Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Haziran '08

 
Kategori
Doğal Hayat / Çevre
 

Gezegenimizi kurtarmak

Gezegenimizi kurtarmak
 

TEMA-TÜBİTAK Yay. No4


Sürdürülebilir kalkınma “ terimi artık tüm dünyada yaygın olarak kullanılmaktaysa da, bu terimin gerçek anlamını pek az kişi bilir. /…/ Esas savaşım, çevre konularını birbirinden ayrı sorunlar olarak görmenin ötesine geçip, gezegenimizi - ve tabi ki, kendimiz de – kurtarmamız için gerekli temel ekonomik sosyal reformlara doğru ilerlemeye başlamaktır.

Bu kitap Worldwatch Enstitüsü’nün hazırladığı <ı>Çevresel Uyarı Serisi adlı yeni bir dizinin ilk kitabıdır.

I. Bölüm: Cankurtaran Sandallarını Çıkarın

- Yaşanan gerçekliğin değiştiğini anlamak uzun sürer ve bu yadsımaktan çok, kavrayamamanın sonucudur.

- Yasaların oluşturulması ve bakanlıkların kurulması, çevre konusunda gerçek bir ilerleme anlamına gelmez.

- Artık atmosferdeki sera gazları her yıl yükselerek yeni bir düzeye ulaşmakta ve ozon tabakası giderek incelmektedir. Ozon tabaksının delinmesi, Aerosol spreylerini hiç kullanmamış olan And Köylülerinin cilt kanserine yakalanmalarına yol açabilir.Küresel ısınma yüzünden yaşamları boyunca hiç elektrik kullanmamış Bangladeşlilerin evlerini su basabilir.

- 1972 yılında “çevre sorunu” pek çok Üçüncü Dünya ülkesi lideri için, ancak zengin ulusların uğraşabileceği “lüks” bir sorundu. Artık, pek çok gelişmiş ülkede “çevre kirlenmesi” hükümetlerin, gereksinimlerini sağlama ve yaşam standartlarını sürdürme gücüne karşı temel bir engel olarak görülmektedir.

- İnsanın giderek çoğalan ekonomik faaliyetleri, temelde içinden türediği doğal sistem ve kaynaklardan ayrılamaz ve küresel ekosisteme zarar veren hiçbir faaliyet sonsuza dek süremez.

- Bir zamanlar birbirinden ayrı görülen çevre ve kalkınma konuları artık iç içe geçmiş durumdadır. Çevrenin bozulması, giderek artan sayıda insanı yoksulluğa itmektedir.

- Şu anki tavrımızı değiştirmezsek, cankurtaran sandallarının hızla dolduğunu ve çoğu kişinin, sandallara binmek için geç kaldığını görebiliriz. Zenginler üst güvertede toplanıp bir süre kendilerini koruyabilirler, ama sonunda onlar da tehlikeyle karşılaşacaklardır.

- Sürdürülebilir toplum, gelecekteki nesilleri tehlikeye atmadan gereksinimlerini karşılayabilen toplumdur.

11.Bölüm: Etkinlik Devrimi

- Sürdürülebilir bir ekonomi yaratmanın en açık ön şartlarından biri, dünyanın temel enerji kaynakları olarak petrol ve kömürün kullanılmasından vazgeçmektir. En kolay yol, “Daha azla daha çoğunu” yapmaktır.

- İklimin istikrara kavuşturulması için, şehirlerin, ulaşım sistemlerinin ve sanayi modellerinin yeniden şekillendirilmesi ve her açıdan daha etkin bir toplum yaratmak için başka adımların da atılması gerekmektedir.

- Günümüzde ucuz petrol ve otomobile göre şekillenen insan yerleşim modeli kaçınılmaz olarak yeniden şekillenecektir. Değişimler trafik sıkışıklığını ve kirlenmeyi azaltmanın yanı sıra, enerji gereksinimini de düşürecektir.

- Yolculuğun yerini telekomünikasyon alabilir. İşyerine yapılan günlük yolculuklar azaltılabilir. Bilgisayarlı alışveriş teslimat hizmetleri hem enerji, hem de zamandan tasarruf yapmalarını sağlayabilir.

- Pek çok şehirde bölgesel ısıtma ve soğutma etkin bir alternatif olabilir.

111.Bölüm: Güneş Ekonomisini Kurmak

- Nükleer güç devletlerden büyük destek görse ve şu anda, yenilenebilir enerji kaynaklarının çoğundan daha fazla güç sağlasa da, son zamanlarda yaşanan gelişmeler, getirdiği ekonomik ve çevresel yükler nedeniyle toplumların nükleer gücü reddetmeye başladıklarını göstermektedir.

- Güneş ışığını doğrudan elektriğe dönüştüren fotovoltaik yöntem ya da güneş pilleri kuşkusuz sürdürülebilir bir toplumda, her yerde bulunacaktır.

- Kurak mevsimlerde güneş ocaklarının kullanılması yararlı olacaktır.

- Gelecekte etanol, büyük olasılıkla değerli tahıllardan çok tarımsal atıklardan ve odun atıklarından üretilecektir.

- Küçük baraj ve göletler, büyüklere göre daha az sosyal ve ekolojik sorunlara yol açar.

- Bir ABD otomobilin bir yıl çalışması için gerekli etanol, bir hektar mısır alanından elde edilmektedir.Ama aynı alanın güneş termal oluklarına ayrılmasıyla, yüksek dönüşümlü etkinliği sayesinde, 80’den fazla elektrikli taşıta güç verebilir.

- Gelişmekte olan ülkeler için güneş, fosil yakıtların getirdiği ekonomik ve çevresel yükten kurtulmanın tek yoludur.

1V. Bölüm: Geri Dönüştürmek:

20. yy’da Batı toplumlarında yerleşen “kullan-at” anlayışı nedeniyle, o kadar çok enerji tüketilmekte, o kadar çok karbon yayılmakta ve o kadar çok hava kirliği, asit yağmuru, su kirliliği, zehirli atık ve çöp üretilmektedir ki, toplum adeta kendi kendini boğazlıyor gibidir.

- Çevresel olarak sürdürülebilir bir ekonomide malzeme kullanımı bir seçenekler hiyerarşisine göre yönlendirilecektir. Öncelik –elbette- temel olmayan malzemenin kullanımından kaçınmak; ikinci olarak, bir ürün doğrudan yeniden kullanılacak (cam vb.) ; üçüncü olarak, malzeme geri dönüştürülerek yeni bir ürün yaratılacaktır. Dördüncü seçenek, emniyetli olacağı sürece malzemeyi, içerdiği enerjiyi kullanmak amacıyla yakmak, en son çare ise, toprağa gömerek ortadan kaldırmaktır.

- Gezegenimizin giderek çoğalan nüfusunun gereksinimlerini, atık akışını sistematik olarak azaltarak ve geriye kalan malzemelerin çoğunu yeniden kullanarak ya da yeniden dönüştürerek yaşamımızı destekleyen sistemleri yok etmeden sağlayabiliriz.

V. Bölüm : Biyolojik Tabanı Korumak

- Fosil yakıtlar ve mineraller hariç, besin maddelerimizin tamamını ve sanayi ham maddesinin büyük bölümünü, dört biyolojik sistem –<ı>ormanlar, otlaklar, balık yatakları ve tarım alanları- sağlar.

- Güneş enerjisinin biyokimyasal enerjiye dönüştürüldüğü (fotosentez) süreci yeryüzündeki – bizim türümüz de dahil- tüm yaşamı desteklemektedir.

- Fotosentez faaliyetlerinin okyanuslarda gerçekleşen %41‘lik kısmı bize deniz ürünlerinden sağlansa da, dünya ekonomisinin karalarda gerçekleşen %59’luk kısmı destekler. Çevre bozulmasının sonuncunda kara fotosentezlerinde yaşanan kayıp günümüzde, pek çok ulusal ekonomiyi etkilemektedir.

- İnsanlık faaliyetleri fotosentez temelimizi yavaş yavaş yıkmaktadır.

- Toprağın karayollarına ve otopark alanlarına dönüştürülmesi, ormanların açılması ve çiftliklerle ormanlık alanların yerleşim alanlarına ve alışveriş merkezlerine dönüştürülmesi sonucunda çok büyük alanlar yok edilmektedir.

- Taşıma kapasitesi aşıldığında doğal sistem bozulmaya başlar.

- Gelecekte ne tür teknolojik ve mühendislik başarıları geliştirilirse geliştirilsin, insanın yaşamını sürdürebilmesi sağlıklı bir biyolojik çeşitliliğe bağlıdır.

V1. Bölüm : Sekiz Milyar İnsanı Beslemek

- Sekiz milyar insanı yeterli şekilde doyurabilmek, sürdürülebilir bir dünya kurmanın en zorlu işi olabilir. Güneş sisteminin dışını araştırıyor, bilgisayar devriminin kazançlarından yararlanıyor ve tıpta mucizeler yaratıyorsak da, aç insan sayısı artmaktadır.

- Tahminen 900 milyon insanın yaşadığı açlığın yok edilmesi ve olası 3 milyar kişiye daha gıda sağlanması için, günümüzde 1.7 milyar ton düzeyinde olan dünya tahıl hasadının yaklaşık 2.7 milyar tona çıkarılması gereklidir.

- İnsanları çoğunun toprakta kalmadığı ve dolaysıyla, -ekonominin tarımsal temellerinden yalıtılmış olarak yaşayan modern sanayi sonrası toplumlar – için ekolojik antropolog T. Weiskel’in şu saptamasını hatırlatmakta fayda var; “ <ı>Tarım sonrası toplum diye bir şey yoktur. 8 milyar insanı, çevresel açıdan sürdürülebilir bir şekilde doyurmamıza, tarıma şu andakinden daha fazla zaman ve sermaye ayırmamıza bağlıdır, yani, tarıma hak ettiği önceliği vermemize.”

V11.Bölüm: İstikrarlı Bir Dünya Nüfusu

- Yeryüzünün doğal sistemlerine verilen zararın büyük bir bölümünden, sanayileşmiş ülkelerde yaşayan ve zenginlik düzeyi yüksek olan insanlar sorumludur.

- Dünyada açlık ve hastalıktan kaynaklanan kitlesel ölümlerin görülmemesi için, inanıyoruz ki insan sayısının yaklaşık 8 milyarın –günümüz nüfusunun 1.5 katının- üstüne çıkmaması gereklidir.

- Nüfus artışı oranlarını hızla düşürmek için gerekli liderliğe ve sosyal uyuma sahip olmayan ülkelerde nüfusu ancak açlık kontrol altına almaktadır.

- Sürdürülebilir bir dünyada, aile boyutu kararları ile sonuçta oluşan nüfus artış oranlarının çevresel, ekonomik ve sosyal sonuçları arasındaki ilişkiye dair bilgilere yaygın olarak ulaşılabilecektir.

V111. Bölüm : Büyümeden Sürdürülebilir İlerlemeye Doğru

- Sürdürülebilir bir dünya kurmaya doğru atılacak ilk adım, böyle bir dünyayı hayal edebilmektir.

- Bu noktada aklımıza şu soru gelir: <ı>Oraya nasıl ulaşacağız? Bağımlı olduğu doğal kaynakları ve çevre sistemlerini yok etmeyecek bir toplumu nasıl şekillendireceğiz? Yaşamın pek çok alanında bireyler, hükümetlerin ve kalkınma ajanslarının kavramakta çok yavaş kaldıkları bir şeyi anlamaktalar; “Beşeri ilerleme, ekonomik büyümeden daha geniş kapsamlı bir kavramdır.”

- Geleneklerini ve yurtlarını korumaya çalışan sayısız yerli halka adalet gösterilmedikçe, yeryüzünün ne biyolojik enginliklerini korunabilir, ne de kültürel çeşitliliği.

- Küresel ekonominin yıllık 20 trilyon dolar düzeyine çıktığı dünya, 1900’lerde bir yılda yaptığı üretime şimdi 17 günde ulaşmaktadır.

- Dünya ekonomik çıktısının 1950’den bu yana beş kat artmasına rağmen, günümüzde 1.2 milyar insan mutlak yoksulluk içinde yaşamaktadır. Yoksulları son yirmi-otuz yılda tasarlanan türde bir büyüme değil, bir dizi öncelik kurtaracaktır.

- İnsanlar büyüme oldukça, zenginlerin yaşam tarzları değiştirilmeden yoksulların yaşamlarının iyileştirilmesinin de mümkün olduğunu sanıyorlar.

- Hükümetlerin ekonomik davranışını yeniden yönlendirebilmek için kullanacakları pek çok araç arasında en çok umut vaat edeni, çevre vergileri’dir.

Fiyatların gerçek maliyeti daha iyi yansıtması amacıyla tasarlanmış olan bu vergiler, çevre verilen zararın bedelini toplumun tamamı yerine, zararı verenlerin ödemsini sağlayacaktır.

- Ekonomik göstergelerden çıkan anlam ne olursa olsun, refaha gelecek kuşaklar pahasına ulaşan ve yoksulların sayıca arttığı bir ekonomiye başarılı denemez.

1x. Bölüm : İnsan Refahı Hakkında Daha İyi Göstergeler

- Bir ekonomideki toplam mal ve hizmet çıktısının ölçeği olan Gayri safi Milli Hasıla (GSMH), ülkelerin zenginden yoksula doğru sıralanmalarında temel alınır.

- Ama ormanlarda, toprakta, hava kalitesinde ve diğer doğal hazinelerde oluşan <ı>bozulma için böyle bir çıkarma işlemi yapılmaz.

- Sözgelimi, ağaçlar kesilip kereste yapılmak üzere satıldığında, bu işlem gelir olarak görülür ve GSMH’ye eklenir. Ancak, uzun sürede gelir sağlayacak bir ekonomik varlık olan ormanların bozulması karşılığında bir borç kaydı yapılmaz.

- Sonuçta gelir ve zenginlik şişirilerek ülkenin gerçekte olduğundan daha iyi olduğu ve gerçekte mümkün olandan daha yüksek düzeyde tüketimi kaldırabileceği görüntüsü yaratılır.

- Bir ülkenin ekolojik iflasa doğru sürüklenmekle birlikte, GSMH’sinde büyüme kaydetmesi mümkündür.

- Şu anki hesaplama şekliyle GSMH, doğal zenginlikleri tahrip edilmesini göz ardı etmekten de öte, başka hatalar da içerir; kirlilikle ve diğer olumsuzluklarla yapılan savaşın harcamalarını gelir olarak kaydetmektedir.

- Çevre bozulmasının hızlanmasıyla, GSMH’nin ilerleme ölçütüyle gerçek insan refahı arasındaki fark büyümektedir.

- GSMH’nin ormanlar, balık yatakları, su kaynakları, hava kalitesi ve diğer doğal varlıkları da içerecek şekilde yeniden hesaplanması, görüntüyle gerçek ekonomik kazançlar arasında giderek büyüyen uçurumun kapatılmasında atılması gereken ilk adımdır.

X. Bölüm : Devlet Teşviklerinin Yeniden Şekillendirilmesi

- Ne yazık ki pek çok devlet teşviki şaşırtıcı bir biçimde sürdürülebilirliği engellemeye yönelik düzenlenmiştir. Genellikle de, ekonomik kazanç elde etmek için lobi yapabilecek durumda olan, politik açıdan güçlü ve görece olarak daha iyi durumdaki kişileri zenginleştirmektedir. Örneğin, hayvancılığa ve ağaç kesimine verilen destekler ekonominin düşük basamaklarında yer alan kişilere ulaşmaz.

- Sürdürülebilirliği teşvik edecek kapsamlı bir girişim yapısı oluşturmak için hükümetler, geniş kapsamlı bir ilkeden yararlanabilirler; Çevreye net zarar verilmesinde kaçınmak.<ı>

<ı>- Bu kriterin hem kamu hem de özel sektör yatırımcılarına uygulanması, “ geliştirimden” yararlanan kişilerin elde etmeleri beklenen gelirin bir kısmını, tehlikeye soktukları doğal sistemlerin korunmasına aktarılmasını sağlayacaktır. Bu örnekte, kredi alınan taraf küresel ekosistemdir.

X1. Bölüm : Çevre Vergileri

- İnsanlığın geleceğinin karşı karşıya olduğu pek çok tehlike büyük oranda, ekonominin çevre tahribatını değerlendirmekte ve hesaplamakta başarısız kalmasından kaynaklanmaktadır.

- Zarar veren tarafların, verdikleri zararın tam maliyetinin ödememeleri nedeniyle, bu maliyetleri toplum üstlenir; genellikle de en beklenmedik şekillerde.

- Vergilendirme, bu yanlışın düzeltilmesi için etkin bir yöntem ve ekonomilerin daha iyi bir çevre sağlığına doğru ilerlemelerini sağlayacak güçlü bir araçtır.

- Çevre pahasına ulaşılan bir büyümeyi sürdürmenin uzun vadede hiçbir yararı olmayacaktır.

X11. Bölüm : Çevre Bankacılığı

- Son yıllarda sermaye yokluğu, gelişmekte olan ülkelerin ormanların ve toprağın korunmasına, sulamanın iyileştirilmesine, enerji açısından daha etkin teknolojilere ya da kirlilik kontrol araçlarına yatırım yapmalarını olanaksızlaştırmıştır.

- Daha da kötüsü borçların giderek artması, genellikle tek döviz kaynakları olan doğal kaynaklarını satmaya zorlanmıştır.

- Tüm dünyadan çevreci grupların baskıları sonucunda Dünya Bankası, 1980’lerden itibaren reform yapma amaçlı ciddi çabalar oluşturmuştur. Bankacılar, dünyanın son yıllarda çok değiştiğini ve kısa vadeli bir mali düşüşün, uzun vadede mahvoluşa giden yol olabileceğini kabul etmektedirler.

- Sürdürülebilir bir kalkınmanın bir öncelik haline gelmesi için, kalkınma bankalarının karar alma sürecine yerel halkları da katmaları büyük önem taşımaktadır.

- Artık uygulama zamanı gelmiş bir diğer finansman fikri de, iklim değişimi ve ozon tabakasının delinmesi gibi, ulusların tek başlarına üstesinden gelemeyecekleri sorunların çözülmesi için kaynak sağlayacak uluslar arası bir çevre fonunun oluşturulmasıdır.

X111. BÖLÜM YENİ BİR DÜNYA SAVAŞIMI

-Tarım ya da sanayi devrimleri gibi çevre devrimi de -kaçınılmaz olarak- farklı ekonomik, sosyal ve politik modeller yaratacaktır.

- Tarım devrimi binlerce yıl aldı, sanayi devrimi yüzyıllara yayıldı, ama ekolojik açıdan emniyetli bir dünyaya geçişin yirmi – otuz yıla sığdırılması gerekecektir.

- Son yıllarda sivil çevre örgütleri, başarılı topluluk projelerin de ötesine geçerek, hep birlikte hükümetlerde lobi yapmaya ve uluslararası ajanslara dilekçeler yağdırmaya başladıkları görülür.

- Çocuklarımız için her türlü fedakarlığı gösterir, eğitimlerine ve sağlıklarına büyük bir yatırım yaparız. <ı>Çocuklarımız için yaşanabilir bir gezegen yaratmaya ne kadar yatırım yapacağız? Bu çabayı hep birlikte göstermeye hazır olmamız, yeni bir dünya yaratmak için gerekli savaşıma girmemiz yaşamsal önem taşımaktadır.

Reklamcıların sık sık kullandıkları klişeyle; “<ı>Bu kısıtlı bir zaman için geçerli fırsat

Ve fırsatın süresi yakında sona erecek.

 
Toplam blog
: 272
: 734
Kayıt tarihi
: 13.10.07
 
 

1959 Sinop Bektaşağa Köyü doğumluyum. Yaşamda, anlaşılacak bir şeyi olanlara ve bunu öğreti yapan..