Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Kasım '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Gerçekten yok mu yoksa niçin?

Gerçekten yok mu yoksa niçin?
 

Merhaba sevgili okurlar,

Ülkemizin dışa bağımsızlılığının en önemli unsuru ekonomik bağımsızlıktır. Ancak, 450 milyar dolarlık bir borçla, ne ekonomimizin bağımsızlığından ve ne de diğer konulardaki bağımsızlığımızdan söz edebiliriz.

Onlarca yıldan beri süre gelen ve çetin doğa şartları nedeniyle de bir türlü arzu edilen sonuca ulaşılarak bitirilemeyen Ülkemizin doğu ve güney doğu bölgesinde, kamuoyunda terörizm ile mücadele olarak adlandırılan ancak gerçekte adı, Ülkemizin bölünmesini isteyen dış ve de iç güçlerce ortak olarak yürütülen savaşda, içimizi yakan ve binlerce şehit ve gazi verdiğimiz bir olay yaşanmaktadır.

Bu konuda, bir özeleştiri yapmak istiyorum.

Son günlerde ABD'lerinin bize, casus uçakları marifetiyle istihbarat aktarımında bulunarak düşman hedeflerinin nokta atışları ile yok edilebilmesine olanak sağlayacağından bahsediliyor.

Gerçi, siyasiler ABD'yi genelde hep müttefik olarak değerlendirdiği için, böyle düşünüyoruz ama, ABD'nin bu casus uçakları ile TSK'nın yerleşik düzenini saptamaya yönelik olabileceğini de göz ardı etmemeliyiz.

İşte bu noktada, insanın aklına hemen şu soru takılıveriyor. Biz ne yapıyoruz?

Koskoca 70 milyonu aşmış nüfusu ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti, dokunulmazlıklar, zaman aşımından düşürülen ve sorumlusu olmayan davalarla hesabı sorulamayan yolsuzluklarla uçurulan milyonlarca, belki de milyarlarca doları gözünü kırpmadan harvurup harman savunurken, birilerinin ceplerini doldururken, dokunulmazlığı bulunan Başbakanımıza 300 milyarlık zırhlı, milletvekillerine o kadar olmasa da benzer araçlar satın alınarak, korunmaları ve rahat etmeleri için her türlü olanaklar seferber edilirken, bizim niçin insansız casus uçağımız yok da ABD'lerinden yardım bekliyoruz?

Uzaktan kumandayla gerçekleştirilen patlamalar nedeniyle hayatlarını, ayaklarını, kollarını, gözlerini kaybeden bu vatan evlatları için, SİNYAL KESİCİ JAMMER CİHAZLI ARAÇLAR ya da benzerleri niçin yeterince alınmamaktadır?

Savaşın içerisinde yer alan insanlarımızın, laf üreten ve sorumluluğu dokunulmazlık zırhı nedeniyle bulunmayan siyasilerimiz kadar değeri yok mudur?

Açık arazi şartlarında hayatlarını hiçe sayan vatan evlatlarının bu teknolojik imkanlarla korunmaları lüks müdür?

Yoksa, " insansız casus uçakları " ve " jammer cihazlı araçlar " çok mu pahalıdır? Devletin kasasında bu iş için yeterli para mı bulunmamaktadır?

Gencecik 20-21 yaşlarındaki gençlerimizi açık arazi şartlarında teknolojik imkanları yeterince kullanmadan, düşmanlara yem etmek doğrumudur?

Konforunuzdan birazcık fedakarlık yaparak yukarıda ifade etttiğim teknolojileri ya da benzerlerini satın alarak ya da üreterek kullanın ve gariban gençlerimizi açık arazi koşullarında kurban etmeyin.

Ayrıca, 1-2 gün önce, basına düşen şu rezilliğe bakın... O kadar güldüm ki tahmin edemezsiniz. Ama inanın bu gülümseme zevkten değil değerli okurlar, sinirden...

TBMM Milli Savunma Komisyonunda, seferberlik ve savaş sırasında orduya çağrılacakların yaş sınırını yükselten tasarı ile, yoklama kaçaklarına verilen para cezasının arttırılmasını öngören tasarı kabul edilmiş.

Bu tasarıya göre, ilk ve ikinci yoklamalardan birisini yaptırmayanlara verilen 1000 kuruşluk ceza 20 YTL'ye, ikisini birden yaptırmayanlara verilen 1500 kuruşluk ceza ise 30 YTL'ye çıkarılmış.

İşte beni çıldırtan da bu düzenleme...

Bakın değerli okurlar,

Türkiye Cumhuriyetinin yürürlükteki Anayasasının 87. maddesine göre, " TBMM' sinin görev ve yetkileri, kanun koymak, değiştirmek ve kaldırmak...." Yani madde açık, Kanun yapar, değiştirir ya da kaldırır diyor.

Şimdi, istisnaları bir tarafa bırakırsak, uyuyan diğer Vekillere sormak lazım. Bu yasa ne zaman konulmuştur. 1000 kuruş eski kuruş mudur, yeni kuruş mudur? Siz TL'den 6 sıfırı atarken, kanunlarımızı gözden geçirmiyor musunuz?

Kimbilir daha hangi kanunlarımızda düzeltilmeyi ya da diğer bir deyişle, güncelleştirilmeyi bekleyen kaç kuruşluk hangi cezalar yer almaktadır, yer almaktadır da, bunları ele alarak düzenleyecek vekiller nerede?

Bu çerçevede, Maliye Bakanımız Sayın UNAKITAN'a bir çift sözüm olacak. Sayın Bakan, basına yansıyan bir haberde "NEREDEN BULDUN YASASINI" vergideki kayıplar nedeniyle yeniden devreye koyacakmış. O yasayı kaldırırken hangi düşünce içerisinde onu kaldırdınız? Birileri zengin olurken bunun hesabı sorulmasın diye mi?

Basına yansıyan, hani şu gemi sahibi olan Başbakanımızın oğlu, hani mısır ithalindeki KDV'yi 3-5 aylığına indirip kaldırmanızla mısır ithalinden milyon dolarlar kazandırdığınız oğul Unakıtan, hani Ulaştırma Bakanı sayın Yıldırım'ın 24 yaşındaki oğlu Erkan'ın 445.000 euro'ya satın aldığı feribot, yine oğul UNAKITAN'a ait bir şirkete komple yeni yatırım gerekçesi ile 2.6 trilyon KDV istisnalı teşvik verilmesi, hani şu yeşil kart sahibi iken TCDD'dan milyon dolarlık ihaleler kapan AKP kadın kolları üyeniz ve daha nicelerinin hesabı sorulmasın diye mi?

Devletin olanakları ve paraları oğullarınız için değil, düşmanla mücadele eden vatan evlatlarının korunması için harcanmalı ve bu iş bitirilmeli....

 
Toplam blog
: 407
: 877
Kayıt tarihi
: 02.07.06
 
 

15.12.1950 Mersin doğumluyum. İzmir Ticari İlimler Mezunuyum. Bir Kamu Kuruluşundan  Şube Müdürü ..