Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Mart '18

 
Kategori
İş Yaşamı - Kariyer
 

Git Para Kazan Oğlan!

Git Para Kazan Oğlan!
 

Ülke kalkınıyor, milli gelir artıyor.


Ezem ezeden oğlan,
Bıyık bezeden oğlan,
İğnenin yıldızından
Kıza göz eden oğlan.

Babam sana kız vermez,
Git para kazan oğlan.


Türkü Sözü   
                     


Askerlik görevini de tamamladın. Terhis oldun, geldin.
Buyur oğlan, git para kazan.

Eğer varsa iyi bir üniversiteden işe yarar bir diploman belki bir parça şanslısın. Bu işi çözersin. İşe yarar diploman yoksa gözün kulağın başka işlerde de olsun.

Eğer varsa babandan kalan çalışan, kazanan bir işyeri, bir ticarethane, bir meslek icra edilen yer yine şanslı sayılırsın. O işi iyi öğren. Babanla iyi geçin. Bugün o, yarın sen.

Git para kazan!

Varsa bir dayın, emmin, torpilin yine şanslı olabilirsin. Birilerinin desteği, omuz vermesi her zaman işe yarar.

Eğer bütün bunlar yoksa yandı gülüm keten helva. Git çıraklık et diyeceğim ama evlenmeye niyetlendiğine göre o işi yapacağın yaşı ne yazık ki geçmişsin.

Git amelelik yap diyeceğim ama çekincelerim var. O şekilde çalışılan yerlerin bir kısmında bugün bile; bütün yasal düzenlemelere rağmen, ağır cezalara rağmen kaçak var, iş riski var, iş güvenliğini savsaklayan, küçük çıkarlar için çalışanları büyük riskler altında çalıştıranlar var. Gencecik insansın. Senin de hayallerin var. Hevesini, heyecanını, kazanma arzunu kullanırlar, tutar riskli işlere gönderirler. Çatıdan düşersin, hendek çöküntüsüne rast gelirsin, kirli, sağlığa zararlı yerlerde çalışırsın; içim el vermez.

Hele bir de sigortasız çalıştırır çok düşük ücretler verirlerse, değmez.

İşkur’a mutlaka yazıl. Vasıfsızsa vasıfsız. Doğru işi bulup çağırmalarını bekle.

Biliyorum, polislikte, askerlikte gözün var ama o da kolay değil. Oralara girmek için de çok ter dökmek gerekiyor. Öyle her önüne geleni almıyorlar. Diploma, spor, mülâkat. Hepsinden geçmen gerekiyor.

Bir tanıdığım var, yabancı da değil. Bütün sınavları kazandı ama sonunda yine de mesleğe alınmadı. Niye alınmadığını da anlamadı. Hala merak eder durur. Güvenlik soruşturması ile ilgili bir sorunu olmadığından emin. “Hani biri çıkıp niye alınmadığımı söylese gam yemeyeceğim” diyip dolaşıyor.

Git para kazan!

Nerede, özel ya da resmi hangi kurum ve kuruluşta bir eleman alınacak dedikodusu çıksa millet gece-gündüz demeden dökülüyor sokaklara. Telefonlar vızır vızır işlemeye başlıyor.   O kurum ve kuruluşun en yetkilisinden, en yetkisizine herkes markaja alınıyor. Eş, dost, tanıdık peşine düşülüyor. İşe yarıyor ya da yaramıyor. Bilemem. Az çok bir şeyler oluyor ki, insanlar buna meylediyor.

Sonunda da söylentilerin çoğu boş çıkıyor. Alım malım yok.                     

Devletin konu ile ilgili resmi kurumları işsizliğin azaldığından bahsediyorlar. Sen kendine bakıyorsun, çevrene bakıyorsun öyle bir şey görmüyorsun. Göremezsin. O hesaplar nüfusun ve işsizlerin tamamı üzerinden yapılıyor. Belki senin şehrinde, semtinde değil ama sanayinin geliştiği bölgelerin bazılarında işverenler çalıştıracak adam sıkıntısı çekiyorlar. Başka şehirlerde farklı sektörlerde eleman sıkıntısı bile yaşanıyor.

O çok küçük işyerlerinde, satış mağazalarında üç beş gün çalıştığın oluyor. Sigortasız, deneme çalışması.

Patronların bir kısmı günde on saat çalışmanı ve bu süre içinde oturmadan ayakta durmanı istiyor. Müşteri olsun olmasın ayakta dikilmek ilk şart.

İki gün dikildikten sonra üçüncü gün ayakta duramaz oluyorsun.

“Bu adamlar kendileri, ya da evlatları benim dörtte birim kadar ayakta dururlar mı?” diye sormadan edemiyorsun. İçerliyorsun, inciniyorsun, kırılıyorsun.

Denemedesin. Haftanın yedi günü çalışacaksın diyenler de var.

Yahu adam bir gün kişisel temizlik, bakım yapmaz mı? Dinlenmez mi? Böyle bir çalışmadan ne hayır gelir? Yorgun ve morali bozuk çalışan ne randıman verir?

Sorular kafanın içinde arka arkaya diziliyor.
Üçüncü, dördüncü, bilemedin on beşinci günde bırakıyorsun işi.

Kimi hizmet işletmelerinde çalışırken o kalıcı personelin bir kısmının, yani uyanık olanların sağdan soldan kendine küçük menfaatler icat ettiklerini görüyorsun.

Sen bunu kendine yediremiyorsun üstelik beceremiyorsun da.

Oralarda da tutunamıyorsun.

Git para kazan!

Ülke kalkınıyor, Milli Gelir artıyor.
Sıra bir türlü sana gelmiyor ama Allah büyük. Nasıl başkalarına geldiyse bir gün sana da gelecek.

Yeter ki yıkılma, çökme, ara, kovala.
Sıra sana da gelecek.

Çalışmaya niyeti olan herkese bir rızk kapısı açılıyor.
Ama az, ama çok.

Çoğu bulabilmek için önce aza kanaat et bakalım.
Gençlik geçiyor, sevdiğin kız para kazanmanı bekliyor.
Kendi annen baban da evlendirebilmek için iş güç sahibi olmanı bekliyor.

Belki kayınpederin olacak kişi de alttan alttan sana bir iş bakıyor. Ne yapsın? O da kendi evladının geleceğini düşünüyor. Sen akıllı, efendi birisin; bunu biliyor, takdir ediyor.

Hem kızı da seni istiyor.
O annesini sıkıştırıyor, annesi de babasını.
Sabret, kovala, moralini bozma, emek ver.

Ama git para kazan.

Eninde sonunda başaracaksın, kazanacaksın, hak ettiğin yaşama kavuşacaksın.
Bunca insan başardığına göre sen de başaracaksın.


05.03.2018
24:37

 
Toplam blog
: 284
: 245
Kayıt tarihi
: 21.06.14
 
 

Yaşadığımız evrenin oldukça zengin bir yer olduğunun farkındayım.  Bu zenginliğin çok az bir kısm..