Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Ağustos '19

 
Kategori
Anılar
 

General Rıza Bekin'i Anmak

Büyük Atatürk’ün vizyonu doğrultusunda anavatanı Doğu Türkistan’dan, 1938 yılında, henüz 13 yaşındayken Türkiye’ye gelen ve Harp Okulu’nda eğitim gören, generalliğe kadar yükselen ve uzun yıllar Doğu Türkistan Vakfı Başkanlığı yaparak Uygur davasının yılmaz savaşçısı olan  rahmetli Rıza Bekin’i bilir misiniz? İşte bu güzel günde, 30 Ağustos Zafer Bayramı vesilesiyle, Kore Gazisi paşamızı anmak ve tanımayan Milliyet Blog okurlarına da onu anlatmak istedim.

General Rıza Bekin 1925 yılında Doğu Türkistan’ın Hoten vilayetinin merkezi İlçi şehrinde Ali Ahun ve Saide Hanım’ın altıncı çocuğu olarak dünyaya gelir. Babasını erken yaşta kaybetmiştir. Saide Hanım, milli duyguları çok güçlü ve otoriter bir hanımdır, o’nun iyi bir eğitim almasını sağlar. Yedi yaşına geldiğinde eniştesi büyük alim Mehmet Emin Hazretim’in açtığı medreseye giderek eğitimine devam eder. 

Bu yıllar, Doğu Türkistan tarihinin en önemli sayfasının açıldığı yıllardır. Doğu Türkistan halkının yıllardır istilacı Çinli güçlere karşı duyduğu kin ve nefret, gelişen milli benlik ruhu, 1930’lu yıllarda genel milli bir galeyan ve eyleme dönüşür. Eniştesi Mehmet Emin Hazretim, Hoten bölgesinde istiklal mücadelesi başlatır ve kısa bir dönem için de olsa başarıya ulaşır. Bundan sonraki dönemde makus talih Hazretim’in Doğu Türkistan’dan ayrılmasına neden olur ve bir Afganistan seyahatinde eniştesi ile beraber olan Rıza Bekin’in yolu Türkiye Cumhuriyeti’nin o dönemki Afganistan Büyükelçisi Memduh Şevket Esendal ile çakışır. Sonradan Bekin’in ikinci babam diyeceği Esendal, Rıza Bekin’in 1938’de Türkiye’ye gelerek Harp Okulu’na kaydolmasına yardımcı olur. Hayatı böylece yepyeni bir yola girer.

Rıza Bekin anılarını Kastaş Yayınları’ndan 2005 yılında yayınlamış. Çok ilginç hayat çizgisi ile beraber, Atatürk’ün Asya Türkleri ile ilgili vizyonu, Memduh Şevket Esendal gibi büyük bir devlet adamının portresi, Uygur Türklüğü’nün önde gelen ismi Mehmet Emin Hazretim’in istiklal mücadelesi gibi konulara ışık tutması açısından da önemli bir tarihi belgeler bütünü olmuş diyebilirim.

Kitaptaki ilginç anektodlardan biri şöyle; Rıza Bekin, henüz teğmen rütbesinde iken Kore Savaşı’na gidecek Türk tugayına seçilince, ikinci babam dediği Memduh Şevket Esendal onu kaybetmek korkusuyla çok telaşlanır ve İsmet İnönü’ye çıkarak, tahminen muhalefette olsa da paşanın ordudaki bağlantıları itibariyle, onu listeden düşürtmek mümkün müdür diye sorar. İsmet Paşa ise konuya farklı açıdan bakarak, oluşacak bu durumun yani sıcak çatışmaya katılacak bir subayın kariyeri için bulunmaz bir fırsat olduğunu Esendal’a iletir ve sonuç olarak Bekin Kore’de savaşır.

Bir başka etkileyici anısı da şöyle; beklemediği bir şekilde Tuğgeneral rütbesinden kadrosuzluktan dolayı erken emekli edilen Rıza Bekin, Genelkurmay Başkanı’na çıkar. Görüşme talebi kabul edilir. Ondan önceki görüşmede başka bir emekli edilen ve duruma sitem eden tuğgeneral vardır. Bekin Paşa odaya girince Genelkurmay Başkanı onun da sitem edeceğini sanır, ama o kendisini çocukken bağrına basan Türkiye Cumhuriyeti’ne sevgisi, şükran duyguları ve vefası dolayısıyla en kalbi şekilde teşekkürlerini ve veda dileklerini sunar ve Komutanı’nı çok şaşırtır. Bu güzel jesti sebebi ile devlette başka bir kurumda kendisine yeni bir görev verilir.    

1970’lerde emekli olduktan sonra Doğu Türkistan davası için aktif çalışmaya başlar ve uzun yıllar da Vakıf Başkanlığı yapar. O da sonraki yıllarda Türkiye’ye gelecek Uygur gençlerinin manevi babası olur. Kalbinde derin bir Türklük ve Türkiye sevgisi olan Rıza Bekin Paşa, kitabında bu duygularını şöyle ifade ediyor: “Türklük, Gazi Mustafa Kemal Paşa, Atatürk, Türk Olma gibi kutsal kavramlar, benim için tarifi imkansız bir sevincin ve mutluluğun kaynağı oluyordu. Gittiğim, gördüğüm ve gezdiğim ülkelerde bu sevinci ve mutluluğu tatma, duyma imkanına kavuştuğum için bahtiyarım.” 

Uygur Davası’nın yoğun gündemde olduğu bugünlerde tarihten ders almak ve genç Türkiye Cumhuriyeti’nin 2000’lere kadar ki akışını değerli bir komutanın gözünden incelemek için Rıza Bekin’in anı kitabını muhakkak okumanızı tavsiye ediyorum. Allah’tan paşamıza rahmet diliyor, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın gururu ve mutluluğu ruhuna değsin diyorum.

-------------------------------------------------

Kaynak:

M. Rıza Bekin’in Anıları / Kastaş Yayınları / 2005 / 1. Baskı    

 

 
Toplam blog
: 30
: 349
Kayıt tarihi
: 06.01.18
 
 

Aydın'da dünyaya geldim. İlk ve orta öğrenimimi Aydın'da tamamladıktan sonra İstanbul Teknik Üniv..