Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Anadolu Mesleki Eğitim Derneği

http://blog.milliyet.com.tr/anadolumed

27 Eylül '14

 
Kategori
Eğitim
 

Gençler ve şehirler

Gençler ve şehirler
 

Son zamanlarda uyuşturucudan ölümler gözlerin uyuşturucu çetelerine çevrilmesine neden oldu. Hâlbuki sonucun bu şekilde olacağı yıllardır belliydi. Sadece ölümler artık dramatik bir şekilde basında yer almaya başladı. Öğretmenlerin ve velilerin yıllardır korkulu rüyası olan uyuşturucular nihayet ve ne yazık ki bu hayatların kararmasıyla bir miktar gündeme gelse de beyan edilen ve yapılacağı dile getirilen çalışmalar yapılmadan fazla umutlu olmak konusunda ne yazık ki karamsarım.

Özellikle lise çağına gelen gençlerin kendilerini kanıtlama, ergenlik, arkadaş çevrelerinden ve çoğunlukla da yalnızlıktan dolayı sigara ve benzeri maddeleri bu çağlarda denedikleri bilinmektedir. Günümüz gençler ile aileleri, okuldaki öğretmenleri, toplum arasında belirgin bir kuşak çatışması meydana getirmiştir. Aileler yoğun iş temposu yüzünden çocukları ile yeteri kadar vakit geçirememektedir. Eğitimde yaşanan karmaşa, şehir tasarımında tıpkı engelliler, yaşlılar gibi gençler adına da ciddi yatırımların yapılmaması, toplumsal bağların zayıflaması, ailelerin beklentileri, gençlerin çoğunlukla boşa geçen zamanları bu sonucu hazırlayan sebeplerden bazılarıdır. Herkesin bilip çoğu zaman sustuğu, toplumun önemli bir kısmının ciddi oranda tüketim toplumu olarak dizayn edilmesidir. Bazı konulardaki tüketimlerimiz gelirimize karşın çoğu AB ülkesini katlamıştır. Tüketim arzusu patlamıştır. Bunda yılların birikimi olan sağ olsun, yazılı ve görsel basınımız elinden geleni yapmış, gençlere bir takım idoller sunmuş ve çoğu zaman da bu ünlülerin uyuşturucudan yakalanmaları, kullandıkları pahalı otomobiller, telefonlar. Bu rol modellerin gençlere en önemli katkıları şüphesiz daha fazla tüketimdir. Ailelerin ise bu tüketim arzularını genellikle karşılaması olanaksızdır. Son yıllardaki okullarda demokratikleşme adına değişimler; eğitim kurumlarında kılık kıyafet serbestîsi okullarda kimin öğrenci kimin satıcı olduğu konusunda çoğu zaman görevlileri çaresiz bırakmaktadır. Öğretmenler kendilerini korumasız hissetmeye başlamış, zaman zaman da öğretmenlere, polislere, kamu görevi yapan insanlara yapılan saldırılarda hayatını kaybeden kaybettiği ile kalmıştır. Bu durum ise kamu görevi yapan insanlarda geri çekilme, olaylara duyarsızlık güdüsü yaratmıştır. Polise, öğretmene karşı yapılan olumsuz propagandalar her iki grubu da geri çekilmeye teşvik etmiştir. Bu propagandalar öğretmenlerin üç ay yata yata maaş aldığı, sanki öğrenci okuldaymış da öğretmen okula gitmiyormuş gibi yapılan yorumlar, öğretmenlere karşı olumsuz bakış açısını daha da artırmış görünmektedir.

Tüm olumsuzluklar, kamu görevlilerindeki geri çekilme, uzman eksikliği bu sorunun çözümünde ciddi bir engel olarak görünmektedir. Toplumsal dayanışma şarttır. Ancak gençlerin faydalı işlere, spor, sanat gibi faaliyetlere yönlendirilmesi gerekmektedir. Bu ise aslında şehrin fiziki yapısı bunların çoğu yeterli maddi gücü olmayan ailelerin çocukları için hayaldir. Belediyelerin bu konuda yaptıkları yatırımlar olmakla beraber yeterli spor alanlarının olmaması, sanat dallarının ciddi maliyetlerinin olması aileler açısından da ciddi bir sorundur. Çalışma yaşamında zamanlarını değerlendirmeleri de mevzuat açısından çalışmak isteyen gençlere büyük engeldir. Yaz tatili boyunca şehirde on altı on yedi yaşında bir kimsenin yaz boyu boş kalması, spora, müziğe gidememesi işyerinde ise mevzuatlar gereği çalışamaması büyük bir sorun. Aslında gençler arasında ciddi oranda çalışmak isteyen yaz tatilini boş geçirmek istemeyen gençler var ve aile desteği ile tandık bildik işyerlerinde yazları üretime katkı sunuyorlar. Hayata katılıyor, meşgul oluyorlar. Gerçi bazı insanlar benim çocuk işçi çalıştırılmasını savunan kapitalizm savunucusu biri olmakla suçlasalar da on altı on yedi yaşında bir gencin yaz boyu evde oturması, sokakta dolaşmasındansa emeğin değerini kavraması için, emeği öğrenmesi için çalışması taraftarıyım. Hem üretime katkı sağlar, emeğin değerini kavrar, vakitlerini boş geçirmez, harçlıklarını kazanırlar. Hatta bu konuda bence belediyelerin ve meslek odalarının, sivil toplum örgütlerinin ortak projeleri ile korunaklı özel olarak tasarlanmış işyerlerinde, gençlerin üretime katılmaları iş hayatına hazırlanmaları gerekir. Basına da bu konuda önemli işler düşüyor. Tüketime teşvik ettiğinin en azından üretime teşvik etmeleri sorumlu yayıncılık adına, gelecek adına faydalı olacaktır.

İnsanlar işsiz, boş kalmayı bazen sevebilirler ancak eğer fiziki ve ruhi yapısında herhangi bir hastalığı olmayan hiçbir kimsenin uzun süre işsiz güçsüz kalması mümkün ve doğru da değildir. Toplumda boş gezen kimseler pek de hayırla anılmazlar. Bir hocamın deyişiyle “İşsize şeytan iş bulur.” Üretim güçtür, suç değil…

ilhan Aydın

Teknik Öğretmen

Yönetim Kurulu Üyesi

 
Toplam blog
: 29
: 206
Kayıt tarihi
: 20.08.13
 
 

Anadolu Mesleki Eğitim Derneği mesleki eğitimde yeni fikirlerini, düşüncelerini, eleştirilerini v..