Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Kasım '11

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Geyiğin kralı

Geyiğin kralı
 

Geyiğine kurban olduğumun güzeli !...


Geyiğin kralı

- Geyik - kelimesinin benim bildiğim üç anlamı var güzel okuyucum.

1-  Hepimizin bildiği, dağda gezen narin bir hayvanın adı...

2- Eşi ya da sevgilisi tarafından aldatılan erkeğe argoda takılan lakap...

3 - Boş vakti çok olan ya da o an için yapacağı daha iyi başka bir şeyi, fazla bir seçeneği olmayanların - Laf olsun, torba dolsun.- cinsinden sohbetleri...

Şu an ilgilendiğim geyik türü sohbetlerle ilişkili olanı; güzel okuyucum.

Hani yazın deniz kenarında, baharda bazen çay bahçesinde, bazen bir şark köşesinde, kışınsa göze hoş gelen ya da sevdiğiniz bir mekanda, 3 - 5 kişilik ya da biraz daha kalabalık bir arkadaş gurubunuzla otururur, kakara kikirisi, makarası bol, çok kahkahalı ;ama az düşünmeli, çok şeyin söylendiği ;ama aslında hiçbir şeyin paylaşılmadığı, sabun köpüğü sohbetlerimiz vardır ya hani...

Muhakkak ki bir kişinin en çok konuştuğu, bütün esprileri makina hızında yapmak zorunda olduğunu zannettiği, bazen tek tek, bazen ikişerli, bazen de hep beraber konuştuğumuz, güruh halinde gürültü çıkardığımız, eş, dost toplantılarımız vardır ya hani...

Bazen sırf stres atmak için, rahatlayalım diye, üç, beş dostumuzla bir araya gelip, acı bir kahve içebilelim diye, genişçe bir masanın etrafına gelişi güzel yerleşiriz ya hani...

İşte o dost sohbetlerinde bir tek model çok dikkatimi çeker; benim güzel okuyucum. Bazen sohbetten kopma pahasına, o modeli seyre dalarım.

- Kim mi o model?

- İzninizle tanıştırayım sizi efendim: Tabi ki geyiğin kralıdır kendisi!

Bol kahkahalı, çok şamatalı, gırgırın, sözlü atışma ve şaka yollu laf sokuşturmaların, bazen de aniden kısa bir süre ağır ve gergin bir sessizliğin hakim olduğu o toplantıların...

Ortama geldiği andan, gideceği ana kadar, sessiz, sakin; ama sohbetin çok dikkatli bir dinleyicisidir kendisi...

 Haline, tavrına bakıp, " Bu adam da buraya niye gelmiş ki? " diye hayıflanıp dururken biri...

 O alabildiğine sessiz ve sakin adam ya da kadın, önce tek tek, sonra da bir anda bütün topluluğun dikkatini çekmeye başlar...

Tam sohbetin en koyu yerinde, tam birileri ona takılmaya hazırlanırken, o varlığıyla yokluğu belirsiz insan, öyle bir jest, öyle bir mimik yapar ki, ya da toplantının ruhunu özümsemiş, günün en anlamlı sözünü ya da herkesi kahkaha krizine sokacak bombalar bombası kısa; ama net bir espriyi öylesine kendine has, öylesine kendince patlatır ki...

Toplantı bitip, gün sona erdiğinde, herkesin aklında o insan ve doğaçlama, zeka dolu nüktesi ya da günün anlam ve önemini özetleyen cümlesi kalır.

Hani ortamdaki onca insan, bi dolu laf, söz söyleyip," Amma da güzel söyledim beee! " diye havaya girmeye hazırlanırken, kendi kendine; o köşecikte sesiz sedasız oturan, sakin insan ve cümlesi şimşek misali çakar ya ortama...

Bence geyiğin en güzeli de, ortamın en akılda kalanı da, o son cümleyi söyleyen sakin; ama nüktedan insandır.

Geyiğin kralı olmak için," İlla çok şey söyliyim. Esprileri peş peşe sıralayayım." diye sakın ha kendini otomatiğe bağlama! Zorlama emi güzel kardeşim?!!

Sonra sakin bir adam, vakur bir hanım bi tek söz ediverir de, aklını başından alıverir! Bütün havanı, fiyakanı al aşşağı ediverir!  Değil mi güzel kardeşim?!!

 
Toplam blog
: 1349
: 1777
Kayıt tarihi
: 30.01.11
 
 

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler veTanıtım, A.Ö.F. Adalet Yüksek Meslek ..