Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Temmuz '10

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Gitme, kal deseydin keşke..

Gitme, kal deseydin keşke..
 

..alıntı..


Kimine göre ağızdan bir çırpıda çıkıverip, hemen söyleniverecek bir söz gibi geliyor "kal" demek.. Ne yazık ki öyle olmadı.. Duyamadım o çok kısa ama çok anlamlı sözü senden...

Tanışmamız ne kadar da güzeldi oysa..

Geçen yaz, ehliyet alma zamanım geldi diye düşünerek, sürücü kursuna yazılmaya karar verdim. Heyecanlıydım, araba kullanmak uzun süredir hayalini kurduğum bir durumdu. İki hafta sonra kurs başladı nihayet.. Ben o sıcak yaz günlerinde seve seve aksatmadan gidiyordum kursa. Sadece ehliyet değildi benim kursa hevesle katılmamı sağlayan..Seni görmüştüm orda. Öyle tatlıydın ki..Biraz ciddi, biraz esprili; biraz konuşkan, biraz suskun.. Kursa her gidişim seni görme amacına dönüşmüştü artık. Halini, tavrını, arkadaşlarınla konuşma tarzını her şeyi dikkatle izliyordum gizliden gizliye.. En ufak bir belirti vermeden başarıyordum bunları yapmayı, hiç hissettirmedim sana.. Aramızda bir ilişki başlar umudu yoktu hiç aklımda.. Başlamadı da zaten..

Kurs bitti. Ehliyet yazılı sınavı olacaktı artık. Sınav sabahı hazırlandım, sınav okuluna gittim. Sınıfımı buldum, geçtim oturdum yerime. Kurs bitince seni görme ihtimalimde kalmamıştı artık. Ama bir anda sınıftan içeri girerken gördüm seni. Olabilir mi acaba dedim, aynı sınıfta yoksa yanlış sınıfa geldi de çıkıverecek birazdan. Ben bunları düşünürken, sen geldin ve önümdeki sıraya oturdun. Orda göz göze geldik ama selamımız yoktu malesef. Sınav bitti.. Bizim birbirmizi görme ihtimalimiz de bitmişti yine..

Derken yaz bitti, ekimde okul açıldı. Yurtta kalıyordum ben. Bir akşam ders geç bitmişti, odaya bile uğramadan yanımdaki arkadaşıma "hadi doğru yemekhaneye gidelim, ölüyorum açlıktan" dedim. İyiki de demişim. Kapıdan girer girmez bir de ne göreyim. Orda sandalyede tek başına oturuyorsun. "Yok herhalde açlık benim başıma vurdu" diye düşünüyordum ki senin de beni görünce çok şaşırdığını fark ettim. Ne yazık ki hala bir merhabamız yok..

Sene boyunca; okulda, yurtta, sağlık ocağında ve daha bir çok yerde çok kere karşılaştık. En önemli karşılaşma yerimiz de trendi. Ben haftasonları trenle eve gidip geliyordum yakın olduğu için. Aynı durum onun içinde geçerliydi. O da eve gidip geliyordu haftasonları. Bir sene boyunca sayısız kere karşılaştık ama hiç konuşmadık.

Bir gün yine trenle eve gideceğim, tek oturuyordum koltukta. Onun da yine trende olduğunu gördüm. Baktım yanıma doğru yürüyor. Nasıl atıyor kalbim; geldi ve oturdu yanıma. Beş dakika kadar sonra, başladı konuşmaya..

o: "Bir şey sorabilir miyim? Siz geçen sene ........ehliyet kursunda mıydınız?"

b: "Evet, ordaydım.."

o:" Bende sizi daha önce gördüğüm konusunda eminim ama ilk nerde görmüştüm diye düşünüp duruyordum.."

Böyle uzayıp giden, benim aklımı başımdan alan bir tanışmaydı işte. Bir sene sonra gelen bir tanışma.. İyi ki de gelmişti. Ne kadar da mutlu etmişti beni. Sonrasında her şey daha kolay ilerledi. Güzel gidiyordu ilişkimiz. Yol alacak gibiydi geleceğe..

Ama her şey üst üste geldi. Ufak bi tartışma yaşadıysak, onu çözmeden daha, yenisi geldi üstüne. İncitmezdi, kırmazdı o küçük tartışmalar bizi, ancak hem zaman, hem olaylar çok ters gelişti bir anda.. Sen sinirlendin bir anlık, ben alınganlık yaptım kimi zaman..Günden güne yıpranyorduk artık. O başlardaki bulunmaz mutluluğumuzun yerini her konuşmamızda farklı bir tadsızlık alıyordu. Nasıl olabiliyordu bu bize? Sen de çok üzülüyordun bu durumumuza bende.. Bir hafta görüşmedik, durulsun bu olumsuzluklar, düzelelim diye.. Bir hafta sonra, gördük ki hala düzeltemişiz, onaramamışız o tartışmaları; ama sevgimiz o hiçbirşey kaybetmiyordu.. Öyle çok seviyordum ki seni...

Düşündüm taşındım uzun uzun.. Evet seni seviyorum, yanındayken mutluyum, huzurluyum ama gel gör ki konuşmaya başladığımız an, her şey değişiyor, yine bir tadsızlık kaplıyor ortalığı.. Sevmek yetmiyor mu yani dedim kendi kendime.. Seviyorum, istiyorum onu; ama anlaşamıyoruz.. Nasıl bir altından kalkılamaz duygu bu; ama şu da bir gerçek ki hayatım boyunca duygularım ilk etapta gelse de, mantığım hep yanı başımdaydı.. O tartışmalardan bıkmıştım artık.. En iyisi gönlüm istemese de ayrılmak dedim..

Nasıl başladım konuşmaya, nasıl dile getirdim o ayrılık sözünü hiç hatırlamıyorum. Bir şekilde ilettim sana bu düşüncemi. O kadar beklemiyordun ki sende afalladın. Ne kadar tartışsak, kavga etsek de hiç dile getirmemiştik daha önce böyle bir şeyi. Çok dolmuştum bende. Sadece birbirmizi incitiyorduk konuşmalarımızda.. Yürütemiyorsak daha fazla yıpratmayalım diye düşündüm.. Sen de bana düşünceme saygı göstereceğini söyledin, istiyorsan gidersin dedin belki de gururdu sana bunları söyleten.. "Gitme, kal" demedin.. Biz birbirmiz olmadan eksik kalırız demedin.. Keşkeee deseydin de benim de aklım başıma gelseydi bir anlık bi kararla böyle olmasaydı.. Fark etseydim de "ne yapıoruz biz?" desedim o an ve dönseydik bu yanlıştan.. Şimdi ayrıyız.. Sen de mutsuzsun bende.. Yeniden bu ilişkiyi yapılandırabilir miyiz bilmiyorum ama şunu biliyorum kii ben seni çok ama çok seviyorum...

 
Toplam blog
: 4
: 659
Kayıt tarihi
: 20.04.07
 
 

Merhaba ben İngilizce öğretmenliği bölümü 3.sınıf öğrencisiyim. Amatörüm. Yazı yazmaya günlüğümle..