Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Eylül '09

 
Kategori
Eğitim
 

Gençlerimizin eğitimleri

Gençlerimizin eğitimleri
 

Küreselleşmenin dayanılmaz cazibesinin ulusları getirdiği nokta yıkım olmuştur. Geçen eylül ayı itibari ile kriz ortamında nefes boruları tıkanan ülkelerin bulundukları açmazdan çıkmaya çalışmasına tanık oluyoruz.  

Evrensel bütünleşme hevesinde olanların düştükleri çukurda debelenmelerinin yarattığı fay hareketleri ve kırılmalar dinlerin dinlerle, ulusların uluslarla, insanların insanlarla bütünleşmesinin kolay olmayacağını oluşan tsunami ile bir kez daha gösterdi.  

Ders alınır mı ya da ders almaya emperyalizmin dişlileri müsaade eder mi zaman gösterecektir?  

Küresel aktörlerin ve dünya jandarmalığına soyunanların dizleri dibinde oturanların Atlantik ötesinde “Akdeniz’e uzanan” ülkelerinde yapmaya çalıştıkları gözlerden kaçmamaktadır. Küresel krizin etkisi ile inim inim inleyen dar gelirli vatandaşların hayata atılmaya çalışan çocuklarını av olarak görenlerin şu sıralar iş başında olduklarının duyumlarını alıyoruz sıklıkla.  

Ellerinde bulundurdukları devasa (!) boyuttaki, kaynağının da tam olarak açıklanmadığı sermaye ile yüksek öğrenim görmekte olan yoksul gençlerimizi barındırma ve masraflarını karşılama bahanesi ile yurtlara çekme telaşındalar.  

Bu telaşın ve çabanın nedeni nedir?  

Vatandaş fakr-ü zaruret içinde olabilir. Bu onun el bebek gül bebek yetiştirdiği çocuğunu sana teslim etmesi anlamına mı geliyor? Elinizde bulunan olanaklarla her şeyi yapabileceğinizi mi sanıyorsunuz?  

Tanıdık bir arkadaşımızın oğlu Konya Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesini kazandı bu yıl. Oğlu ile birlikte ilgili üniversiteye kayıt için giden arkadaşın anlattığına göre kampüse girer girmez etrafları bir anda tanımadıkları onlarca kişi tarafından sarılıyor. İsterlerse yurt ve okul masraflarını karşılayacaklarını söylüyorlar. Neye uğradığını şaşıran arkadaş hızla durum değerlendirmesi yapıyor. Ve “ Neler oluyor? Sizler ne yapmak amacındasınız? Gidin başımızdan bizi rahat bırakın” şeklinde tepki gösteriyor. Ve oradan hızla uzaklaşıyorlar.  

Bunun gibi kaç öğrenci bu durumdadır bilinmez. Ancak bu yapılanların savunulabilecek bir yanı var mıdır? Bu davranış ve zorlama kişi özgürlüğü ile bağdaşmakta mıdır? Ellerinde bulundurdukları medya gücü ile yargının henüz suçlu kabul etmediği ve yargılama aşamasında bulunan onlarca insanı suçlu ilan edenlerin kendi yandaşlarının yanlışları söz konusu olunca seslerini kısmaları manidar değil midir?  

Günümüzün özgürlük sevdalısı gençleri maddi olarak güçsüz, omuzları düşük çaresiz olabilirler ancak düşünceleri geleceklerini cendereler arasına sıkıştırmayacak kadar geniştir. Çağın işsizlik ve yoksulluk tutsaklığına boyun eğip, geleceklerini yok etmeye ağıt yakmayacaklardır. Gittikleri yerde sıkıntılarla da karşılaşsalar çoktan çizdikleri yolun aydınlığında yürümeye devam edeceklerdir.  

Sadece gençlerimiz değil, yaşı yetmişi çoktan geçmiş ihtiyar delikanlılarımız da kör karanlık ile mücadele ediyorlar. Atatürkçü düşüncenin aydınlığında yaptıkları bilimsel çalışmalarına engel olunmaya, görevlerinden uzaklaştırılmaya çalışılsa da onlar orta çağın karanlığını değil aydınlanma çağının ışığını takip etmeye kararlılar.  

Bu vesile ile tekrar olanağı olan vatandaşlara çağrı yapmak istiyorum. Okulların açılmasına kısa bir süre kaldı. Çocuklarımız geleceğimizdir, aydınlığımızdır. Onların eğitim kurumlarında sorunsuzca eğitimlerini almaları için gereken maddi ve manevi yardımları yapalım. Yüksek öğrenim kurumlarını kazanan yoksul aile çocukları yapacağınız yardımlarla eğitimlerini sürdüreceklerdir. Yoksul aile çocuklarının gözyaşlarının sel olmasını önlemek için çaba sarf etmeliyiz. Gerek bireysel olarak ve gerekse STK (Sivil Toplum Kuruluşları) olarak gereken özveriyi göstermeliyiz. Gerçek ihtiyaç sahiplerini tespit edip eğitimlerini devam ettirmeleri için yardımcı olmalıyız. 

 
Toplam blog
: 210
: 910
Kayıt tarihi
: 04.05.08
 
 

Eğitimciyim. Bir insanın çağdaş bir gelecek için, aydınlanma için çok okuması gerektiğine inanıyo..