Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Aralık '17

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Gitar: Artık Bir Türk Çalgısı - Sağolun Ahmet Aslan ve Erkan Oğur

Gitar: Artık Bir Türk Çalgısı  -  Sağolun Ahmet Aslan ve Erkan Oğur
 

Ahmet Aslan


Cem Karaca bir söyleşisinde anlatmıştı. Anımsadıklarımı mealen aktarıyorum. Hata ediyorsam anısı önünde bağışlanmamı ve ışıklar içinde uyumasını diliyorum.

Cem Karaca çocukluğunda ve gençliğinde de pop müzik yaparmış.

Vatani görevinde bir dinlenme anında uzaklardan bir Mehmetçiğin yanık sesiyle söylediği,  insanın ciğerine ok gibi saplanan türkünün hüznünü bir anda tüm benliğinde duyumsamış… O anda, kendisinin yaptığı müziklerde bu duyguyu verip veremediğini düşünmüş… Veremediği kanısına varmış… Müzikte  halkın yüreğinden ve tarihinden gelen köklerine sırt dönülürse başarılı olunamayacağını, besteleri, güfteleri için kaynak arıyorsa Anadolu’nun bitmez tükenmez “halk müziği” hazinesinden başka yere bakmaya gerek olmadığını düşünmüş… “Namus Belası…” ve sonraki ölümsüz yapıtlarını bu pencereden açılan ufkuna borçlu olduğunu, uzun erimli başarılara ulaşmış müzik sanatçılarının özelliklerinin bu olduğunu anlatıyordu… Hiç unutmam…

Klasik müziği severim. Bundan yaklaşık 3 hafta önce Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası konser salonunda Devlet Çoksesli Korosu’nun “acapella” konserini izledim… O büyülü atmosfere bayılıyorum…

Türk Beşleri’nin yapıtlarını, Fazıl Say’la Serenad Bağcı’nın şarkılarını… aynı duygu fırtınası içinde dinlerim…

Ama bir şeyi açıkyüreklilikle belirtmem gerekiyor.

Müziğimizi dünya çapında tanıtan bu eşsiz sanatçılara hayranlığımı ve bu gurura ortak ettikleri Ulusumun sıradan bir ferdi olarak minnet ve şükran duygularımı belirtmek borcum olsa da, bu başarıya kaynaklık eden “Türk Halk Müziği”mizin otantiğini benim nazarımda hiçbir şeyin dolduramayacağını da ifade etmek zorundayım.

Aşık Veysel’i, Mahzuni Şerif’i, Muharrem ve Neşet Ertaş’ı, Feyzullah Çınar’ı, Hasret Gültekin’i… adlarını bir çırpıda burada sayamayacağım kadar çok olan bu değerli büyüklerimizi  kendi seslerinden her dinlediğimde gelecek yüzyıllara sarkacak bu eşsiz dehalara olan hayranlığım katlanıyor…

Bir dönem arabesk ve pıyasa müziğinin gölgesinde kalan Halk Müziğimizin tekrar ayağa kalkmasında katkısı olan ve başta şu günlerde sağlık sorunlarını aşmaya çalışan Arif Sağ olmak üzere bu uğurda emek veren herkese saygılarımı, sevgilerimi sunuyorum.

Halk Müziğinin yeniden ve zamanın ruhuna uygun yorumunu yapan Erkan Oğur ve hele hele şu günlerde zirvelerde dolaşan Ahmet Aslan’ı anmadan geçmek olmaz.

Esasen şu satırların kaleme alınmasında tesadüfen fark ettiğim bir güzelliği halkımızın dikkatine sunma arzum temel etken olmuştu.

Halk Müziğimizin gençlerce de sevilip benimsenmesinde rol oynayan etmenlerden biri, batı müziği aletlerinin, özellikle gitarın müziğimizde ustalıkla kullanılmaya başlanmasıydı.

Gitar, perdeleri “mi bemol”, “do diyez”… gibi bazı sesleri içermediğinden, türkülerimizde bolca yer alan halk müziğimizin formuyla uyuşmama özelliklerine sahipti.

Erkan Oğur, perdesiz gitar icadıyla bu eksikliği gidererek gitar gibi eşsiz bir müzik aletinin sesinin güzelliğini halk müziğine taşımayı başararak tarihe geçti.

Birkaç gün önce Fox Tv’de İsmail Küçükkaya’nın konuğu olan Ahmet Aslan’ın yüreklere işleyen müzik ziyafetini izlerken yakın çekimlerde dikkatimi çekti.

O ana kadar Ahmet Aslan’ın elindeki enstrümanın gitar olduğunu sanıyordum, ancak yanılıyormuşum… Çalgını telleri “gitar” formunda değil “bağlama” formunda gruplandırılmıştı ve akort da bağlama akorduydu…

Bir anda jetonum düşmüştü… Ahmet Aslan’ın çaldığı müzik aleti aslında ne gitar ve ne de bağlamaydı… Tek bir çalgıyla her ikisinin zenginliklerini ve güzelliklerini ruhlarımıza taşıyordu…

Türk (ve Kürt) müziğinin dünyanın en eşsiz ve ölümsüz müziği olduğunu bir kez daha duyumsadım… Ve hangi kökenden olursak olalım, hepimizi aynı duygu yumağına sürükleyen bu müziklerin ortak sahipleri biz Türkler ve Kürtler aslında biriz. Bizi ayırmaya hiçbir güç yetmez.

Hepinize şükranlarımı sunuyorum müziğimize can verenler… İyi ki varsınız…

 

Kenan IŞIK

 

 

Not: şu satırları kaleme aldığım esnada radyoda Cengiz Özkan’ın türküleri çalıyordu.

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 432
: 2964
Kayıt tarihi
: 16.05.07
 
 

Mülkiye mezunuyum. Emekli müfettişim. Ankara'da yaşıyorum. S'oligarşi isimli kitabı yazdım. Kitap..