Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Haziran '13

     
    Kategori
    Siyaset
     

    Gerçekten Taksim olayları nedir? Hakikaten Taksim Direnişçileri demokrasi ve özgürlük peşinde mi?

    Gerçekten Taksim olayları nedir? Hakikaten Taksim Direnişçileri demokrasi ve özgürlük peşinde mi?
     

    Taksim Meydanı Eylemler Sonrası Sakin Bir Halde


    Son 2 haftadır yeteri kadar sorunumuz yokmuş gibi nur topu gibi bir Taksim sorunumuz ortaya çıktı. Sosyal medyada uçurulan balonlar, romantik köşe yazarlarımızın destek mesajları, demokrasi havarisi sanatçılarımızın koltuk çıkması ile anarşist gruplarımızın da önderliğinde İstanbul'un göbeğinde ortalığı yakıp yıkan bir sorun peydah oldu. İlk başlarda herkes Gezi Parkı'ndaki ağaçları koruma bahanesinin arkasında meydana dökülürken gerçek Ünlü! sanatçımız Mehmet Ali ALABORA'nın twitter mesajında ortaya dökülüverdi. Aslında bu kalkışmanın ağaçla, çevre ile çok da alakası yoktu. Mesele bal gibi siyasi bal gibi iktidar karşıtı bir kalkışmaydı aslında. Sadece orada toplanan grubun bir çoğunun bundan haberi yoktu. Daha sonra değişik illerde sokaklara dökülen çapulcularımızla meydanlarımız şenleniverdi. Romanlarla Roman, Esedle Suriyeli, Dinkle Ermeni olan bir grup vatandaşımız hemen kimlik değiştirdi ve bu sefer de Ayyaş'la ayyaş, çapulcu ile çapulcu oldu döküldü meydana. Bu demokratik bir hak isteme direnişiydi aslında. Ama kimse tam olarak hangi hakları istediğini bilmiyordu onu da son derece demokratik bir platform açıklayıverdi de öğrendik. Meğerse bu arkadaşlar Taksim Gezi Park'ına yapılacak AVM'yi istemiyorlar, AKM'nin yıkılmasını istemiyorlar, belirledikleri vali ve emniyet görevlilerinin görevden alınmasını istiyorlar, 3. Köprü'nün yapılmamasını istiyorlar, 3. havaalanının yapılmamasını istiyorlar ve  nükleer enerjiye karşılardı. 

    Ayrıca bu son derece demokrat arkadaşlar bu taleplerin temel insan hakları olduğunu ve referanduma götürülmesini de kabul etmeyeceklerini söylüyorlardı. Tabii her zamanki gibi köşe kadılarımızın bir çoğu da bunların son derece makul istekler olduğu konusunda hemfikirdiler.

    Memleketimizin güzide evlatlarının bu demokratik talepleri arasında bence eksik bıraktıkları birçok talep var:

    1. Mesela AK Parti iktidarı devrilip yerine sol bir iktidar gelinceye kadar iktidarın tüm atamalarla ilgili yetkisinin Taksim Platformuna devredilmesi,
    2. Silivri'deki tutukluların derhal tahliye edilip her birinin devletin önemli yönetim kademelerinde karar verici konuma yükseltilmeleri,
    3. Hukuk sistemi içerisinde liberal, demokrat ne kadar hukukçu varsa kapının önüne konulup yerine yeni hukukçuların istihdamı için Mehmet MOĞULTAY'a yetki verilmesi,
    4. Anayasa değişikliği ile ilgili tüm çalışmaların rafa kaldırılıp 1960 darbe anayasasının yeniden yürürlüğe konulması,
    5. Köy Enstitülerinin yeniden açılması,

    Yukarıda saydığım bu 5 önemli maddenin kesinlikle talep listesine eklenmesi gerekir ki liste tam olsun. Aslında liste falan düzenlemeye de gerek yok. Hükümetin yürütme ile ilgili yetkilerini Taksim Platformuna, İstanbul Belediye Başkanlığı görevini Mimarlar ve Mühendisler Odası Başkanı'na ve İstanbul Valiliği görevini CHP İstanbul İl Başkanı'na devretmesi öncelikli talep olarak yeterlidir.

    Ancak bu Romantik! arkadaşların atladıkları birşey var. AK Parti iktidarı ile Başbakan halen daha %50 civarlarında oyu muhafaza ediyor. Bir önceki seçimde Cumhuriyet Mitingleri ile meydana döküldünüz birşey değiştiremediniz. Bu seçimlerden önce Gezi Parkı bahanesi ile meydanlara döküldünüz yine birşey değiştiremezseniz ne olacak. Seçim sonucunda yine Ak Parti sandıktan çıkınca ne yapacaksınız.

    Son Olarak;

    Eyleme destek veren demokrat sanatçılarınızın Ahmet KAYA'yı 10. yıl marşı ile demokratik bir şekilde nasıl kovaladığı halen aklımızdan çıkmadı. Eyleme destek veren demokrat sivil toplum kuruluşlarının insan hak ve özgürlüklerini sadece kendilerine yonttuğunu iyi biliriz. (Baro'nun başörtülü avukatlarla ilgili tutumu son derece demokratiktir mesela değil mi?) İstanbul'da yüzbinlerce kişi meydana çıkmış. Türkiye İstanbul'dan İstanbul birkaçyüzbin kişiden ibaret değil. İllerin hepsinde meydana dökülüp ortalığı yakıp yıkanlar, polise taş atanlar belirli bir grup ve o ilin toplamının yüzdesel anlamda çok küçük bir parçasını oluşturuyor. Dolayısıyla siz ne kadar uğraşsanız Gezi Parkından bir Türk Baharı çıkmaz. Bu millet bu provokasyona gelmez. 

     
    Toplam blog
    : 1
    : 766
    Kayıt tarihi
    : 13.09.11
     
     

    Yönetici, İşletme Fakültesi mezunu ..