Gerçeğin parçaları

AMERİKA KIRSALINDAN İNSAN MANZARALARI 

Uçsuz bucaksız çıplak ağaçlar arasında köhne, dış cepheleri isli kulübe evler, tüm eski öte berinin doldurulduğu bakımsız bahçeler, duvarlarda asılı geyik kafaları, derisi soyulmuş av hayvanlarının asılı olduğu verandalar tüm görüntüsüyle yoksul bir kırsal. Burası Missouri’nin Ozark dağlık bölgesidir, zenginliğin fışkırdığı Amerika’ya hatta yirmi birinci yüz yıla ait bir yer olduğuna inanmak zor. Adeta zamanın ve medeniyetin donduğu bir yer. İnsanları da içe kapanık, vahşi bakışlıdır. Coğrafyanın tekinsiz yapısına uyum sağlamış kaba ve saba, avcı bir toplumdur. Böylesine karanlık coğrafyanın yarattığı atmosfer içinde, bir genç kızın , Ree’nin kısa süre önce kaybolmuş babasını arayışını anlatıyor “Gerçeğin Parçaları”. 

Konuşmayan, hareket etmeyen, depresyon pençesindeki annesi ve iki küçük kardeşi ile yaşayan Ree Dolls’un (Jennifer Lawrence), şerifin getirdiği bir mahkeme celbi ile hayatı değişir. Eğer bir hafta içinde kayıp babaları Jessup Dolls mahkemeye gelip ifade vermezse sahip oldukları tek şey olan, evlerini kaybedeceklerdir. Baba bir şekilde kayıplara karışmış, hayatta olup, olmadığı bile şüphelidir. Ailenin en yaşlı bireyi olarak 17 yaşındaki Ree kısa sürede babasını bulmak için yollara düşer. Önce amca evine giden Ree, burada hiç beklemediği sert bir tepki ile karşılaşır ve amcasından net bir şekilde bu işe burnunu sokmaması öğüdünü alır. Varoluş mücadelesinden vazgeçmeye niyeti yoktur Ree’nin, buradan daha uzaklardaki akrabalarına doğru yola çıkar. Her hangi bir taşıt aracı yoktur ve mesafeleri dağ, tepe demeden yayan kat eder. Her ulaştığı akrabadan topladığı bilgiler ile bölgenin yoğun olarak uyuşturucu işine bulaştığını anlar. Babası da bu işin içindedir, hatta gizlice üretimini yapmıştır. İlginç olan akrabalık ilişkileri ile uyuşturucu trafiği bir aşiret geleneği içinde yürütülmektedir. 

Öyküyü sarmalayan gotik atmosfer, acımasız bir toplum yapısının parçası olarak işlenirken, parlayan umut dolu tek canlı 17 yaşındaki Ree olur. Konuşmayan, yürümeyen bir anne babasını aramasında ona nasıl yardım edecektir ? En yakını olarak düşünüp yardım istediği keş amca Tear (John Hawkes) ise tehditkar bir şekilde onu bu düşüncesinden vazgeçirmeye çalışır. Tüm bu olanlar bir an olsun genç kızı davasına devam etme konusunda korkutmaz. Yönetmen Debra Granik öykünün sevdiği bu kararlılık ve cesaret yönünü mükemmel yansıtıyor. Ree rolünde ve bu yıl Oscar ödüllerinde en iyi kadın oyuncu adayı olan genç oyuncu Jennifer Lawrence ona bu konuda en büyük desteği veriyor. Yaşından beklenmeyecek olgunlukta bir performans sunuyor Lawrence. Yaşadığı kötü olayların etkisiyle içine sinen soğukluğu, insanlara olan güvensizliği bakışları ve tüm vücut diliyle muhteşem yansıtıyor. Bu yılın Oscar’larında en iyi yardımcı erkek oyuncu adayları arasında olan John Hawkes, iyi/kötü sınırında muğlak bir bir yerde duran Tear amca karakterinde de çok başarılı. 

Yönetmen Granik ikinci uzun metrajlı filminde, iki milyon dolar gibi kısıtlı bir bütçe ile mükemmele yakın işler başarmış.Çekim yaptığı coğrafyayı tüm ruhu ile hissettirirken, aynı çevreden seçtiği insanlar ile gerçekçi resmi, tarafsız bir gözlemle tamamlıyor. İnsanların kötü olmasını olduğu gibi, ana akım sinemanın abartılarına meyletmeden veriyor. Öyküyü zengin ve daha çarpıcı bir şekile dönüştürmek yerine esas ilgilendiği kızın cesaretini hayranlıkla ve coğrafyayı adeta zamansız bir boyutta işliyor Granik. Bağımsızların festivali Sundance’da büyük jüri ödülü kazanan “Gerçeğin Parçaları”, bu yılın en farklı filmlerinden. 

GERÇEĞİN PARÇALARI-WİNTER’S BONE 

YÖNETMEN: DEBRA GRANİK 

SENARYO: DEBRA GRANİK, ANNE ROSSELİNİ 

OYUNCULAR: JENNİFER LAWRENCE, JOHN HAWKES, GARRET DİLLAHUNT.