- Kategori
- Haber
Genelev kadınının adaylığı
“Adaylığı reddedilen eski genelev çalışanı, vekilliğin peşini bırakmıyor.”
Haberin başlığı bu!
Bağımsız milletvekilliği adaylığı için İl Seçim Kurulu'na başvuruda bulunan Ayşe Tükürükçü’nün başvurusu, aday adaylığı şartlarını taşımadığı gerekçesiyle reddedildi. O da Yüksek Seçim Kururlu’na itiraz dilekçesi gönderdi.
Ben en çok, Ayşe Tükürükçü’nün açıklamalarını sevdim; “Ben Türkiye Cumhuriyeti’nde kimsenin namusuna, duluna, yetimine göz koymadım. Kimsenin malını çalmadım. Kimseyi dolandırmadım.”
Ayşe hanım 1993 yılında eşi tarafından erkeklere pazarlandığı için ceza aldığını söylemekte.
Şefkat-Der Başkanı da Ayşe Tükürükçü’ye sahip çıkarak milletvekili adaylığına engel olduğu belirtilen maddelerin, bu olayda öne sürülemeyeceğini belirtmekte. Üstelik işlediği ve ceza almasına neden olan suçu da eşinin zoruyla gerçekleştiğini öne sürmekte.
Bir başka genelev çalışanının da aday olduğunu örnekleyip, Ayşe hanımın cezasını çektiği suçun ‘yüz kızartıcı’ kapsamında değerlendiremeyeceği iddiasında bulunmaktalar. Kapsamla ilgili örneklerde sıralanmış haberde.
Haberi okuyan bir yurttaş olarak Ayşe Tükürükçü adlı eski genelev çalışanının adaylığının engellenmesini anlamakta sıkıntı çekmekteyim. Yaklaşık 14 yıl önce işlenmiş bir suç ve cezası çekilmiş.
O kadar örnekler var ki hem şimdiki mecliste, hem de öncekilerde. Dosyaları sanki itibar belgesi gibi yükseliyor. Suç açısından daha niteliklileri de var!
Ama eski bir genelev çalışanı, üstelik bir dış etkenle işlediği suç ve cezasını çekmiş olmasına rağmen milletvekilliği adaylığı için şimdi önüne engel olarak konulmakta.
Diğer örneklediğim dosyalarla kıyasladığımda Ayşe hanımın adaylığı benim için daha geçerli ve daha masumca. Bölgem olsa oyumu da verebilirdim!