Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Haziran '13

 
Kategori
Güncel
 

Gezi Parkı sonuçları...

Gezi Parkı sonuçları...
 

Hadi diyelim “Gezi Parkı” olayları sonuçlandı (Sonuçlanmaz ya!) İnsanlar çekilip evlerine gittiler ve bir süre için seslerini çıkartmaz oldular.

Ama birisi var ki, meydanlara yandaşlarını toplayıp bağırıp duruyor, onlar da alkışlıyorlar..

Böylece mesele bitti mi; en çok bağıran kazandı mı?

Bir büyüğümüz: “Gerçeklerin sesi yavaştan çıksa da, gerçekler her zaman sonunda kendini duyurur,” demiş…

Siz istediğiniz kadar “Dünya düz.. Dümdüz…” diye bar bar bağırın. İnsanoğlu yüzlerce yıl böylece bağırdı; buna inandı. Sonunda ne oldu. Bir insan çıktı dünyanın düz olmadığını kanıtladı. Onu da öldürmek istediler. Ama sonunda bütün insanlık, dünyanın yuvarlak olduğuna inandı.

Sen şimdi istediğin kadar Türkiye’nin %50’si beni seviyor;  beni beğeniyor , benim her istediğimi yapıyor… Ben büyüğüm, ben akıllıyım… falan fişmekan , saşma sapan şeyler söyleyerek sokaklarda gezip dur; artık sana en yakınındaki  akil insanlar bile inanmıyor… Akil adam Sayın Baba Orhan Gencebay da “Ben artık akil insan değilim…” dedi, çekildi.

Görüyorsun. O işte bitti. Sana inanan insanlar giderek meydanları boşaltıyor. Çevreni boşaltıyor. Mızıltılar, zırıltılar artıyor… Çevrenden eleştiriler çoğalıyor. Sen hala kulaklarını kapayıp geziyorsun. “Hey millet en akıllısı benim… En kötüsü CHP..” deyip geziyorsun. Artık kim korkar hain kurttan. Gerçek yüzün ortaya çıktı.

Aslında insanlara kötülük yapmak istiyorsun. Toma’ları insanların üzerine süren kimdi; isot bombalarını yalnız polisler mi attı insanlar üzerine… Eli sopalı adamlar nereden çıktı ortaya… Beş kişi niye öldü?

Adamlar senden sadece bir şey istediler :” Gel şu Parkımızdaki ağaçlarımızı kesme…” Dinlemedin. Kızdın kızdın ki nasıl kızdın! Senin dediklerin nasıl yapılmazmış! Kim itiraz edebilirmiş!  Elinden gelse o adamları parçalayacaktın. Çünkü senin ebedi  “EGO”na karşı gelmişlerdi ve sana karşı konuşmak cüretini göstermişlerdi.

Demokrasi… Konuşma özgürlüğü… Bütün bunlar sadece senin için vardı.  Kendi arkadaşların bile ancak senin istediğin sınırlar içinde konuşabilirlerdi. Seni eleştirmek mi? Maazallah, hadi Fethullah Hoca gibi söyleyelim Hafazanallah , mümkün mü?

Aslında senden başka hiç kimseye bu ülkede ne özgürlük var; nede konuşma serbestisi.. Bir tek yetkili sensin… sen konuşabilirsin… Diğerleri de … Eh, .senin istediğin kadar… Özgürlük… Ağam nerde ben nerde? Ötekiler de kapı kulu… Hepsi peşinden geliyorlar. Biri ağzını açıp da bir şey söylese ya… Olmaz. Hemen aforoz ediliverir… Ondan sonrası Cehenneme!

Ama sonuçta artık…
 

- Bir büyük yöneticimizin bütün itibarları kayboldu. Yek ila yeksan oldu. Hadi bakalım Abdullah Gül ile yarışa girsin Cumhurbaşkanı veya  “BAŞKAN” olmak için . Ne olacağını kendi de biliyor.

-Çevresindekiler nazarında inandırıcılığı , doğruluğu, dürüstlüğü kayboldu. Bir çok olay onun doğru olmadığını ortaya çıkardı.

-İnsanlar için nasıl düşündüğü ortaya çıktı…

-Ne kadar hırslı bir insan olduğu görüldü.

-Buna karşı ne kadar zayıf olduğu da anlaşıldı.

Artık bundan böyle herkese, özellikle çevresindekilere kolay kolay diş geçiremez… Büyük Reis yıkıldı artık. Bundan böyle sadece yapılan vitamin iğneleriyle ayakta tutulan, sinir küpü olan bir hasta adam var karşımızda. Yazık…

İşte, Patagonya’da işler şimdilik böyle yürüyor ama yarın ne olur bilemem…! 

 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..