- Kategori
- Anılar
Geşmişten esintiler (2)
Sigarayı bırakalı beri kantine inmiyorum pek. Genellikle bahçedeki ocaktan içiyoruz çayı. Yağmur, kar gibi zorunlu durumlarda, kantine birkaç arkadaşla indiğimiz oluyor.
Ocağın yanındayız bir gün. Ayşe, ben ve yanlarımızda birer kişi. Derse gireceğiz birkaç dakika sonra. Yine derslerle ilgili konuşuyoruz. Zaten dersten başka ne konuşuruz ki?
Fakat bugün konudan, birazc...ık olsun sapma var. Hatice Hanım'ı konuşuyoruz. Daha doğrusu konuyu ben açıyorum.
"Bak Ayşe, aradığım özelliklerin tümü Hatice Hanım'da var. Hatta fazlasıyla var. Beni mahveden de bu fazlalık. Güzellik bence o kadar önemli değil. Kişinin "duyuşsal yönü" gelişmiş olmalı önce," diyorum.
Ayşe zoraki gülümsüyor. Yüz hatları geriliyor. Gözlerindeki bakışlar dikleşiyor. Böyle konuları ne zaman konuşsam, ne zaman başka bir bayandan bahsetsem, Ayşe'de benzer tepkiler görülür. Konuşmamaya çalışır, konuşursa sert karşılık verir. Konuyu değiştirmek zorunda kaldığım anlar olur.
Ankara, 1985