Genleriyle oynan tavuklar sağlığımız tehdit mi ediyor?

Bazen şöyle söyleriz, 'Ah o eski günler nerede?'

Eski günlerin özlemi ile yanıp tutuşurken, eskinin neyini özlediğimizi ise hiç dillendirmeyiz.

Örneğin; eskiden böylesi bir teknoloji olmadığı için hayat daha zordu!

İnsan yaşamını kolaylaştıran teknolojiyi kullanabilmek ise günümüzde çok kolay. her ne kadar son çıkan cep telefonları "ucube" olarak, bakkal dükkanlarında(!) satılsa da,  yine de en son teknoloji olarak yaşamımızı kolaylaştıran bir ürün.

Bu arada, teknolojinin ve üretim artışının insan yaşamını kolaylaştırması bir yana, insan yaşamının süresi de artıyor. Günümüzde, Norveç gibi, Japonya gibi ülkelerde yaaş ortalaması 90'ı buldu. Bizde bile genel ortalamada kadınlarımız 80'li yaşları bulurken, erkeklerimizde o ortalamaya yaklaştı.

Ortada böylesi bir gerçek varken, Kanadalı Poultry Science bilim kuruluşunun yaptığı bir araştırmada tavuk etiyle ilgili çok çarpıcı bir olay meydana geldi. 

Yapılan deneyi halkla paylaşan dergi, 1957, 1978 ve 2005 yıllarında 3 farklı tavuk yetiştirildiğini saptadı. 

Yetiştirilen tavuklara ekstra bir hormon takviyesi veya gıda verilmedi. Hepsi aynı yiyeceği günün aynı zamanlarında yediler.

1957 yılında doğan civciv, tavuk olana kadar geçirdiği sürede 905 gram ağırlığa ulaştı. 

1978 yılında aynı civciv tavuk olana kadar 1 kilogram 808 grama ulaştı.

 2005 yılına gelindiği zaman ise civciv tavuk oluncaya kadar geçen sürede 4 kilogram 202 gram ağırlığa ulaştı. 

Peki, bu ağırlık değişimleri neye işaret ediyor? 

Uzmanlara göre yıllar içerisinde tavukların genleriyle daha ağır olmaları yönünde oynanıyor. 

Genleriyle oynanılan gıdaların insan sağlığına zararları bilimsel olarak belki kanıtlanmış olabilir, ancak insanların yaşam sürelerinin artması, bu düşünceyi çürütüyor.

Tabi insan yaşamını uzatan bir başka alan da konutlar! Kimi 1000 odalı 'saraylarda' yaşarken, kimi de bir odada 8 çocukla kalıyor. Tabi bir odada 8 çocukla kalanlar, oylarını götürüp, bin odalı sarayda kalanlara veriyor! İşte asıl çelişki bu!