Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Aralık '13

 
Kategori
Edebiyat
 

Gerilim kraliçesi; Agatha Mary Clarissa Christie

Gerilim kraliçesi; Agatha Mary Clarissa Christie
 

Agatha Mary Clarissa Christie


Yazı yazarken hep hayal ederim. Onun gibi Agatha Christie gibi yazabilirmiyim derim. Sonra düşünürüm. Zor.

Onun kitaplarını uzun yıllardır okurum. Ne cok heyecanı saklar sayfalarının arasında, bunu o kadar güzel yaparki…

Sayfalar birbirini hızla kovalar, siz okurken sayfaları hangi arada çevirdiğinizi bile hatırlayamazsınız, derdiniz sayfa değişikliği, uzanmışsanız ağrıyan kollarınız, oturuyorsanız sızlayan boynunuz, yâda eğilmişseniz uzun süren size acı veren sırt ağrılarınız değildir.

Derdiniz bir sayfa sonrasının da ne olduğu değildir, derdiniz Aman Yarabbi diye merakla okumanızdır, onların yanına kitabın içine girmenizdir. Tiplemelerle birlikte, cinayetleri çözmeye çalışmanızdır.

Düşünün bunları kitap sayfalarında buluyorsunuz. Bu anlattıklarım sinema perdesinde, televizyon ekranında değil, bayağı bildiğimiz kitap ya da romanda!

Tabiki yazılanlarin içine girersiniz, nefesiniz kesilir, bu kitabı harmanlayan, kurgulayan, çizen, biçen içine kitap ruhu katan muhteşem bir kadın, muhteşem bir yazardır.

O polisiye kitapların yazarı Agatha Christie’den başkası değildir…

Onun kitapları dünyada en çok satanlardan.

O büyük bir usta…

Onun İstanbul’da kaldığını biliyorum, onun Pera Palasta kaldığını da…

 

Burada bir alıntıyı sizlere aktarmadan edemeyeceğim. Agatha Christie ile ilgili enterasan bir yazı…

 

W.B. yöneticileri Hollywood’un ünlü bir medyumuna giderek bir ruh çağırma seansı düzenlenmesini istiyor. Medyum, Agatha Christie’nin ruhuyla iletişime girdiğini söyleyerek, şu iddiayı atıyor:

“Agatha Christie sırra kadem basışını aydınlatacak anahtar, İstanbul’daki Pera Palas otelinin 411 numaralı odasındadır”.

Bu haber dünya basınında bomba gibi patlar. Türk basını, yabancı gazete ve televizyon temsilcileri Mart 1979’da Pera Palas Otelinin 411 numaralı odasında bir araya gelir.

Malum odanın döşemesi kısmen sökülür, olay da uydu sistemi ile tüm Amerikan televizyonlarında gösterilir.

Kapıya yakın yerde kocaman paslı bir anahtar bulunur.

Pera Palas otelinin sahibi bu noktada devreye girer; düzenlediği basın toplantısında anahtarın otele ait olduğunu söyler.

W.B şirketi, medyumla yeniden görüşerek Agatha Christie’nin hatıra defterinin nerede olduğunu sorarlar. Medyum, “anahtar olmadan asla söyleyemem” der. Anahtarı avucumun içine almalıyım diyen medyumun isteğini yerine getirmek için malûm anahtarın Amerika’ya gönderilmesi istenir. Pera Palas otelinin sahibi de kabul etmez, “hayır, siz gelin” der.

Anlaşmaya varılır. Seans İstanbul’da yapılacaktır.

İddiaya göre hatıra defterinde yalnız günün esrarı değil, yazarın romanında daha gün yüzüne çıkmamış bir çok nokta aydınlanacaktır. Çünkü, Agatha Christie vasiyetnamesinde bir hatıra defterinden söz etmiş ama yerini söylememiştir.

Ancak… Tam otele gelineceği sırada otel çalışanları greve girer ve Agatha Christie ile ilgili tüm girişimler zorunlu olarak durur. Yaklaşık bir yıl grev sürer ve sonra otelde tadilat başlar. Peki, ne olmuştu 11 günde?

Rivayetler var… Kimlerine göre Agatha Christie geçici hafıza kaybına uğradı. Kimilerine göre, Agatha Christie kocasının sevgilisini öldürmek planları yapmak için bilmediği bir yere gitti.

Sır, hâlâ meçhul. (alıntı)

 

Yazarlar yazılarının içinde kalıyorlar diyor ünlü bir düşünür.

Doğrudur yazılanların içinde kalınabilinir.

Birde ciddi şekilde aksiyonlu bir kitap yazıyorsanız!

Onun kitaplarında, karanlıklar vardır, ıssız caddeler vardır, arkalardan gelen ayak sesleri de vardır.

Korkarsınız. Çok korkarsınız.

Yine onun filmlerinde kadınlar şıktırlar, erkekler yakışıklıdırlar.

Benim söylemek istediğim bütün esrarengiz yazımlarının içinde güzelliklerde vardır…

 

Yazarların en büyük hayalleri, istekleri yâda kısaca dilekleri kitaplarının çok satmasıdır.

Biliyormusunuz ki, onun kitapları dünyada en çok satan kitaplar sırasında üçüncü sırayı alıyor. Bu nasıl bir duygudur.

Bir yazar olacak çok merak ediyorum.

Düşünün yazdıklarınızı dünyanın her yerinde okuyorlar. Muhteşem…

 

Sizlere yine alıntı olarak onun hayatını aktaracağım.

 

İngiliz  yazar, popüler edebiyatın en önemli isimlerinden biri ve dedektif  Hercule  Poirot   tipinin yaratıcısıdır.

 

Mary Westmacott takma adıyla aşk romanları da yazmıştır.

 

Ancak asıl ününü, yazdığı 80 dedektif romanına ve West End tiyatrolarında başarıyla sahnelenen oyunlarına borçludur.

 

Babası Frederick Alvah Millet, Agatha henüz küçük yaştayken öldü.

 

Annesi tarafından evde eğitilen küçük kız, yalnız bir çocukluk geçirdi.

 

Küçük yaşta öyküler yazmaya başladı.

 

16 yaşında, şan öğrenimi görmek üzere Paris’e yollandıysa da kısa sürede bundan vazgeçti.

 

Ciddi anlamda ilk edebi denemeleri, duygusal konuları ele alan öyküler oldu.

 

1914’te Albay Archibald Christie adlı bir Albay pilot ile evlendi ve yeniden Fransa’ya gitti.

 

Oradayken vakit geçirmek üzere okuduğu dedektif öykülerinin daha iyilerini yazabileceğini düşünerek ilk polis romanı olan The Mysterous Affair at Styles’ı (Styles’daki Esrarengiz Olay) yazdı.

 

Kitap çeşitli yayınevinlerince geri çevrildikten sonra 1920’de Bodley Head Yayınevi tarafından kabul edildi.

 

Styles, Agatha Christie’nin ilk Hercule Poirot’lu romanıdır.

 

Agatha Christie 1926’da 11 gün boyunca kaybolur.

 

Bütün aramalara rağmen bulunamaz.

 

Arabası bir göl kenarında bulunur; ağaçlara çarpmış, bavulları dağılmış bir şekilde.

 

Amaç, bellidir; “Agatha Christie göle düştü” süsü vermektir.

 

Sonra birden ortaya çıkar Agatha Christie.

 

·         Ama hiçbir açıklama yapmaz.

 

·         Kimlerine göre Agatha Christie geçici hafıza kaybına uğradı.

 

·         Kimilerine göre, Agatha Christie kocasının sevgilisini öldürmek planları yapmak için bilmediği bir yere gitti.

 

·         Sır, hâlâ meçhul.

 

·         Hercule Poirot, zekası, espri yeteneği, keskin gözlemciliği ve Avrupalı inceliği ile seçkinleşen Belçikalı bir dedektiftir.

 

·         Cinayetleri “küçük gri hücreler” dediği beynini kullanarak çözmesi ve bu arada da İngiliz yüksek sınıfının özel yaşamının saklı yönlerini ortaya dökmesi ile tanınır.

 

·         Agatha Christie’nin arka arkaya yazmaya başladığı polis romanları Poirot tipine uluslararası ün kazandırdı.

 

·         Yazar ayrıca Miss Marple adının verdiği bir tip daha yarattı.

 

·         Sevimli bir yaşlı kız olan amatör dedektif Miss Marple da çok tutuldu.

 

·         1928’de ilk kocasından boşanıp Max Mallowan’le evlendikten sonra birçok ülke gezip görme fırsatı bulan Christie’nin romanları 1930’larda çoğunlukla uluslararası mekânlarda geçmeye başladı.

 

·         Hayranlarınca her kitabı beğenilmekle birlikte, Agatha Christie’nin edebi kaygılarla yazdığı bazı romanlar eleştirmenlerin de dikkatini çekti.

 

·         On Küçük Zenci ise polis romanının klasikleri arasındadır.

 

·         Agatha Christie, İngiliz töre romanı geleneğinde yazdığı polis romanları ile dünya edebiyatında kendine özgü bir yerin sahibi olmuştur.

 (d. 15 Eylül1890– ö. 12 Ocak1976),

 

 

 

 

 

NAZAN ŞARA ŞATANA

 
Toplam blog
: 1731
: 4678
Kayıt tarihi
: 09.12.10
 
 

Turizmci; Genel müdür Yazar ; Romanlar, senaryolar müzikkaller... Sinema filmleri, TV filmleri.....