Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Ağustos '06

 
Kategori
Özel Lezzet Durakları
 

Girne'de bir gastronomik keşif: zgr

Girne'de bir gastronomik keşif: zgr
 

Başlıkta Girne’yi okuyan okuyucuların aklına doğal olarak Kıbrıs gelebilir, o nedenle hemen söyleyelim; bu Girne Kıbrıs’ın Girne’si değil, bizim güzel İzmir’in incisi Karşıyaka’nın meşhur caddesi Girne Caddesi.



Daha önce ZGR adlı bu mekana gitmiş bazı dostların şiddetli tavsiyeleri ile denemek, yerinde keşfetmek amacıyla soluğu burada alıyoruz. Girne’ye yunuslardan girdikten sonra Soğukkuyu istikametine doğru gelirken demiryolunu geçmeden hemen sağa giriyor ve demiryoluna paralel giderek yaklaşık elli metre ileride ZGR’ye ulaşıyorsunuz.



Restorana girdiğinizde zevkle dizayn edilmiş, modern mutfak çizgileri ile düzenlenmiş bir mutfağa sahip, ferah bir mekan izlenimini elde etmeniz zor olmuyor. Yolun hemen karşı tarafında, demiryolu içinde devam eden metro çalışmalarından kaynaklanan aşırı tozlanmanın etkilerini yola yakın masalarda hemen görebiliyorsunuz. Biz girerken dahi bir komi masaları siliyordu, sanıyorum sürekli masa silmek zorunda kalıyorlar. Çıkarken de yolu suluyorlardı.



Restorana girişte bizi tek rahatsız eden konu, hemen kapının yanındaki masalara gelişigüzel oturmuş olan ve işletme personeli ya da sahiplerinden olduğunu tahmin ettiğimiz iki bıçkın delikanlı arkadaş oluyor. Bu manzara pek tabi ki restoranın modern ve nezih görüntüsüne pek bir fayda sağlamıyor.



Masamıza oturur oturmaz, önümüze açılan servis ve hemen akabinde gelen mönü ve başımızda can almaya gelmiş Azrail gibi sipariş beklemeyen garsonlarıyla ilk notlarımız geçer oluyor. Birer çorba siparişi vermeye karar verip de kafamı kaldırmam ve garsonun nazik ve güleryüzü ile masamıza yaklaşması bir oluyor. Siparişimizi veriyoruz ve o bilindik, “arkasından şunu da yaptırayım mı”, “içecek olarak bunu da getireyim mi” gibi ciro saikli ebleh soruların hiçbirine muhatap olmuyoruz.



Birer porsiyon kelle-paça ve işkembe çorbası söylememize rağmen, öncesinde, yoğurtlu-patlıcan ve antep ezmeden oluşan bir iştah açıcı tabağı, domates ve rokadan oluşan bir garnitür tabağı, tereyağı ve tulum peyniri tabağı ile balon gibi kabarmış sımsıcak lavaş ekmeğinin soframıza gelmesi an meselesi oluyor. Peşinden, yine çok makul bir sürede servis edilen çorbalarımızın yanında gelen sıcak pidelerin üzerine eritilen kaşarlar yüzlerimizi gülümsetirken damaklarımızı mest ediyor.



Çorbaların peşinden sipariş ettiğimiz ana yemeklerimiz öncesinde de çorbadan önce gelen başlangıçlar aynı düzeniyle bir kere daha yenileniyor, enteresan. Çorbaların oldukça güzel olduğunu rahatça ifade edebilirken, ana yemek ızgaraların da vasatın üzerinde olduğunu söyleyebiliyorum.



Masaların doluluk oranının hiç de azımsanmayacak ölçüde olduğunu takip ediyor ve işletmenin, devamlı bir müşteri portföyünün oluştuğuna şahit oluyorum. Masaların garsonlarca paylaşılmamış olması ben de soru işaretleri bırakıyor. Tüm yemeğimiz süresince tam iki garson, bir şef garson ve bir komi bize isteklerimizle ilgili bir şeyler soruyor. Çok nazik üsluplarla ve bir diğerinin tekrarı olarak sorulmuş olan bu sorular servisteki profesyonalitenin derecesi hakkında soru işaretleri bırakıyor zihnimde.



Yemeğin üzerine ikram olarak sunulan Türk kahvesi, iyi bir cafede içebileceğiniz evsafta ve tabiri caizse okkalı yapılmış olarak geliyor.



Hesabı istediğimizde, beklediğimiz miktarın aşağı-yukarı yarısı bir fiyatı görmüş olmak adisyonun üzerinde, bizi oldukça şaşırtıyor.



Bu arada ZGR’nin ne anlama geldiğini sorduğum restoran personelinden; işletme sahibinin çocuğunun adının Özgür olduğunu, hem Özgür’ün hem de “ızgara” kelimesinin ünsüz yazılışı olduğunu öğreniyorum.



İşte ZGR, günahıyla, sevabıyla böyle bir mekan olarak düşüyor kayıtlarımıza. Yolunuz Karşıyaka’ya düşerse ya da zaten Kaf Kaf’lı iseniz en azından bir çorbalarını denemenizi tavsiye ederim. Afiyet olsun efendim.



Not: Yukarıdaki fotoğraf www.izmirnews.com adlı siteden alınmıştır.

 
Toplam blog
: 898
: 3759
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

İzmir'de yaşıyorum.    Çok uzun yıllar öncesinden başlayıp, hiç ara vermeden bugünlere kada..