Gezi Parkı'nda 'alabora' olan gençlik ve efsane '90 gençliği' safsatası!

Geçenlerde CNN Türk'de Taksim Gezi Parkı olaylarını analiz eden bir programı izledim. Katılımcılardan biri ünlü psikiyatrist Prof. Dr. Özcan Köknel'di. Köknel konuşmasının bir yerinde, "15-20 arası gençler zaten her şeye karşı çıkarlar" dedi.

Sonra aynı konuyla ilgili internette bir gezinti yapayım dedim. Daha iki tur atmadan karşıma Adnan Menderes'in 1 Mayıs 1960'da radyodan yaptığı konuşmanın vidyosu çıktı...

Vidyo ile ilgili tanıtım yazısı olmasa, Adnan Menderes'in sesini tanımasam; Tayyip Erdoğan konuşuyor diyeceğim.

Ankara ve İstanbul'da olaylar oluyor...

Olayların kahramanları yine gençlik...

Adnan Menderes, ülke güllük gülistanlık iken, bu olaylar nereden çıktı diye çırpınıyor...

Ve bir fabrika gibi üretilen yalan haberlerden ve provokatörlerden bahsediyor.

Bugün bazı köşe yazarlarının; uyuduğunu, memleket meselelerine duyarsız kaldığını sandıkları laylaylom gençliğin  meğer ne kadar uyanık ve ne kadar kahraman olduğunu Gezi'den sonra anladıkları, göklere yükselttikleri ve kendilerine '90 Gençliği' adını taktikları gençlik meğer 1960'ın 1 Mayıs'ında da yine sahnedeymiş ve kendine uygun görülen oyunu oynamakla meşgulmuş!

Aslında esas övülmesi hatta göğüslerine madalya takılması gereken gençlik 60 gençliğidir...

Çünkü oyunlarını o kadar güzel oynadılar ki, 26 gün sonra iktidarı devirdiler ve devrin başbakanını darağacına gönderdiler.

Aynı gençliği bütün 60'lı, 70'li yıllarda hep gördük.

Peşinden 12 Eylül 1980 askeri darbesiyle beraber uzunca bir sessizlik dönemi başladı.

Belki de 12 Eylül'ün en büyük ve tek yararı gençliği bu ihtiraslı canavarların ellerinden kurtarmasıdır.

Pek tabii dir ki, gençliği iktidarları için bir basamak tahtası olarak gören bu muhterisler bundan memnun olmadılar. İtirazlarını yüksek perdeden dillendirdiler.

Neymiş efendim; 12 Eylül gençliği apolitik yapmış!

Oysa 12 Eylül, gençliğin başına bir balyoz gibi inmiş ve esas darbesini gençliğe indirmişti. Gençliğin uyanması normaldı.

Nitekim sağcı solcu diye ayrıştırılan gençliğin sağ kanadındaki liderlerinden biri olan Muhsin Yazıcıoğlu, yıllar sonra 70 gençliği için, sağ sol ayrımı yapmadan, 'Kayıp Nesil' ifadesini kullanmıştır.

Sözüm ona 30 yıl uyutulan gençliğe Gezi Parkı'nda vahiy gelmiş, irşad olmuş ve 90 gençliği aniden uyanıvermiş!

Bu, bambaşka bir gençlik miş!

Çadırların yandığını görünce dayanamamış kendisini Gezi Parkı'na atıvermiş!

Bilgisayarla büyümüş, evrenselleşmiş, anasını babasını fersah fersah geçmiş!

Hiçbir siyasi partiyi tutmuyormuş, siyasetüstü çok daha ulvi duygular içerisindeymiş!

Yesinler sizi!

Siz bu söylediklerinize kendiniz inanıyor musunuz?

Madem apolitiktirler neden avazları çıktığı kadar 'Tayyip istifa' diye bağırıyorlar? Tayyip yoksa bir siyasi figür değil midir?

Tabii ki yalanların en büyüğü de oradaki birkaç bin gencin bütün Türk gençliği, peşinden de Türk halkı diye lanse edilmesidir.

Daha düne kadar Türk halkına 'Aptal', 'Göbeğini kaşıyan adam', 'Bidon kafa' diyenler, nedense bu adi hakaretlerini unutmuşlar ve Türk halkına medhiyeler düzmede birbirleriyle yarışa koyulmuşlar!

Bal gibi bir psikolojik harekât bombardımanı içerisindeyiz.

Profesyonel olduğu çok belli.

Gezi Parkı gençliği, başarı için apolitik olması gerektiği için apolitik.

Daha dün bir sitede, ta başından beri Gezi Parkı protestosuna katılıp orada yatıp kalkan birinin bir blog yazısını, bugün de sözüm ona gazetecilik adına Gezi Parkı'na gidip yerinde yaşadıkları izlenimleri anlatan köşe yazarlarının yazılarını okudum...

Birincisi Gezi Parkı'nın günbegün, adım adım nasıl amacından uzaklaştığını anlatıyor, ikinciler ise yine yüceltmeye devam ediyorlar!

Özcan Köknel'in ifade ettiği gibi gençler her şeye karşı çıkarlar. Bu onların doğasindan gelen bir şey.

Gerçekten 90 gençliğini seviyorsanız; onların üzerinden elinizi çekiniz, onları kullanmaktan vazgeçiniz.

Siz onlara medhiyeler düzdükçe onlar da yine yaşları icabı kendilerini gerçekten kahraman sanıyorlar.

Direnişin uzamasının nedeni de bu.

Unutmayınız ki, yarın daha kötü şeyler yaşandığında baş sorumlu siz olacaksınız.

Polisin gazından çok sizin gazınız zarar veriyor onlara!

Evet, onlar 90 gençliği...

Evet, 'Medya, Siyaset, Ticaret' üçgeniyle bütün 90'lı yıllar boyunca Türkiye'de yaşanan ve Türkiye'yi uçuruma götüren karanlık ilişkilerden onların haberleri yok.

90 gençliğine gerçekten bir iyilik yapmak istiyorsanız, onlara 90'lı yılları anlatın...

Zira sizler o yılları çok iyi biliyorsunuz!

Anlatın ki, Tayyip Erdoğan'ın ve Ak Parti'nin neden geldiğini belki daha iyi anlayabilirler.

Hasan Basri Özgen