Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Hırçın denizin asi çocuğu!!!!

http://blog.milliyet.com.tr/tutuklum_bjk

08 Temmuz '07

 
Kategori
İlişkiler
 

Gerçek sevgi!

Gerçek sevgi!
 

Koskoca bir bahçede harikulade çiçekler içinde bir papatya... Ve papatya aşık olmuş, yanmış tutuşmuş ak sakallı bahçıvana. Bir ümit bekliyormuş. Yüzlerce çiçeğin arasından onunla, sadece onunla saatlerce ilgilensin. Buz gibi suyunu sadece ona döksün istiyormuş. Sadece ona değsin makası, sadece ona gülsün dudakları. Kıskanıyormuş bahçıvanı, kırmızı güllerden, sarı lalelerden, mor menekşelerden, zambaklardan...

Papatya, sadece bahçıvan için açıyormuş, bembeyaz yapraklarını... Birgün, Aşkı öyle büyümüş ki papatya yapraklarını taşıyamaz olmuş. Eğilivermiş boynu, toprağa bakıyormuş artık. Bahçıvanın sadece sesini duyuyormuş, ayaklarını görüyormuş. Buna da Şükür diyormuş!!! Yetiyormuş ona, bahçıvanın varlığını hissetmek...

Zaman akıp gidiyormuş... Papatya bahçıvanın yüzünü görmeyeli çok olmuş. "Ne var sanki boynumu kaldırsa bir kerecik daha görsem yüzünü" diyormuş.

Ve işte birgün!!!

Bahçıvan papatya'ya doğru yaklaşmış. İncecik bedenini ellerinin arasına almış. Elindeki sopayı, köklerinin yanına, toprağa sokmuş bir iple papatyanın gövdesini bağlayıvermiş sopaya...

Papatya o an daha çok sevmiş bahçıvanı... Hala göremiyormuş onu, ama bedeni kurtulmuş. Uzun bir müddet sonra, bahçıvan uğramaz olmuş bahçeye. Gelen giden yokmuş. Kahrından ölecekmiş papatya.

Ama işte bir sabah!!!

Hortumdan akan suyun sesiyle uyanmış. Derin bir "Ohh" çekmiş. Çılgıncasına sevdiği bahçıvan geri gelmiş. Birden, kendisine doğru gelen iki ayak görmüş...

Bu onun delicesine sevdiği bahçıvan değilmiş!!! Başka birisiymiş!!! Adamın elinde bir makas varmış. Papatyanın kafasını kaldırmış yukarıya doğru..."Ne güzel açmışsın sen öyle" demiş!!! Bu gencecik, yakışıklı bir delikanlıymış. Gözleri gök mavisi, saçları güneş sarısıymış. "Ama gövden seni taşımıyor" demiş!!!

Elindeki makası papatyanın boynuna doğru uzatmış. Ve bir hamlede başını gövdesinden ayırmış. Papatya yere düşerken hatırlamış sevdiğini... O ak saçlı, ak sakallı, yaşlı mı yaşlı bahçıvanı hatırlamış. Birde o gencecik, yakışıklı delikanlıyı düşünmüş.

Ve o an anlamış, neden o yaşlı bahçıvanı sevdiğini. O herşeye rağmen papatya'ya emek vermiş. Ona hiçbir zaman güzel olduğunu söylememiş, ama onu aslında hep sevmiş. Papatya anlamış artık!!!

Sevgi, emek istermiş.

Yere düştüğün de son bir kez düşünmüş sevdiğini. Teşekkür etmiş ona içinden. Son yaprağı da kuruduğunda, biliyormuş artık!!!

Gerçek sevginin, söylemeden, yaşamadan ve aslında kavuşmadan varolabileceğini!!!

AYŞEGÜL OCALI

 
Toplam blog
: 23
: 848
Kayıt tarihi
: 23.05.07
 
 

Ben gezmeyi eğlenmeyi öğrenmeyi ve hayata bağlı yaşamayı seven biriyim. Ülkeme ve vatanıma bağlı ve ..