Genel Kurul' dan husumet çıktı

Türkiye Futbol Federasyonu' nun, haklarında şike ve teşvik primi iddiaları bulunan kulüplere yönelik uygulanacak yaptırımları görüşmek üzere, bugün düzenlemiş olduğu Olağanüstü Genel Kurul' dan husumet kareleri dışında hiçbir şey çıkmadı. Futbol ailesi; hiç kimsenin hiç kimseye güvenmediği, ancak maalesef ki hiç kimsenin temiz olmadığı ve herkesin birbirini suçladığı bir arenaya dönüştü.

Görünüşte hemen hemen tüm delegeler, Türk Futbolu' nun içinde bulunduğu kaostan acilen kurtarılması gerektiğini ifade ediyorlar. Ancak kimse çözüm adına uzlaşma sağlanabilecek herhangi bir öneride bulunmuyor. Çünkü, dalgalı denizde herkes kendi gemisini kurtarmanın peşinde.

Evet futbol kirlendi ama ne zaman? Muhakkak ki 3 Temmuzda değil. Şike, teşvik vs futbol oyununu çirkinleştiren olgular, klişe bir tabirle yıllardır vardı. Ancak en büyük kirlilik; futbolumuzun başarı anlamında değil de endüstri düzeyinde büyümesi ile başladı. İddia oyunu da tuzu biberi oldu.

Konuyu bugünkü gündemde tutacak olursak: Yargı sistemimizin ağırlığının da olumsuz katkısıyla; eğer ki suç unsuru varsa ve bu çerçevede yargılamayı hızlı bir şekilde sonuçlandırıp, kişi ve kuruluşlar için gerekli cezaları sezon başlamadan kısa sürede veremiyorsanız, veyahut tedbir amaçlı herhangi bir karar alamıyorsanız, bugünkü kaosun gelişi zaten kaçınılmazdır. Şu saatten sonra yapılacak şey, hem türkiye Futbol Federasyonu için hem de Fenerbahçe yönetimi için seçim sürecine hazırlanmaktır. Masumiyet karinesi çerçevesinde, suç ispatlanana kadar nasıl ki herkes suçsuzdur. Kanun önünde aklanana dek, tüm kişiler temsil ettiği kurumlardan uzaklaşmalıdır ki, bu süreçten en az zararla kurtulabilelim.