Gezi yazıları: İstanbul

Gezimizi planlarken öncelikle www.booking.com adresinden kahvaltı dahil 75-100 TL arası olan iki kişilik oda baktık. Günlüğü yetmiş yedi liraya Fatih'de bir oda kiraladık. New Era Hotel konaklamanız için gayet ideal bir otel çünkü konumu, fiyatı, temizliği çok yerinde fakat kahvaltı konusunda beklentinizi çok yüksek tutmayın standart bir kahvaltısı var :)

 

Oteli Fatih'de burada tutmamızın sebebi Sultan Ahmet Camii, Ayasofya, Yere Batan Sarnıcı ve Topkapı Sarayı'nın yanyana burada yer alması oldu. Gezimizi 4 gün sürecek şekilde planladık malum İstanbul çok büyük ve kültürel bakımdan çok zengin bir şehir. Yapacağınız ilk iş bir İstanbulkart çıkartmak olsun çünkü tramway, otobüs ve vapur kullanacağınız için size lazım olacak.

 

Gezimizin ilk gününü en yakını gezerek planladık. Sultan Ahmet, Ayasofya ve Topkapı Sarayı ilk durağımız oldu. Sultan Ahmet'in ziyaret saatlerini internetten kontrol edebilirsiniz çünkü ibadet zamanlarında ziyarete kapalı oluyor. Bunun haricinde giriş ücretsiz. Biz büyük bir zevkle gezdik. Türk bir rehberden de kısa bir hikayesini dinledik. Sultan Ahmet sefere gitmeden mimarı çağırıyor ve seferden dönünceye kadar kendi için bir cami inşaa etmesini istiyor. Tek bir isteği oluyor camii için " Altın Kubbe". Neyse 4 sene sonra sonra seferden döner dönmez camiiyi görmek istiyor fakat geldiğinde bakıyor Altın Kubbe yok. Çağırtıyor mimarı hesap sormak için fakat mimar padişahı yanlış anlamış Altın Kubbeyi anlamış Altı tane Kubbe olarak :) Cezası ölüm olması gerekirken sadece sürgüne yollamış kıyamamış padişah :) Neyse turumuza geri dönelim ikinci durağımız Ayasofya oldu. Size tavsiyem müzekart çıkartmanız çünkü Ayasofya'nın giriş ücreti 30 TL, müzekart ise 40 TL tam, 20 TL öğrenci ve bir yıl boyunca anlaşmalı tüm müzeler, antik kentler, saraylar vs. ücretsiz oluyor. Ayasofya'da çok güzeldi görmenizi tavsiye ederim. Buradan yürüyerek Topkapı Sarayı'na geçtik. Müzekart burada geçerli eğer müzekartınız yoksa giriş 30 TL bunun haricinde de salı günleri kapalı ona göre planınızı yapabilirsiniz. Topkapı Sarayı çok büyük 2-3 saatinizi alacaktır gezmek fakat Osmanlı ihtişamını yaşayacaksınız bence buna değer. Osmanlı mutfağı, kıyafetleri, odaları, eşyaları, mücevherleri( Kaşıkçı Elması burada sergileniyor), müthiş bir İstanbul manzarası, İslam eserleri, savaş malzemeleri sergilenmektedir.

 

İkinci gün Taksim, İstiklal Caddesi, Galata Kulesi, Galata Köprüsü, Eminönü Yeni Camii ve Mısırcılar çarşısı olarak planladık. Sultan Ahmet'den tramway ile Kabataş'a ordan aktarma feriküler(Metro Bağlantısı) ile Taksim'e geçtik. Taksim'den yürüyerek İstiklal Caddesi'ni turladık, yemek yedik, kliseleri ziyaret ettik vs. Yürüyerek Galata Kulesi'ne geldik. Yürümek bile çok zevkli oralarda Eski İstanbul'ün tadını çıkarabiliyorsunuz. Ordan Galata Köprüsü'nden Eminönü'ne yürüyerek devam ettik. Zaten yol boyunca her yerde fotoğraf çektirebilirsiniz çok güzel yerler. Eminönü'nde Yeni Camii ve Mısırcılar Çarşısı yanyana göreceksiniz. Mısırcılar Çarşısı'nda hediyelikler, aktarlar ve tatlıcılar var. Tadına bakabilir miyim diye sorun herşeyin bedavaya karnınızı doyurursunuz o derece yani :) Ordan da tramway ile Sultan Ahmet'e geçip otele geri döndük.

 

Üçüncü gün Kapalı Çarşı, Üsküdar, Kadıköy ve Beşiktaş semtlerini gezecek şekilde planladık. Yürüyerek Kapalı Çarşı'ya geçtik oradan Eminönü İskelesine geçerek vapurla Ûsküdar'a gittik. Kız Kulesi'ne karşı çay içip manzarayı izledik. Buradan otobüs ile Kadıköy'e geçip merkezinde turladık ve yemek yedik. Sonra Kadıköy İskelesinden Kabataş'a geçip otobüs ile Beşiktaş'a gittik. Görmeniz gereken çok güzel bir semt tarihi dokuyu bozmamışlar. Yemek yiyip güzel bir cafede saat 22:00'ye kadar zaman geçirdik. Daha sonra tekrar otobüs ile Kabataş'a, oradan da tramway ile Sultan Ahmet'e geçip günümüzü tamamladık. Yol bağlantıları karmaşık gibi gelecektir bu yazıyı okuyunca fakat okunduğu gibi karışık değil emin olun kolay :)

 

Dördüncü ve son günümüzde ise Adaları gezerek gezimizi sonlandırdık. Sultan Ahmet'den tranway ile Kabataş'a oradan da vapur ile (3,85 TL) Büyük Adaya geçtik. Vapur iki saatten fazla sürüyor fakat denizden İstanbul'u izlemek çok zevkliydi. Büyük Ada'da indikten hemen sonra bisiklet (15-20 TL) kiraladık. Adanın arka tarafındaki ücretli plajlara gittik çünkü burada halk plajı henüz açılmamış. Bisikletle gitmek için uzin ve sürekli bayır inip çıkılan bir yol biz pişman olduk kiraladığımıza. Aya Nikola Plajı'na 25 TL'ye girdik. Temiz bir sahili var tavsiye ederim ve en önemlisi aşağı yukarı her saat başı iskeleye ücretsiz tekne seferinin olması. Tekneyle geri döndük sahilin ve denizin tadını çıkardıktan sonra. Bisikletle sahil şeridinde turaladıktan sonra adettendir dediler dondurma yedik :) Bisikleti geri verip saat 19:00 vapuru ile geri döndük.

 

 

Son olarak arkadaşlar İstanbul'u gezin. Size soyleyebileceğim budur yani İstanbul'u görmeden ölmeyin :)

 

Yazar: Uğur Büyük