Genografi Projesi' nde Anadolu'da Fazla Türk Geni Bulunmadığı İddia Ediliyor.

 

Saf ırk var mıdır? Yüzyılımızda saf ırk olduğunu sanmıyorum. Çağdaş uygarlıktan yerince etkilenmemiş Afrika’daki ilkel toplumlar, Eskimolar saf ırk olabilir. Fransız Comte Gobineau  (Gobino) ‘nu, ırklar için şöyle diyor:

 

Avrupa milletlerinin çoğu diğer ırklarla karışmıştır. Romalı ve Yunanlıların kanına beyaz ırk kanından başka siyah kan da karışmıştır. Fransız, İtalyan kanında Kelt ve Germen kanından başka siyah kan da vardır. İngilizlerin kanına sarı ırk kanı karışmıştır. 

 

Anadolu, Türk yurdudur. Bu, binlerce yıldır, değişmez bir tarihsel gerçektir. Ne var ki tarihte ve bugün sürekli göç alan Anadolu, değişik din, mezhep, ırktaki toplumlara da kucak açmıştır. Gelenler, Anadolu’nun yerleşik halkıyla karışıp kaynaşmış; birlikte yaşamaya başlamıştır. Ayrılıkçılar, çıkmamış mı? Kuşkusuz, çıkmıştır. Günümüzde, hiçbir ülke, arı bir ırktan oluşmaz. Ulaşımın, iletişimin hız kazandığı günümüzde, ülkeler arasında insan geçişleri kaçınılmazdır.

 

Anadolu’da Türk geni fazla değildir diyenleri, şair Hasan Hüseyin Yılmaz yanıtlıyor.

     

Ne demek oluyor bu ne? 

Türkiye Türk vatanıdır

Ne mutlu Türküm diyene

Türkiye Türk vatanıdır

 

Bizans`ı getirip dize

Alpaslan yurt etti bize

Gerek var mı başka söze? 

Türkiye Türk vatanıdır (Hasan Hüseyin Yılmaz)     

 

Türkler İslamlığı, dokuz ve onuncu yüzyıllarda kabul ettiler; o zaman Orta Asya’da yaşıyorlardı. On birinci yüzyılda güneye göç etmeye başladılar. Kollarından biri, Selçuk Bey’in komutanlığında İran’a inip 1055’te Bağdat’ı aldı. Başka bir kol Kabul’e girip Gur İmparatorluğunu kurdu. Başka bir küçük kol İran’la Irak’ı geçip Fırat’ın yukarı kıyılarına yerleşti. 

 

“Genografi Projesi”, Anadolu’da fazla Türk geni bulunmadığını iddia ediyor. Anadolu halkının daha çok Yunan izleri taşıdığını öne sürenler de var. Oysa Prof. Arif Müfit Mansel, Yunan uygarlığını, Anadolu’nun oluşturduğunu belirtiyor. “. İyonya, Ege’nin doğusundaki Helen, Grek uygarlığını etkilemiştir. 

 

Şair Özcan İşler,”İslam Anadolu Türk Anadolu “diyor.

 

Ovaların engin, gönüller kadar 

Cennet Anadolu, yurt Anadolu.

Denizlerin güzel, çehreler kadar,

İslâm Anadolu, Türk Anadolu...

 

İnsanoğlu, var olusundan bu yana, nerden geldiğini araştırmıştır. Bu konu, Batı ve Doğu düşünürlerince yıllarca araştırılmış. Batı düşünürleri, insanın gelişimini Darvin teorisiyle açıklamaya çalışmış. Doğu düşünürleri ise evrendeki tüm varlıkları, Tanrı’nın bir yansıması olarak kabul etmiştir.

 

İnsan, geliştikçe kabileler oluşturmuş; soylara, boylara ayrılmış. Irklar nasıl oluşmuş? Bu soruya, bir başka soru ile cevap verilebilir: Tek atadan farklı renk ve ırkların ortaya çıkmasına engel nedir? Hem tek atadan gelinir hem de farklı renk ve ırklar ortaya çıkar. Günümüzdeki ırkların hepsi ortak bir atadan gelir. Saf ırk mevcut değildir. Söz gelimi, beyaz ırkın bir ferdinden, bir zenci gibi koyu deri rengine sahip biri olabilir. Ya da bir Çinli'den, bir Kafkaslı kadar beyaz deriye sahip yavru meydana gelebilir.

 

Evrimciler, insanların sözde ilk maymunsu atalarına "güney maymunu" anlamına gelen Australopithecus ismini verirler. Bu canlılar gerçekte soyu tükenmiş eski bir maymun türünden başka bir şey değildir. Australopithecus cinsinin çeşitli türleri bulunsa da sadece Australopithecus afarensis (1974 yılında bulunduğunda dünyaya insanın evriminin kanıtı olarak sunulan 'Lucy'nin temsil ettiği tür) insanın doğrudan atası kabul edilir. Ancak Australopithecus fosilleri üzerinde yapılan detaylı analizler bunların soyu tükenmiş maymun türleri olduğunu ortaya koymuştur.( İnsanın Hayali Evrimsel Ataları: Soyu Tükenmiş Maymun Türleri ve Farklı İnsan Irkları)

 

Tek atadan mı, maymunsu atalardan mı geliyoruz? Bu soruyu yanıtlamak zor. Yüzyıllar boyu düşünürler de yanıtlamakta zorlanmışlar. Her düşünür, inanışına, kültürüne, yaşayış biçimine göre bu soruyu yanıtlamıştır.

 

Yabancı, uzaktan bir kişiyle tanışan biri. Siz, kimsiniz dendiğinde “Elhamdülillah.  Müslüman’ım, Türk’üm” der. Yeterli mi? Değil, milyonlarca Müslüman, milyonlarca Türk var. Bir insanı diğer insanlardan ayıran kendine özgü özellikleri yok mudur? Kuşkusuz vardır. Bu, kimliktir.

 

Kimlik nedir? Ne tür kimlikler var? Kimlik ne zaman, nasıl sorun oldu? Kimlik, kişilerin, grupların, toplum ya da toplulukların “kimsiniz, kimlerdensiniz ?”sorusuna verdikleri yanıt ya da yanıtlardır.

 

Kimi Altaylı Müslüman, kimi Alevi /Bektaşi, kimi İstanbullu, Malatyalı, Azeri, Çerkez, Gürcü, kimi kentli, kimi köylü, Tahtacı, Türkmen, Kürt ya da Yörük olduğunu söyler. Bunların tümü kişilerin tarihsel, bireysel, kültürel kimliklerini oluşturur. Türk Kimliği Yazarı Prof. Dr. Bozkurt Güvenç, kimlik türlerini de sergiliyor:

 

1.Bireysel kimlik: Kişiyi ötekilerden ayıran kurumlarca verilen kimlik.

2.Kişisel kimlik: Derneklerin, kulüplerin, meslek kuruluşlarının… verdikleri kimlikler.

3.Ulusal-kültürel kimlikler: Nüfus kütüğüne kayıtlı soy sopu belirten, kişiye özgü ad, cins, askerlik durumunu; sosyal ilişkileri, rolleri ve statüleri belirten kimlik. Yabancı ülkelere gittiğimizde aldığımız Türk Pasaportu da ulusal kimliktir. 

 

Adımızı,soyadımızı söyleyerek tanışırız. Ben, Değer Başdoğan diye kendini tanıtan bir kişiye, kimlerdensiniz diye de sorulabilir. Başdoğanlar ailesinden ya da soyundan. Değer’i daha yakından tanımak istersek memleketini, mesleğini, yaşını, işini, üye olduğu dernekleri, okuduğu gazete ve dergileri, beğendiği yazarları, yakınlık duyduğu politikacıları, okullarını, eşini, çocuğunu vb. bilgileri edinmek isteriz.

 

 

Son söz

Anadolu, Türk yurdudur. Bu, binlerce yıldır, değişmez bir tarihsel gerçektir