Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Ağustos '13

 
Kategori
Siyaset
 

Geri Demokrasi…

Geri Demokrasi…
 

Toplumsal muhalefet ağız birliği etmişçesine, Tayyip Erdoğan’ın diktatörlüğe koşar adım yöneldiğini ileri sürüyor.

Başbakanın, kendi partisi içinde de aynı tavrın sürdürüldüğü yine üzerinde anlaşılan bir diğer tespit.

TBMM’nin adeta devre-dışı bırakılmış olması, yasaların sadece tek-adamın tercihlerine göre oluştuğu, Cumhurbaşkanlık makamının önüne gelen her şeyi tasdik eden bir noter işlevi üstlendiği tüm muhalefetin ortak mutabakatı dâhilinde…

Ancak ne tuhaftır ki, iktidar partisinin siyasetin gündemine sürdüğü “paket”lerin önemli bir çoğunluğu “demokrasi” başlığını taşıyor:

§  Birinci Demokrasi paketi.

§  İkinci demokrasi paketi.

§  Demokratikleşme açılımı.

§  İleri demokrasi hamlesi.

§  Demokrat anayasa…

Türkiye gariplikler ülkesi…

Tuhaf gariplikler, acınası gülünçlükler, hem traji/ komik, aynı zamanda arabesk ve sonuç olarak bize ait içselliklerin kaydırak oynadığı kocaman bir arena…

Guinness Rekorlar Kitabı’nda en çok bizim insanımıza ait maceralar var…

Mehmet Öz isimli yurttaşımızın burnu 8,8 santimetre ile kitabın 2011 yılı şampiyonlarından.

Sultan Kösen isimli vatandaşın boyu ise, tam 246,5 santimetre ile dünya rekoru kırıyor.

Tabii ki yurttaşımızın ayak uzunluğu da boyuna göre: 37 santim… [Evet haklısınız, yarım metreden az…] Elleri ise, 27,5 santimetre…

Rekorlar kitabı anlata anlata bitiremiyor vatandaşlarımızın marifetlerini… Ama, Türkiye’nin reel siyasetine tek sayfa bile ayrılmamış: Tuhaf!

İktidarda bir diktatör oturuyor…

Ve tek meşgalesi demokrasi!..

Tuhaf.

Sanıyoruz, Hitler’in hiç böyle bir merakı yoktu. Tarih yazmıyor; biz de bilmiyoruz.

Ama, Türkiye başbakanının diktatör olduğunu tüm muhalefet partileri sözcüleri söylüyor.

Ama denebilir ki, bunları söyleyenler sadece muhalefet partileri…

Ancak bu itirazın yanıtı oldukça kolay:

-          Başbakan’ın kendi partisinin siyasetçileri, ağızlarını açıp bir şey söyleyebiliyorlar mı ki, kalkıp da “haşmedmaab”larına diktatör diyebilsinler?..

Ülke bölünüyor, kimsede çıt yok!

Bölünmenin adı, demokratikleşme…

Demek ki, “ülkenin bölünmez bütünlüğü” oldukça anti-demokratik…

Bölünecek, demokratikleşecek.

Demek, Mustafa Kemal Atatürk tam anlamı ile bir diktatör… [Zaten böyle diyorlar]

Yedi düvelin emperyalisti ile dövüşmüş, koca bir milli devlet kurmuş ve “ülkenin bölünmez bütünlüğünü” Lozan’da imza altına aldırarak, dünyaya kök söktürmüş…

Sonra günler geçmiş, devran dönmüş ve Recep Tayyip Erdoğan iktidara gelmiş ve ülkeye demokrasi getirmeye ant içmiş…

farukhaksal@gmail.com

www.akceder.com

www.soruyusormak.com

 
Toplam blog
: 913
: 485
Kayıt tarihi
: 30.01.09
 
 

1942 yılının Şubat ayında Bursa'da (Mehmet Kemalettin'den olma, Emine İffet'ten doğma olarak) dün..