Gençlik uyanıyor.. 19 Mayıs 1919 ruhu canlanıyor..

Geçenlerde, İşçi Partisi Keçiören İlçe Başkanı Bekir Bey (Bekir Taşlıtepe) aradı.19 Mayıs Kutlamaları için TGB’nin (Türkiye Gençlik Birliği) düzenlediği 19 Mayıs etkinliklerine katılmam için davet etti.

Zaten daha önce de Pirfani Şahin dostum, 19 Mayıs’ta İstanbul’da olacağını, benim de kendisi ile birlikte gitmemi ve İşçi Partisi ile Gençlik Kollarının (TGB) düzenleyeceği etkinliklere katılmamız gerektiğini söylemişti.

Pirfani Şahin kim mi?.

Hatırlayın..

14 Ağustos 2008 tarihinde Keçiören’deki bir Tekel Bayiine (içki satılıyor diye) saldırılmıştı Keçiören Belediyesi Zabıtaları tarafından. Ve dükkan sahibi Metin Şahin acımasızca dövülmüş, bu olay Mahalle Baskısı ve AKP’nin faşizan saldırılarına iyi bir örnek oluşturmuştu. Bu olayı basın günlerce yazmış ve olay TBMM gündemine bile gelmişti.

Taa Özal dönemlerinden beri Türkiye’ye yerleştirilen nemelazımcı görüş yüzünden, bu olayın gerektiği kadar protesto edilmemesi ve lanetlenmemesi sonucu bu gün Afyon Karahisar Valisi içki satışını yasaklayabiliyor maalesef..

İşte Pirfani Şahin bu Metin Şahin’in babasıdır ve halen Tekel Bayiliği işine inatla devam ediyor, direniyor..

Bekir Bey ve Pirfani Şahin gibi iki değerli dostumun, iki Yurtsever’in ısrarlarına ve telkinlerine rağmen katılamadım İstanbul’daki İşçi Partisi ve TGB etkinliklerine..

Mazeretim önemliydi. Kızımın hafta sonunda düğünü var ve başımı kaşıyacak halim yok desem yeridir.

Zaten son üç aydır bu düğün yüzünden İşçi Partisi ve TGB’nin hiç bir etkinliğine katılamadım. Allah’tan kendimi hesap verme zorunluluğunda hissettiğim bu dostlarım beni anladılar.. Ama 26 Mayıs’tan sonra hiç bir etkinlikten geri kalmayacağımı, bu militan ve devrimci ruha sahip olduğumu iyi biliyorlar ve bana hak veriyorlar..

Neyse.. (zorunlu olan)  bu açıklamadan sonra konuyu daha fazla uzatmadan ve sulandırmadan yazının asıl amacına dönelim. (iki gün gecikmeyle de olsa)

19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı’nın bu yılki yıldönümü bence 93 yıllık 19 Mayısların en anlamlısı ve en vazgeçilmezidir. Bu yılki 19 Mayıs’ı, Türkiye hiç kutlamadığı kadar coşkuyla kutlamalı, “ruh çağırma seanslarında” olduğu gibi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ruhunu çağırmalıdır. Türkiye 19 Mayıs 1919’da İstanbul’dan Samsun’a doğru yola çıkan Bandırma Vapurunun motor seslerini yeniden duymalı,  yolcularının nur içinde yatmaları için hep bir ağızdan yeniden dualar okumalıdır.

Tüm Türkiye 19 Mayıs 1919’daki Kuvvai Milliye ruhunun yeniden dirilmesini istemeli ve bu ruha karşı mücadele eden Mandacı ve Teslimiyetçi zihniyetle esaslı bir mücadeleye girmelidir. Yine tüm Türkiye, 1919’daki halimizden daha kötü durumda olduğumuzu hep bir ağızdan haykırmalı, o zamanki mücadeleden çok daha fazlasına ihtiyacımız olduğunun bilincinde olarak ABD Emperyalizmi ve Eşbaşkanlığı AKP’nin mandacı ve uşak ruhlu teslimiyetçi zihniyetinin çok büyük tehlike olduğunu görmelidir.

Tüm Türkiye 2012’deki 19 Mayıs’ta,  19 Mayıs 1919’da Bandırma Vapurunda olan, Dokuzuncu Ordu Müfettişi Mustafa Kemal’den, Kurmay Başkanı Albay Kazım’a, Sağlık Müfettişi Albay İbrahim Taki Beyefendi’den, Kurmay Binbaşı Hüsrev Bey’e (Hüsrev Gerede) adlarını tek tek sayamayacağım Refik Saydam’lar, Mümtaz efendiler, Ali Şevket Efendiler, Cevat Abbas Gürer’ler, Korgeneral Kemal Doğan’lar, İsmail Hakkı Efendi’ler gibi 23’ü karargah mensubu, 25’i er ve erbaş toplam 48 kişinin en azından ruhları için bir karşılama töreni düzenlemeli ve o kahramanların yol göstericiliğini kendi dik duruş ve bağımsızlık istekleri ile birleştirmelidir.

Bu 19 Mayıs’ta tüm Türkiye, İstiklal savaşı ve sonucu olan Ulus Devleti unutturmaya çalışan, o unutulmaması gereken günlere karşı büyük bir kin ve nefretle saldıran AKP ve efendisi ABD emperyalizmine karşı yine hiç bitmeyen bir öfke ve kararlılıkla karşı koymalıdır.

Yani sevgili dostlar;

Bu 19 Mayıs’ta, Tüm Türkiye TGB’nin, İşçi Partisi’nin devrimciliğinin ve yeniden dirilmesi şart olan Kuvvacılığının peşinde olmalıdır. Ne kadar övünürsek övünelim azdır. Bu 19 Mayıs’ta tam da yukarda anlattıklarımıza uygun bir millet gördük (görmüşüz, Pirfani ve Bekir Başkan aynen öyle söylüyorlar ve Aydınlık’ta bu gerçeği teyit ediyor)

O Bandırma Vapurunda bulunanlar neyin temsilcisi idi?. Ne için kelle koltukta yola çıkmışlardı?. Bağımsızlık ve özgür bir Vatan için değil mi?.

Kökleri neydi?. Jön Türk ideolojisi ve devrimci ruh değil mi?.

Korktular mı?.. Yıldılar mı?..

Bu destan Çanakkale’den beri varmışta 19 Mayıs 1919’da kendini göstermiş..19 Mayıs 1919’da yanan meşaleyi, çapa ile, kazma kürek ve sırtlarında 250 Kg’lık taşıyan kahramanları ile, cepheye mermi taşıyan anaları ile söndürmeyen insanları unutacakmıydı bu millet?. Unutmasına izin vermeyecek güçler yokmu olmuştu sanki?..

Sevgili dostlar bu günlerde her zamankinden daha çok, bir Kurtuluş Savaşına ihtiyacımız yok mu?. Ateşleyici, tetikleyici bir güce,  devrimci, vatansever, ülkesini milletini seven ve bu uğurda kelle koltukta, Ankara TBMM’deki  derin dalgalarla (öncekiler Karadeniz’in derin dalgalarında boğuşmuşlardı) boğuşacak olan güçlere ihtiyacımız yok mu?.

Var tabiki olmazmı?. Ümidin bittiği yerde hayatta bitmiş demektir. 

Nedir bu güç?.. TGB..

Bu TGB’nin kökleri ne?..

Dev-Genç, TÖS ve (bence) tüm 68’liler, Deniz’ler, Mahir’ler, Doğu’lar değil mi?..

O yiğitler bundan kırk yıl önce o meşaleyi taşımadılarmı, hala da taşımıyorlarmı?.

O meşalenin ışığı değilmidir TGB’nin yolunu aydınlatan.. Ve o TGB değilmidir, 19 Mayıs 2012’de 19 Mayıs 1919’un ruhunu çağıran?.. Ve yine o 1919 ruhu değilmidir, itirazsız evet diyen TGB’ye ve haklı mücadelesine katılan, destekleyen?..

Amerikan uşağı satılmış medya ne kadar görmezlikten gelirse gelsin, o ruh değilmidir İstanbul’da yüzbinleri sokaklara döken, kahrolsun ABD, Tam Bağımsız Türkiye diye bağırtan?..

AKP’nin çabası boşuna, onlar kaybetmeye, bağımsızlık isteyenler kazanmaya mahkumdurlar çünkü. AKP ne yaparsa yapsın, hangi okyanus ötesinden emir alırsa alsın başaramayacak.

19 Mayıslar ve tüm milli bayramlar bütün haşmeti ve kararlılığıyla sürecek.

İyi ki TGB’li gençlik var.. Onlar var oldukça bu ateş sönmez..

Saygılar..

22.05.2012