- Kategori
- Deneme
Gidememiş Kışta Baharı Sayıklayacak Kadar Masumdu Oysa
______________________________________________________________________________________________________
Suspus olmuş hüznün sardığı biçare coşkuya meyleden yağmurun sesi çağırıyorsa da aşka, ürkek bir şüphe ve acabayla dokundu damlalara. Gidememiş kışta baharı sayıklayacak kadar masumdu oysa. Tek ayağı kırık, sol kulağı kesik tekirin gözleri parlıyordu çöreklendiği hurdanın sotasında. Yürüdü ona usulca, uzattı elini okşarcasına. Çektiği onca çilenin hesap soruşu vardı sanki o melul bakışlarda.
Soluk soluğa koşan saatin kopasıca akrebiyle didişmekten vazgeçeli kaç mevsim geçtiğini hatırlamaktansa, onu özleyen sevdanın bulutlara saklı seslenişine uçmalıydı kuş olup. Devşirilmemiş karanlıkların his kokulu isine buladı ruhunu yelkovanla sarmaş dolaş. Kapattı gözlerini Akdeniz’in makûs mavisine seherin kızıllığında. Hissederdi riyayı da yakınamazdı hicabından cânâna.
Nefret kokarken aşk, vuslat acıda mahpus; sırça duyguların şehvetle sarılışıydı ateş saçan gözlerin şevkine. Sordu ruhu derinliklerinde benliğe, bu kaçıncı sürüklenişiydi baş döndürücü rayihanın peşinde kedere. Korktu cevabından, yakarırken hasretin grisine. Yalan cennetin vazgeçilemeyen konuğuydu o sadece.