Gerçek aşk güven ister

İnsanlara güvenmek isteriz.

Bazen güvendiğimiz dağlara karlar yağar. Oysa kar beyazdır, huzurdur, saflıktır.

Güvendiğimiz dağlara yağan kar ise beyaz olamaz. Gridir, başka renktir o. hem beyazlık hem siyahlık vardır. Gri kararsızdır çünkü. Rengini biraz beyazdan biraz siyahtan alır. Siyah da beyaz da açıktır.

Gri hem beyaz, hem siyahtır, yani dürüst olmayandır.

Oysa hayatımızda kesinlik isteriz. İnsanlar ya beyaz olsunlar güvenilsinler, ya da siyah olsunlar, güvenilmesinler, hayatımızdan çıksınlar isteriz.

Tüm ilişkilerimizde temiz kalpliyizdir. Önce güvenmek isteriz insanlara. Çünkü doğamızda vardır güvenmek. Herkes birbirine güven duymak ister, bazılarımızın da buna daha çok ihtiyacı vardır.

Bir insana nasıl güvenilir?

Önce onun açık sözlü olmasını bekleriz, her şeyi paylaşmasını, beyaz olmasını, ihtiyacımız olduğunda yanımızda olmasını isteriz.

İnsan tek iken kendini yalnız hisseder.

Zaman zaman sorunların üstesinden gelmek için kız olsun, erkek olsun arkadaşlarımıza ihtiyacımız olur. İnsan insana her zaman muhtaçtır.

Ama hayat artık eskisi gibi değildir. Hayat bir tiyatrodur, oyundur. Oyuncular mükemmeldir. Rollerini iyi oynarlar. Çünkü hepsi maskelidir. İç yüzlerini göremezsiniz, kim iyi kim kötü, kim beyaz kim siyah anlayamazsınız. Bir zaman “işte dersin harika bir insan. Ben bu zamana kadar bunun için beklemişim.” Güvenirsin. Dostluk başlar, bir zaman sonra aşka dönüşür. En kuvvetli bağlandığın zamanda, “kimse seni ondan ayıramaz” dediğin anda, başından aşağı kaynar sular boşalıverir. Kandırıldığını, aldatıldığını, çok değer verdiğin insanın birden bir hiç olduğunu anlarsın. Beyaz olan insan grilikten, siyahlara bürünmüş bir canavar olmuştur. Aynaya bakarsınız, kendinizle yüzleşirsiniz. “Ben bunları hak edecek biri miyim?” dersiniz. Cevabınız da kesinlikle hayır olur.

Aşkta, ilk önce karşımızdakine güven duymak, inanmak koşulsuzca bağlanmak isteriz. Bu insanın hep yanımızda durmasını isteriz.

Güvensizlik başlamışsa, söylediği sözlerin, yaptığı davranışların sonucu, o kişi arkamızda durmaya başlar. Arkamızdan kaybolur gider.

Gerçek aşkta rol olmaz, beklenti de yoktur, koşulsuzca davranışlar vardır. Bu durumda bir şeylerin ardına sığınma bahaneleri de olmaz.

Gerçek aşk güven ister, güven olmadan gerçek aşk olmaz.