Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Mayıs '15

 
Kategori
Yoga / Meditasyon
 

Gerçek yoga

Gerçek yoga
 

"Öğretmenim, ne zamandır gerçek yoga yapmamışız? Bugünkü ders çok hoşuma gitti." Geçen hafta özel dersimde bu cümleyi duyduğumda, ders henüz bitmemişti. Öğrencime sözlü yönergeler vererek "asana"dan "asana"ya geçmesini sağlıyor ve öğrencinin bedenini ve zihnini zirve duruşuna hazırlamaya çalışıyordum. Cümleyi duyduğumda, bir an için dondum kaldım çünkü öğrencinin ne ifade etmek istediğini kavrayamamıştım. O "bir an" geçtikten sonra, öğrencinin ne demek istediğini anladım, çok gerçekçi, doğal ve içten bir ifade olduğunu düşündüm, beni çok mutlu etti ve kahkahalarla gülmeye başladım. Sizinle paylaştığımda sizin de kahkahalara boğulacağınızdan hiç kuşkum yok. 
Öğrencimle, uzun zamandır birlikte çalışmaktayız. İkimiz de genellikle "vinyasa" (akış) derslerini tercih etmekteyiz. Ancak son zamanlarda öğrencinin fiziksel rahatsızlıkları nedeniyle biraz "yin yoga" (bedeni bağ dokularına kadar esnetmeyi amaçlayan yoga tarzı) yöneldik. Dans kurslarına başladığı ve kaslarını zorladığı için bir süredir bedeni esnetmeye daha çok ağırlık vermeye başladık. Bu süre içinde bedeni ve zihni zirve duruşuna hazırlayan yoga akışlarına ara vermiştik.
 
O gün derse gittiğimde, aklımda karın kaslarını güçlendirici bir yoga akışı vardı. "Öğretmenim, bugün kendimi çok yorgun hissediyorum. Karın kaslarını güçlendirici bir yoga akışının bedenime ve zihnime şu an iyi geleceğini düşünmüyorum. Başka bir ders yapabilir miyiz?" 
Yoga özünde esnek bir felsefe olduğu için bu tarz isteklere alışkındım. Öğrencinin fiziksel durumunu gözden geçirirken söylediklerini de irdelemeye çalışıyordum. Yorgun bir beden ve zihin... Ne tarz bir ders yapabilirdik? Hangi asana grubuna odaklanırsam öğrencinin kendini daha zinde hissetmesini sağlardık? Ya ters duruşlara ya da burgulara odaklanmalıydık. Ters duruşları hemen eledim. Öğrencinin omuz kuşağında ve bileklerindeki sorunlar nedeniyle son zamanlarda ters duruşlara biraz ara vermiştik. En iyisi burgulara odaklanmak, bedeni arındırıp temizlerken zihni de sakinleştirmeliydik. Asana grubuna karar verdikten sonra, zirve duruşunu da seçmeliydim. "Parivrtta janu sirsasana" (baş dize duruşunda burgu) ya da "parivrtta upavistha konasana" (bacaklar ayrık öne eğilmede burgu) öğrenci için çok kolay burgular olurdu. Öğrencim için daha derin bir burgu seçmeliydim. Ve bulmuştum: "parivrtta surya yantrasana" (pusula duruşu). Bu asana için, omuzları, bacakların arkasındaki hamstring kaslarını ve kalçayı dışa çeviren kasları esnetmeli ve bedeni bu derin burguya hazırlamalıydık.
 
Başlangıç meditasyonu sonrasında "utthita balasana"da (uzanmış çocuk duruşu) ellerle önce sağa sonra sola doğru yürüyerek omurgayı burguya hazırlamaya başladık. Sonra "thread the needle" (iğneden iplik) duruşu ile dört ayak üzerinde bedeni büktükten sonra omuz kuşağını esnetmeye başladık. "Virasana"da (kahraman duruşu) otururken "gomukhasana" (inek başı) ve "garudasana" (kartal) duruşlarının sadece kol pozisyonlarını kullanarak omuzları esnetmeye başladık. Daha sonra ayağa kalkıp bedeni "surya namaskara" (güneşe selam) serileri ile ısıtmaya başladık.
"Surya namaskara" serileri arasına o günkü derste burgular eklemeye başlamıştık. "Parivrtta uttanasana" (ayakta öne eğilmede burgu), "parivrtta adho mukha svanasana" (aşağı bakan köpekte burgu), "parivrtta parsvakonasana" (dönmüş yan açı duruşu), "ashwa sanchalanasana"da (yüksek hamle) burgu, "anjaneyasana"da (alçak hamle) burgu, "parivrtta prasarita padottanasana" (bacaklar ayrı ayakta öne eğilmede burgu) ve "parivrtta trikonasana" (dönmüş üçgen duruşu) bunlardan bazılarıydı.
Omurgayı burgulara hazırladıktan sonra omuz kuşağını biraz daha esnetmek istemiştim. "Virabhadrasana I"de (birinci savaşçı) "garudasana" (kartal) kol pozisyonunu kullandıktan sonra öndeki bacağın içine doğru esnerken elleri arkada kenetlemiştik. "Virabhadrasana II"ye (ikinci savaşçı) geçtiğimizde, elleri arkada "namaste" (dua pozisyonunda) birleştirip omuzları dışa doğru çevirmeye çalıştık. "Prasarita padottanasana"da (bacaklar ayrı ayakta öne eğilme) kolları arkada kenetleyip öne eğildiğimizde kolları bedenden iyice uzaklaştırmayı ve omuz kuşağını biraz daha esnetmeyi denedik.
Bacakların arkasındaki hamstring kasları içinse "uttanasana"da (ayakta öne eğilme) uzun bekledik. Yere oturduktan sonra ise "janu sirsasana" (baş dize duruşu) ve "paschimottanasana" (yerde öne eğilme/batıya bakan duruş) ile hamstring kaslarını biraz daha esnetmeye çalıştık. 
Zirve duruşuna geçmeden önce kalçayı dışa döndüren kasları esnetmemiz gerekiyordu. Sağ bacak ile başlamıştık. Sağ bacağı bir elimiz ile dizden bir elimiz ile ayak bileğinden yakalayarak içe dışa sallıyorduk. Tıpkı beşiği sallar gibi. Zaten bu "asana"nın adı da "beşiği salla duruşu"ydu. Daha sonra sağ ayağı sağ el ile yakalayıp koltuk altından geriye doğru çekmiştik. Tıpkı oku yaya germiş gibi... "Asana"nın adı da tahmin edebileceğiniz gibi "ok kulağa duruşu/okçu duruşu" yani "akarna dhanurasana"ydı.
 
Sırada zirve duruşu vardı. Sağ bacağı omuz bacağın içinde kalacak şekilde yerleştirip sağ eli yere koyduktan sonra önce bedeni sola doğru çevirmiştik. Bu duruşun ilk aşamasıydı. Eğer bedeni rahatça burguya soktuysak, sağ ayağı sol el ile yakalayıp omurgayı biraz daha sola doğru bükmeye çalışmıştık. Ve "parivrtta surya yantrasana", nam-ı diğer "pusula duruşu"... 
Duruşu öteki tarafta deneyeceğimiz sırada öğrencim, "öğretmenim, ne zamandır gerçek yoga yapmamışız? Bugünkü ders çok hoşuma gitti" demişti. Yazının başında da belirttiğim gibi, önce ne demek istediğini anlayamamıştım. "Gerçek yoga" ne demekti? Biz bugüne kadar "gerçek yoga" yapmıyorsak ne yapıyorduk? O an yönergelere ara verip derin bir nefes alıp verdim. Zihnime taze kan gitmeliydi ki bu cümlenin gerçek anlamını idrak edebileyim. Ahh nefes, sen nelere kadirsin?
 
Öğrencime, "gerçek yoga derken, akış derslerinden yani vinyasa derslerinden söz ediyorsun sanırım. Bir süredir bedeni esnetmeye yönelik çalıştığımız için asanaları birbirine bağlamıyorduk. Bir asanaya girip bir süre bekleyip sonra öteki asanaya geçiyorduk. Bugünkü dersimizde, bir asanadan bir asanaya nefeslerle aktık. Dans eder gibi asanaları birbirine bağladık. Gerçek yoga derken bunu mu kastediyorsun?" 
Öğrencim, "evet aynen bunu kastediyorum. Akıştan bahsediyorum. Yanlış ifade ettim sanırım. Yaptığımız herşey yoga, haklısınız. Hatta yoga bir felsefe ve yaşam biçimi. Ben gerçek yoga derken akış derslerinden bahsediyordum. Her nefes alış verişte bir asanadan bir asanaya geçtiğimiz dersleri kastediyordum. Ne zamandır böyle ders yapmamışız. Çok özlemişim ve çok hoşuma gitti."
 
İşte "gerçek yoga" buydu. Konuşurken, kahkalarımı tutamıyordum. "Gerçek yoga" diye kendi kendime mırıldanıyor ve gülüyordum. O kadar hoşuma gitmişti ki!... Öğrencinin mutluluğunu gözlerinden okuyabiliyordunuz. Akış dersinin yarattığı yorgunluk ve aynı zamanda enerji ve nefes alış verişlerin beden ve zihninde yarattığı uyanıklık hali... Bedeni esnetmeye odaklandığımız derslerde eksik olan şeyler... Yorgunluk, enerji ve uyanıklık hali... Bedeni esnetmeye odaklandığımızda ve özellikle "yin yoga"ya yoğunlaştığımızda rahatlama, gevşeme, dinginleşme ve sakinleşme... Oysa "vinyasa"nın verdiği enerji ve uyanıklık hali... İşte "gerçek yoga"nın bize kattıkları...
 
Toplam blog
: 201
: 432
Kayıt tarihi
: 08.05.13
 
 

Uluslararası Yoga Alliance onaylı hatha, vinyasa, yin ve prenatal yoga eğitmeni... Hayata bambaşk..