Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Ekim '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Gençler bu kadar mı anlayışlı?

Gençler bu kadar mı anlayışlı?
 

superpoligon.com'dan alınmıştır


Reklamlarla oldum olası aram hiç hoş değildir. Hangi yolla yapılırsa yapılsın, reklamın etkisinde kalmamaya çalışırım. Bilinçaltından etkilendiklerim yok mudur, herhalde vardır.

Bir ürünü veya hizmeti satın almam için onun iyi, güzel, faydalı, kaliteli, işe yarar olduğuna benim inanmam gerekir.

Deneyimim sonucunda bende olumlu bir kanaat oluşmamışsa, o malı kim reklam ederse etsin, bana hiç etkisi olmaz.

Firmaların özellikle ünlü kişilerden yararlandıklarını biliyoruz. Kadınlar da reklamların en etkili objesidir. Ama falan aktris benim tadını hiç de beğenmediğim x bisküvisi yiyormuş diye ben de onu yemem, yiyemem.

Tabii herkes benim gibi düşünmüyor olmalı ki, reklam ajansları bu iş için belli başlı kişilere tonlarca para akıtıyorlar.

*****

Reklamlarda benim önem verdiğim iki şey var. Biri, ürünün gerçekten anlatıldığı gibi olması. Yani abartıya kaçılmadan, özelliklerinin duru bir dille anlatılması… Diğeri ise teknik açıdan yaratıcı bir estetiğe sahip olması…

Demek ki ben işin daha çok teknik ve artistik tarafıyla ilgileniyorum. Ürün ikinci planda kalıyor.

Renkler ve zevkler tartışılmaz. Herkesin beğenisi farklı… Ben herkesin gülmekten katıldığı bazı kimselerin yaptığı esprilere de öyle trene bakar gibi bakıyorum, bir türlü gülemiyorum. Bu benim sorunum. Kimseye bir şey söylediğim yok.

Para kazanmak için yasalara aykırı hareket etmedikçe herkesin dilediğini yapma hakkı var. Çevirdiği bir filmle seyirci rekorları kırıp “paraya para demeyen” bir oyuncu için benim söyleyebileceğim bir şey yok. Dileyen gider seyreder, güler, eğlenir.

*****

Bugün televizyonda bir reklama rastladım. Ünlü bir telefon firması, üniversite öğrencilerine sağladığı fırsatları, imkânları anlatmak için değişik bir yol bulmuş.

Malum bunlar üniversite öğrencisi… Bunlara normal bir insan gibi, “Arkadaşlar sizin için şöyle bir kolaylık, şöyle bir ucuzluk sağladık. Artık daha uzun süre, daha az para ödeyerek konuşabileceksiniz. Üstelik bu kampanya süresince şöyle bir hediye de kazanacaksınız” dense anlamazlar.

Öyleyse ne yapmak lazım? İnsanlık dışı bir yaratığın bunlara anlaşılmayan bir dille durumu aktarması lazım demişler ve öyle de yapmışlar…

Benim zoruma gitti doğrusu… Temiz yüzlü, iyi bir aile çocuğu görünümündeki yüksek öğrenim gören üniversite öğrencileri, bu kaba saba yaratığın saçma sapan laflarından etkilenip o marka telefonun ürünlerini kullanacaklar… Bilmiyorum gençler bunu seyrederken ne hissediyorlar?

*****

Ben kendi adıma reklamlarda bu yaratığı ilk gördüğüm zaman firmaya bir mail göndermiştim. “Bunu bulmak için çok aradınız mı?” diye sormuştum.

Yazdıkları cevapta, “sizin gibi tenkit edenlerin yanı sıra, olumlu tepkiler de aldık” demişlerdi.

Ben tekrar sormuştum: “Peki bu olumlu tepki gösterenler, ne iyi ettiniz de reklamlarınızda bunu oynattınız mı dediler?” Bu sefer bana baştan savma bir cevap gelmişti: “Teşekkür ederiz.”

Neticede ben bireysel olarak tepkimi gösterdim ve cevabımı aldım. Bu tamamen kişisel bir konuydu.

Fakat bu kez istikbalimizin güvencesi gençlerin, geri zekâlı bir güruh gibi gösterilmesine doğrusu dayanamadım.

Herkes her şeye razıysa söylenecek bir şey yok elbette…

 
Toplam blog
: 859
: 979
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, ekonomik..