksın, unutma sen bir üreteçsin. Bir düşün, neler üretebileceğini... 

Çalışkanlık, azim, başaracağına dair motivasyonun olunca gerisi kolay... Dinamizmin seni devamlı yönlendirecektir... Geleceğe dair kendin, kendinden ne isteyeceğini mantıklı bir şekilde tespit et... Çok başarılı kişilerin hayat hikâyelerini oku, bu kişilerden birisi, neden sen olmayasın? 

Sen, ne olmak istiyorsan, "O" olursun... Mutlaka uygula... 

Yarışçı ol,  

Yarışmacı ol, yarışcı ol ama başkalarıyla değil, kendinle yarış... Daha iyi olabilirdim diye kendini eleştir. Bir sonraki sefere "daha iyi" olmak için gayret et... Kendinle yarışmanın galibi her zaman "sen" olacaksın... Bu sana müthiş motivasyon sağlar... 

Hırsların olmalı ama kontrollü hırslar... Hırsın fazlası seni yok eder... 

Enerjini boşa harcama,  

Sahip olduğumuz enerjimizin miktarı bellidir. Vücut enerjisi ve beyin enerjisini toplamda bir bütün olarak ele aldığımızda, enerjimiz tükenince, uykumuzun geldiğini, dinlenmek gerektiğini hepimiz bilmekteyiz. O zaman miktarı belli olan enerjimizi kendimize faydalı olabilecek yönlere kanalize etmemiz gerekir. Sonucunda hiç bir fayda sağlamayan konularla uğraşırsan, ilerde pişmanlık duyabilirsin. 

Zamanı kullanmada usta ol,  

Gün 24 saat olduğuna göre, 3 x 8 esasını uygula... Yani, 8 saat çalışma, 8 saat uyku, 8 saat de, özel uğraşların ve sosyal aktivitelerin... 

Bilhassa uykuna dikkat etmelisin, sağlığın "S" si uykudur. Uykuda beyin dinlenir. Beyin tüm organlarımızın idare merkezidir. Dinlenmiş bir şekilde uyandığında, kendini yeniden doğmuş gibi hissedersin. 

Polemiklerden uzak kal,  

Normal yaşantındaki başarı ve verim, huzurlu olmana bağlıdır. Huzurlu olmanın ilk şartı polemiklerden uzak kalmandır. Bazen haksızlığa uğradığın olur, Konuyu hararetlendirmemek için, haklı da olsan, muhatabına "siz haklısınız" diyebilmelisin. Bu senin yüce gönüllü oluşunun ifadesidir. Bir şey kaybetmezsin bilakis puan kazanırsın... 

Tanıdık veya tanımadık birilerini çekiştirme, arkalarından konuşup dedikodu yapma, olay sana tekrar döner ama beraberinde tehlikeleri de getirerek... Zamanına ve boşa harcadığın enerjine yazık değil mi? 

Kimseyle uğraşma, mutlaka uğraşma dürtün varsa, kendinle uğraş... Çünkü, artılarıyla, eksileriyle kendini en iyi tanıyan yine kendinsin. Yeri geldiğinde kendini sorgula, yargıla, yüzleş kendinle... Bu tarz zihinsel hesaplaşmaların seni daha faydalı kulvarda koşmana yardımcı olacaktır. 

Huzur; ailevi yaşantıda, arkadaşlık çevresinde ve daha sonraları iş çevresinde aranılan özelliklerdendir. Huzursuz kişiler, ailesini, arkadaşlarını huzursuz ettiği için istenmeyen kişi durumuna düşer ve dışlanırlar. Bu kişiler, iş yerlerinde barınamazlar, hayatı boyunca sayısız işlere girip çıkarlar, denek olurlar... 

Barışcıl ve yardımsever olmalısın. Bu duygular ruhsal doyum sağlar... 

Gerektiği yerde susmasını bilmelisin,  

Bir toplulukta veya ikili görüşmelerde az ve öz konuş. Çok fazla konuşup "itici" duruma gelme. Ara sıra kendine "oto kontrol" uygula... Yani kendi kendini kontrol et, bu şekil davranışınla "hanımefendi" pozisyonuna ilk adımı atmış oluyorsun... Söz gümüşse sükut altındır demiş büyüklerimiz, sen altın'ı tercih et... 

Prensiplerin olmalı,  

Toplumsal, ailevi ve kendi değer yargıların içinde yapmaman gerekli konularda yasaklamaların olmalı. Yasaklarına harfiyen uymalısın. Bunlar bir veya birkaç madde olabilir. Karşılaştığın bir durumda "prensibim değildir" ifadesi, muhatabın söz hakkını sıfırlamış oluyor. Prensipli olmak güzeldir, başarıya götürür. 

Kitap okumayı sevmelisin,  

Ama, eğitim süreci içinde, derslerinin yoğun olduğu dönemde değil... Yaz tatillerinde kitap okumalısın. Okuyacağın kitaplar, Türk ve yabancı yazarların edebi değeri olan ve "klasikler" içine girenlerinden olmalı... Her türlü yayın sana uymaz, okuyacağın kitapların, edebiyat öğretmeninin tavsiyesinde ebeveynlerin kontrolünde olmalı... 

Yabancı dil,  

Ana dilin gibi konuşabileceğin ikinci bir dilin olmalı. Bu dil, milletler arası yazışmalarda kabul edilmiş standart dil olmalı. Bir lisan bir insan olduğuna göre, sen "iki insan" olarak kabul edilmelisin. İkinci dil sana pek çok konuda öncelik sağlayacaktır. 

Basit cümlelerle yazılmış kısa mini öykü kitapları dil gelişimine yardımcı olacaktır. 

Hobilerin,  

Yorulduğunda seni dinlendiren uğraşların yani hobilerin olmalıdır. Bunlar seni rahatlatacaktır. Hobiler, buluşculuğun kapılarını aralar ve zekanın daha verimli ve hızlı işlerlik kazanmasına yardımcı olur... Basit olanları değil zor olanları tercih etmelisin, su doku, bulmaca, satranç gibi... 

Olasılıklar üzerine kurgulamalarda usta olman, çok az hatalarla yaşamını mutlu ve başarılı sürdürmene yardımcı olacaktır. 

Mum ışığı kadar bile olsa ışık vermesini dilerim yazdıklarımın... 

İkinci mektuba burada nokta koyuyoruz,  

Üçüncüsü de çok yakında ekranında olacak :-)) 

Sevgilerimle... 

Yurdagül Alkan 

 
Toplam blog
: 344
: 1671
Kayıt tarihi
: 09.04.09
 
 

Özel bir finans kuruluşundan emekliyim. Hayatın her aşamasını acısıyla tatlısıyla yaşamış biri ol..