Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Ağustos '08

 
Kategori
Öykü
 

Geri dönüşün öyküsü1

Geri dönüşün öyküsü1
 

Ayın şavkıydı yüzüme vuran yıllar sonra aynı yerde ama mesafeler farklı...


“Ayın şavkıydı yüzüme vuran yıllar sonra aynı yerde ama mesafeler farklı. Çok sertti vuruşu, yüzümü alıyordu önce, gözlerimi bir ramak bile açmama izin vermiyordu, dudaklarımın kıpırdaması imkânsız. Tarifi yoktu anlatmanın imkânı olmayan gelmeyişlerim gibi. ” (Diye feryat ediyordu ve içinin yanışını bu şekilde anlatıyordu şehirlilik sinmiş tozlu yüreğine.) Çok soğuktu. Yıllar öncekinden çok farklı, artık mahmurca selamlıyordu o müthiş dolunay onu. Rüzgâr gönderip okşamıyordu saçlarını ve kimsenin kondurmadığı o ufak buseyi kondurmuyordu alnına. Oysa ona inat değildi bu terkediş. Ona daha yakın olabilmek için feda edilen koskoca on üç yıldı. Fakirliğe inattı, kalleşliğe, yordamsızlığa, bağnazlığa ve aşağılanmaya inattı bu gidiş. Gidişin dönüşü düşünülmemişti o anda; sanıyordu ki geldiğinde bir daha buralara, o şeffaf ay selamlayacaktı yine onu orada.

Konuşamasa da dili, hareket edemese de dudakları” karlı dağlar aştım, aşılması güç engelleri yendim” , diyordu kalbi. Herşeye inat gittiği gibi. On katı olgunu olmuştu sesi, hele hisleri ya da artık olmayan hisleri, tarifsiz kederleri dile gelmiyordu yüreğinde; sadece ama sadece “karlı dağlar aştım aşılması güç engeller yendim” diyordu, son savunmasını yapar gibi kalbi. On üç yıl beklemişti bu anı ve süzmüştü beyninin imbiklerinden her gözünü yumuşunda. Şimdi karşısındaydı, tam altında ama dili lâl kesilmişte ya en olmadık anda haykıramıyordu hislerini kederlerini yaşadığı çekilmesi güç hayatı anlatamıyordu, dönüşünün sebebini açıklayamıyordu, haykırarak. Memleket özlemi değildi bu dönüş, terk ediş; bilakis olabilir.

Bu dönüşü yapabilmek için yıllardır ezildiğini anlatmayacaktı, engelleri aşarken yaşadığı engelleri, çektiği bin bir sıkıntıyı söylemeyecekti, baba ocağından gidip el işinde çalışıp okuttuğu kardeşlerinin yaptıkları hayırsızlıkları aklına bile getirmeyecekti. Ufak yaşta evin yükünü omuzlayıp sonra kendi evinin omuzlayamayacağı kadar ağır olan yükünü mevzuu bahis bile etmeyecekti. Diyeceği tek şey “ben oldum ben başardım” olacaktı. Oldu… Bunun için değil miydi yıllar süren savaş ve karşı konulmaz sahipsizlik illetine karşı birlikte değil de sadece kendisinin mücadele ettiği. Yanında olmalıydı; gönül verdiği, hayatım demeliydi her sabah uyandığında derin uykusundan...
* * *

 
Toplam blog
: 21
: 411
Kayıt tarihi
: 21.09.06
 
 

Çalışmayı ve okumayı seviyorum. Uyumayı sevmiyorum. Herşeyi bilmek istiyorum. Bütün insanları tanıma..