Gerçek Yıkım Savaşlarına Hazır Olun!

“Su Savaşları” isimli bir eser elime geçti.  Yazarı Vandana  Shiva. Su savaşları ile ilgili dünyada geçmişten günümüze gelişmeleri anlatıyor. Ama ne kitap diyebileceğiniz bir kitap. Çevre ve doğa ile ilgiliyseniz çok faydalanacağınız bir eser olduğunu söyleyebilirim.

Normal şartlarda dünyada köleliğin kaldırılması bilindiği gibi veya bilinmiyorsa kısaca belirtmekte yarar var; “Köleliğin kaldırılması ile ilgili kanunlar İngiltere’de ve ABD’de 19. Yüzyılın ilk çeyreğinde çıkarılmış, daha sonra diğer Avrupa devletleri onları izlemiştir. Avrupa’da İngiltere’den sonra 1857 yılında köleliği ilk kaldıran Osmanlı İmparatorluğudur. 1926 yılında Milletler Cemiyeti bütün dünyada köleliği yasaklamış, daha sonra Birleşmiş Milletler de bu hükmü teyid etmiştir.” (1)wikipedia

Köleliği kaldıran söz konusu medeni dünya kapitalizm ve dolayısıyla birkaç patron veya patronlar kulübünün üyesinin emrine girivermişler ki, bu noktada ilahi dinlerin kesinkes yasaklamadığı bir sistem olan köleliği kaldırarak doğal kaynaklar üzerinden diğerlerine hükmetme şeklinde ortaya çıkan vahşi bir başka hayat ortaya çıkmıştır.

Kelimeler bazı şeyleri anlatmaya yetmez. Anlatılsa da orijinal kaynağından okumak gibi olmaz. Terör sadece teröristin insanları pusuya düşürerek, hiç beklenilmeyen bir anda toplumda yarattığı şok dalgaları değildir. Bu diğerlerinin, yasal görünümlü organizatörlerin (Kyoto Anlaşmasına imza koymayan büyük sanayi tröstlerinin)  daha organize grupların yaptıklarının yanında son derece acemice ve basit kalır.  

Bu kitapta teröristlerin babalarını, en büyüklerini sıradan insanı sıkıştırdığı cendereleri görme imkânına sahip olacaksınız. Devlet organizasyonlarını ele almadan tutun da insanın çok yakın bir gelecekte yok olmasına imkân sağlayacak altyapıların, düzenlemenin IMF, Dünya Bankası ve büyük kredi kuruluşlarınca talanına ve insanların sonsuz mücadelelerine ve sıradan insanın sahipsizliğine tanık olacaksınız. Bu kitap “Gülayşe Koçak’ın Siyah Koku” adlı kitabını tamamlayıcı kitap olarak okumanız özellikle tavsiye edilir.

Günümüz dünyasını görünce bunca bolluk içinde yaşayan dünya ( Birçok bölgedeki kıtlık açlık ve felaketlere rağmen) gelecekte buzullar eriyip denizler yükselince( Hollanda suları altında kalınca), içme suları daha da düşünce, robotlar insanları kontrol etmeye başlayınca, büyükler daha da büyüyüp küçükler daha da küçülüp eriyince günümüz dünyası, göreceklerimiz, yaşanacak acılar, gelecekte yaşanacakların yanında hiçbir şey değil.

Devletler var, devleti eline geçirenler devletini de milletini mesut eder. Devletler var devletinin kaynaklarını korur, kollar ve geliştirir. Devletler var komşu ülkelerde orman yangınları çıkarttırır. Çevre felaketine sebep olur. Devletler var, meraları ortak, doğası ortak, kıyısı ortak, güneşi ortak, zenginliği ortak, fakirliği ortak, günü gündüzü ortak, ortaklık bilinci kardeşlik bilinciyle birleşmiş, huzur ve mutluluk hâkim, tıpkı "Ütopya" gibi. Günümüz dünyasında yüzlerce devlet olsa da aslında doğa, çevre açısından tek devlet ve tek doğru var. Korursan korunacaksın, yakarsan yıkarsan yıkılacak ve yok olacaksın. Doğa kendine yapılanları ne zaman affetmiştir ki?