Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Mart '13

 
Kategori
İzmir
 

Giselle'i İzlemek

Giselle'i İzlemek
 

Eğer gününüzde değilseniz, denk geldiğiniz aykırılığın arkası geliyor. Hem de aynı oturumda... Hani Mars mı geçermiş tepemizden, olumsuzluklarla karşılaşılınca bilemiyorum da şu Şubat'ın son akşamıydı, Giselle'in de son temsili... İki arkadaş, balkonda, aynı sıranın sıra başlarında, aramızda koridor ile oturacağız. Soldaki, annemin Elhamra'da en sevdiği koltuk: D1. Hep balkona çıkar, filmleri locanın önündeki bu koltuktan izlermiş.

Ama baktık ki çiftlerde aldığımız koltuğun yanı boş, birlikte oturduk. Sonradan davetiyeli gelen numarasız izleyiciler, kalan yerlere yerleşmeye çalıştılar. Numarasızlarla ilgilenen görevli, tam tepemde durarak birlikte oturmak isteyen iki genç kıza yardımcı olmaya çalışınca suçluluk duygusuyla ayağa kalktım, D1 boş; çünkü birimizin yeri o koltuk! Numaralı isek kendi yerlerimize geçmeliyiz, davetiyelilere haksızlık etmeyelim! Arkadaşım beni, oturmam için çekiştirirken hemen sağındaki beyefendi de ayağa fırlamaz mı... Zaten başından beri diken üzerinde oturuyordu. Baktım, yanındakilerle Fransızca konuşuyor. İşte, yabancı hayranlığı densin varsın! Uygarlık böyle bir şey! Zarafetlerini, ölçülülüklerini fakülteden de, çalışma yaşamımdan da bildiğim için çabucak gerçek yerime geçtim. Arkadaşım yerinde ve baştaki koltuğa beni çağırıyor, Fransız beyefendi ise pardesüsü kolunda yanıma geldi, iki arkadaşından ayrılıp. Kendisi, beni arkadaşımdan ayırmak istemiyor, tek başına oturmayı içtenlikle kabul ediyor. Çok ısrar edince bir şey diyemedim, kibarlığı için teşekkür edip önceki koltuğuma döndüm. Benim arkadaş hala bana kızgın. Bense daha kızgınım çünkü önümdeki izleyici çok geniş sırtlı, aradan bir şey göremiyorum. Ayrıca koridorun bittiği ön sıraların arasına bir sandalye bulup oturan tripotlu, meşin ceketli bir başka geniş omuz, sahne fotoğrafları mı videosu mu ne çekiyor.

Beni, kucağıma bakarak oturur gören arkadaşımın kızgınlığı üzüntüye dönüştü, kendisinin ikinci izleyişi, kendi yerine geçmemi öneriyor ama onun önünde de yapılı bir hanımefendi bulunuyor. Elhamra Sahnesi'nde zaten balkon izleyicileri çok hassastır. İlk sıra mükemmeldir, geniş açıyla görürsünüz her şeyi. Ancak orada oturmanın koşulu kesinlikle sırtınızı yaslamanızdır. İkinciler de bunu yaparlarsa üçüncü, dördüncü sıradakiler sahneyi görebilirler. Yani annemlerin bu koltuklarda sinema filmi izlemesine benzemiyor sahnedeki gösteriyi izlemek. Annemin koltuğuna Fransız beyefendi niye oturdu ve niye kısa boyluyum diye hayıflanarak geçirdim birinci perdeyi. Annişin önünde küçük bir kız var, orada olsaydım ilk perde kaçmayacaktı...

Arada, önde video çeken beyefendinin yanına gittim, ikinci perdede de çekime devam edecek mi, diye sordum. Ağzında sakızı, bana çok üzgün gözlerle bakarak o George Clooney suratlı kafasını aşağı yukarı salladı ("Evet", demek istiyor). Sezonun son temsili olduğunu, orta yerde durduğu için hiçbir şey göremediğimi söyledim. Kısık George dudakları arasından, "Yok, Cumartesi de oynayacak." dedi. Bu yanıtın karşılığında istediği kadar dünyanın en simetrik suratı olsun George'un suratından nefret etmez misiniz ve bu suratın simetrisini biraz bozmak geçmez mi aklınızdan? Sanki verdiği fikre muhtaçmışım ve böyle buyurdu Corç deyu şimdi gidip Cumartesi Giselle'e gelecekmişim fotoğrafını aklıma sokmasının yarattığı kendime inanmazlıkla yerime dönmeden yine en kibar halimle, sırtını yaslayarak oturmasını rica ettim. Arkadaşım, beni ısrarla D2'ye oturttu ve yönetimle konuşmaya gitti. Sandalye kalktı, balkonumuz simetrisine kavuştu.

Hani çekim yapmak yasaktı? Karanlıkta izlenen bir temsile dikkatinizi vermişken birilerinin cep telefonlarını kurcalaması sırasında yayılan ışığa bile sinirlenirken bu tripotlu adama kim izin verdi, kuzum...

Bir ferahlık duygusuna tam kapılmışken domates sosu, kavruk ekmek, yanık peynir kokusu yayıldı. Ay bir de baktık ki arkamızdaki locada pizza margarita yenmiyor mu!.. Sıcak olsa gerek ki böyle kokuyor. Hangi pizzacı, ne ara çıkardı bunu yukarıya?.. Şizofren bir mizansen mi oluşturuluyor bizim için? Locadaki XIV. Louis dönemi modelli sarı peruklu hanıma, çıplak elle pizza yemek yakışmıyor!..

Konuyu değiştirmeli, ikinci perde başladı; eser, esenlikle tamamlandı, moralim iyi. Şefle birlikte bizi selamlıyor sanatçılarımız, gururluyuz; Giselle'i çok güzel oynadılar, Fransız izleyiciler de salon balkon ayakta alkışlıyorlar. Ancak arkamızdaki izleyici, bizi azarladı: "Ya oturun ya da çıkın, gidin!" diye. Bu kadar açık sözlü olunurdu hani! Ayakta alkışlanıyor, temsil bitmiş; bizim şizoid filmin son sahnesinin son repliği de buymuş. Gülmeye başladık artık. Başka ne yapılırsa...

Dışarıya çıktığımızda yağmur kokuyor ve kokoreç yağıyordu.

 
Toplam blog
: 101
: 2403
Kayıt tarihi
: 18.11.07
 
 

İzmir'den merhaba! İzmir'de, Göcek'te, Marmaris'te, Milas'ta, Söke'de, Bodrum'da sonra yine İzmir..