Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Nisan '08

 
Kategori
Haber
 

Gitmek mi zor, kalmak mı zor?

Gitmek mi zor, kalmak mı zor?
 

Resimler: MİLLİYET ve HÜRRİYETTEN


AKP, bu sıralar ‘Şok’ yaşıyor. Dünya sahnesine, etiyle kemiğiyle, fikirleriyle çıktı artık. Sahnenin sonunu görmek için senaryoya bakmağa da gerek yok. Bir acılı Adana gibi acılı ve acıklı sahneler, acındırmaya dönüşebilir her an. Daha önceden hesaplanmış ve böyle böylesi fikirler de ortaya atılmıştı kulislerde. Hep örtbas edildiydi. Bundan sonrasına bakaciiiz ve de göreciiiiz!

Anayasa Mahkemesi için AKP’ye açılan kapatma davasının kabul edilmesiyle yargı süreci başladı. Şimdi paçalar tutuşuk. Yargıdan kaçışın olmadığı da anlaşıldı üstelik. Bir şarkıdaki gibi: ''Gitmek mi zor, kalmak mı zor!''

Kapamanın önünü kesme çabaları var şimdi.’Referandum’ da deniliyor. Anayasayı değiştirip de ‘Özelleştirmek’ ister misin?! Al bakalım sana! Şimdi mahkemelik oldular. Sayın Başbakan diyor ki: ‘’Şimdi zil takıp oynarlar! ‘ diyor. Bu ne biçim tabir. ‘Oynarlarmış!’ Ben zil takmadan da oynarım, şimdi oynadığım gibi.Var mı laf edecek olan?

Bir de, kendilerini mahkum edecek olan mevcut Anayasanın çehresini değiştirip, davayı düşürme çabaları da var. İbretle izleniyor. Bizim bildiğimiz, suçlu, suç delillerini karartma ihtimaline karşı tutuklanarak yargılanır. Başbakan, Anayasayı değiştirmeğe kalkıyor. Neden? Davayı düşürmek için. Kendilerini dava konusu yapan Anayasayı sıfırlayınca da aklanacaklar. Şimdi onlar, tutuksuz yargılanıyorlar. Koskoca kişiler ve kalabalıklar da Delilleri nasıl karartacaklar? Nereye kaçacaklar? İmkansız tabi.

Yüzde 47 lik oy var orta yerde. Bu oylarla, hukuka boyun eğdirebileceklerini zannediyor olmalılar.

AKP’yi yargılamaktan kurtaracak düzenlemeleri Anayasa’da yaparak halk oyuna sunmak, bir hak ve bir vecibe olabilir mi? Ne hakla otuz beşe bakla? Demezler mi adama?! Hı?!

Hem bu günlere nasıl gelindi? Bir damlalık ki; dım, dım, dım , aynı yere bıkmadan, usanmadan beyinlere damlatılarak ‘Dincilik’ telkin edildi. Bu birikimlerle bardak da doldu, tas da doldu, fıçılar da doldu.Ve de yerlere taştı durdu. Eeee, yetti gari dendi elbet. Üstüne üstlük, türban yasağını kaldıran anayasa değişikliği de, tuzu biberi oldu işin. Meselenin özü bundan ibarettir.

Manşetteki kara çarşaflıya bakınız. Herkesin eli üzerimizde . Avrupa basını, mahkeme kararını verirken, bizi bu resimle tanıttılar. Gazetelerinde bu resim vardı. Ne hakları var? Türkiye İran mı?

Başbakan şimdi, yandaşlarına ve vekillerine, konuşma yasağı getirdi. Aynı gün öğleyin Prof Yalçıntaş, bir ulusal kanala konuşuyordu: ‘’Evrensel hukuk almalıyız’ diyor ‘Hakimlerin karşısında eğilip bükülerek, aman efendim, zaman efendim, ben ettim siz etmeyin duruşlarını göstermeyelim.Yargının karşısında dik duralım’’ Diyor. ‘Evrensel güçleri davaya sokmak lazım’ derken bekledik ki: ‘’ Ulemaya da soralım!’ desin diye. Demek ki hukuka ihtiyaç hasıl oldu şimdi de. ’Türkiye’de parti mezarlığı var’ diyor.’Biz zaten Anayasayı, bu mezarlıklardan kurtarmak için değiştirecektik’’ demeyi de ihmal etmedi. En iyisini Yalçıntaş söylüyor işte.’Kol kırılınca, yen içinde kalsın’ demeğe getiriyor, ‘Yargı önünde dik duralım’ derken.

Ya Avrupa Birliğine, Parlamentosuna ne demeli? Bunlar bizim kokereçimize de karıştı.Tuvalette kaç dakika oturacağımıza da. Şimdi sırada bir bunlar eksikti.’’Askıya alırız münasebetlerimizi’’ diyorlar. Memlekette askı bırakmadılar asa asa. Avrupa Komisyonundan O. Rehn’ de yüce mahkemeye gözdağı veriyor. Birileri de: ‘’Not aldık!’’ diyor. Anlayacağınız diyen diyene.’Durumdan vazife çıkardığı belli!’Al bakalım notunu. Almazsan hatırımız kalır. ’Nokta’ sı da bizden olsun bari. Ört ki ölem!

Çevreci grupların baskısına rağmen Kanada, bu yıl da fok avına onay verdi. Tam 275 bin adet fok yavrusu, bu haftadan itibaren başlarına sopa vurularak öldürülecek. Bunu, aynı Avrupalı askılı askısız teşkilatlar da bal gibi biliyor. Seslerini çıkardılar mı? Çıkarmıyorlar. Bir Allahın kulu çıkıp da küçük parmağını bile bu konuda oynatmadı.’Hayvanlar adına ‘ kimseden ses çıkmadı. Hiç de duymadık. Düşünün. Hemen ölmeyenler ise, derileri canlı canlı yüzülecek.

Bu ne vahşettir, düşünebiliyor musunuz?

 
Toplam blog
: 1616
: 918
Kayıt tarihi
: 13.08.06
 
 

Hayatın dikenli yollarından geçmenin  sırrı, aralarından çabuk geçmektir. Ümit, naylon çorap giyd..