Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Neslihan Şadan BAĞDİKEN

http://blog.milliyet.com.tr/neslihansb

29 Mart '13

 
Kategori
İlişkiler
 

Gidenlere

Gidenlere
 

Gidenlere yazmayı seçtim bu defa. Gidişleri ile bıraktıkları izleri tariflemek istedim, kendimce. Kendi gidişlerimin neden olduklarını düşünmeden.

Belki ben de onlardan biriyim? Yazarken ayrımsadım, kalan kadar giden kimliği ile de yer almıştım yaşam sahnesinde.

Öyle ya, kimi zaman giden tarafızdır bazen de geride kalan. Uğurlayan da uğurlanan da olabiliriz duruma göre. Ama bu yer değiştirmeler ötekinin durumunu anlamamıza yetmez yine de. Bırakılmışlığımızı 'haksızlık' diye addederken, bıraktıklarımıza kulp ya da bahane bulmakta hiç zorlanmayız. Nedenlerimiz geçerlidir hep.

Bazı yokluklar büyük boşluklar oluşturur, doldurulamaz. Hiçbir ama hiçbir nesne, olgu, şu ya da bu seçenek işe yaramaz. Hayat tabii ki devam eder, ama tuzu olmayan yemek gibidir artık. Bin bir çeşit baharat da eklense yine yavan kalır. Yavandır, tatsızdır. Tuz, ikame edilemez bir damak tadıdır yiyeceklerimiz için. Yokluğu ve yasaklanması sinir bozar. Kalp veya tansiyon hastalığı nedeni ile perhize sokulan bir yakınınız oldu mu? Veya sizin başınıza geldi mi? O zaman durumu daha net anlarsınız. Tuz, takıntı halini alır bir süre sonra. Aklı fikri ondadır artık. Sofralar ve yemekler zevksiz hatta sinir bozucu zaman dilimlerine döner o kişi için. Morali bozuktur, ne yaparsa yapsın bütünü ile bir mutluluk hissetmez hayatında, o eksiklik yerli yersiz kurcalar kafasını… O yoksunluk, nedenini bilemediği sıkıntıların, öfkelerinin odağıdır aslında.

Bazı insanların yokluğu da böyledir. Tuz gibidirler. Yerine geçsin, sizi avutsun diye envai çeşit uğraşılar, hobiler de serpseniz yaşantınıza, yine eksiktir ruhunuz. Arkadaşlarınız vardır, aileniz, dostlarınız da ve hatta belki de sevgiliniz, çocuklarınız ama onun yokluğu hep içinizde bir yerde, benliğinizin tam merkezinde bir kara delik gibi durmaya devam eder.

Evet, kara deliktir aslında, çünkü yutar: Sevinçleri, mutlulukları, haz vermesi beklenen anları, hayatın içinde sunulan diğer seçenekleri eritir, hiçleştirir. O yüzden yarım hissedersiniz hep. O nedenle “her şeyim var ama yine de tam değil” dersiniz arada bir. O kara delik içine çeker çünkü diğerlerini. Anlamsızlaştırır, siler, değersizleştirir. Öylesine amansız ve başa çıkılmaz bir olgudur, yenilmez, yok edilemez.

Çok çalışıp, her sınavda yüz alan ama hiç takdirname verilmeyen öğrenci gibidir kişi. Hiç ödüllendirilmeyen başarılara benzer yaşam. Manasızlığı bu yüzdendir gezmelerin, tozmaların, alışverişlerin, manzaraların, tatillerin… Annesi öpmedikçe yarasının acısı dinmeyen çocuk gibidir insan.

Hayat güldür güldür akıp geçerken üzerinizden siz denizin ortasında duran bir ağaç gövdesi gibisinizdir. Geçip gider yanınızdan yaşam. Siz öyle durursunuz. Her dalgada aşınan bedeninizi çoğu zaman fark etmezsiniz.

Kimi zaman bir insan yokluğudur bizi bu hallere sokan kimi zaman da Aşk'ın yokluğudur nedeni.

Bazı yokluklar tarif edilemez aslında. Bu çabam bile boşunadır.

 
Toplam blog
: 10
: 270
Kayıt tarihi
: 26.04.12
 
 

Çocukluğundan beri edebiyata aşık ve yazar olma hayali ile büyümüş ancak hayatın zorunlulukları i..