Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Ağustos '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Gitti gider

Günlerden değil, gecelerden beri NTV de çevremiz gezegenimiz dünyamız konulu belgeselleri izliyorum. Artık yeşil bilinç beynimin en ücra noktasına kadar yerleşti. Gezegenimiz dünyamızın içine edildikten sonra çıkıp, yeşil çevre, yeşil dünyamız belgeselleri yapılmaya başlandı. Ehh bunu da azımsamamak lazım, birey olarak da yapabileceklerimiz var.

Yapmaya başladım bile. Evdeki bütün katı atıkları ayrı ayrı poşetlerde biriktirip, değerli büyük bir marketimizin koyduğu ayrışım kutularına götürüyorum. Plastikler, kağıtlar ıvır zıvırlar. Hakkaten de hiç tahmin etmediğim zamanda bi sürü çöp birikip duruyor. Fakat uykudan önce sütünü içip yatmış olan belediyelerimizin, her sokağa bu ayrışım kutularından koyması gerekmiyor mu?

Tamam tamam olmasına da şimdi de bu çevre kirliliğinden, nemalanmaya çalışıyorlar. Yok efendim; soya lifinden, mısır ipinden penyeler, kumaşlar ıvırtısı çıktı. Dünyanın parasına satıyorlar. Toprakta hemen ayrışıyormuş. Önce sen insanları manyak gibi tüketici yapmayı bıraktırsan diyorum. Üreterek mutlu olmayı, tüketerekse mutsuz olduğunu bi hatırlatsanız diyorum. Tabii ki girişimciler her zaman ve her coğrafyada vardır ve de var olacaktır. Örn; şekil 1.a) kene şeklinde küpe imal edip tanesi 1.5 yetele ye satılan küpeler. Kapış gidiyormuş Pesss!

Kafamda bir takım yine sorular yine sorular, bir fırtına hatta bir kasırga halinde. Şöyle ki; plastik üretimine neden artık DUR denmiyor. Çocukluğumda hiç bu kadar plastik naylon poşet v.s. yoktu. Ve biz ne kadar mutluyduk. -Çevre açısından.- Her mutfak kapısının arkasında bir file asılı, ekmekliğin içinde ekmekleri koyduğumuz naylon poşet bin yıldır kullanmaktan bin yıldır kırış kırış olmuş, Ve dahi dantelacı teyzeler, dantelalarını makarna poşetlerine koyarlardı. Almancılardan gelen poşetlere büyük bir hayranlıkla bakılır, “adamlar yapmış aağğğbiiiii” lafını duyar dururduk. Her şey medeniyetin beşiği Evrupa’da vardı. Her şey gelişmiş idi. Gün geldi onların teknolojisi bize de ulaştı. Aman ne güzel! Ortalık çerden çöpten geçilmez oldu. Dün sokağa çıktım. Şehrin göbeğinde naylon poşetler, kâğıtlar, kuş tüyleri helezon şeklinde dönüp duruyorlar. Vay sizi uzun ömürlü kardeşler sizi dedim. Torunumun torunu ve dahi torunumun torunu olsa ondan fazla yaşayacaklar. Tabii gitti.gider.gezegen=dünya.com patlamazsa! Bu kadar kafa patlatıp yazı yazıyorum, sanki pek mi mükemmelim. Markete gittiğim zaman ihtiyacımdan fazlası poşetleri diğer poşetin içine tıkıştırıp durmuyor muyum? Neden? Arka bahçedeki kedilerin yemeklerini koyabilmek için. Üçüncü kattan bahçeye yemekleri atmaktan başka çarem yok. O poşetleri çöp kovasına koymuyor muyum? Koyuyorum. Eskiden P.Ö (Poşetten Önce) çöp kovasına, çöpleri direkt olarak atıyor ve sonra kovayı temizliyorduk. Her şeyi ne kadar da çabuk unuturmuşuz.

Bin dokuz yüz yetmişli yıllardan bu yana maksimum kırk yıl geçti ve her şey ne kadar değişti. Gezegenimiz dünyanın, yaşına baktığımızda, kırk yıl ne kadar da önemsiz bir zaman dilimi fakat gelin görün ki akla gelmeyen neler neler oldu.

Peki sadece plastik çerçöp mü önemli. Ya savaşlara ne demeli? Silahların çıkardığı kimyasallara! Onların hiç mi etkisi yok, atmosferde, iklim değişiklerinde. Allahım bu insanlardaki bu hırsı anlayamıyorum. Bütün bunları para için mi yapıyorlar, ego tatmini mi? Ne, ne? Gezegeni yok ettikten sonra o parayı nerede yiyeceksin? Hava olmayacak, su olmayacak, hayat olmayacak. Ramses gibi mezarını altından yaptırır, mezarında mışıl mışıl yatarsın sevgili paralarınla, mücevherinle.

**************

Sene 1945 en son savaş Almanlar’ın Yahudileri katletmesiydi! Artık ondan beridir ne savaş varr, ne bi şey. Hollywood’un Yahudi film yapımcıları, Yahudilerden başka acı çeken, katledilen bi millet olmadığını gösterdiler. Bravo, şak şak ve de şak. Afganistan, İran-Irak, Bosna Ve şimdi de hergün izlediğimiz Rusların Gürcülere saldırması gibi bi şey yok. Onlar millet değil. Pardon Birleşmiş Milletlere üye olmadığından, müdahale edilmiyor!...

*******************

Adı üzerinde belli bi gazetedeki Deniz Gezmiş haberine hakaret içerikli yorum gönderen adam, köşe yazarı ve kültür sanat sayfasında yazar yapılmış. Hıh ne kadar güzel, ne kadar güzel. Kurban olmuş vatanını seven adama, saldır, hakaret et ve bundan nemalan… Buna da şak şak ve de şakkkk. Diye patlatmak istiyor canım.

******************

Beri yanda Bodrum’un ennn güzelleri “taş yerinde hafiftir” atalarsözünü doğrulayan ablalar. Artık açık denizden yüzerek ablayı görmeye geliyorlarmış. Fındık fıstık da atsalar bari… Belki kursağına bi şeyler girer de biraz olsun insana benzer. Köpekli kız, evlenmiş. Bi mankenle bi şarkıcı çocuk, evlenmelere doyamıyomuşşş. Bi de Çeşme’de evlenceklermiş. Çift dikiş sendromu.

Günler böyleee. Anlamsız, sıcak, tuhaf. Yaşıyoruz işte.

 
Toplam blog
: 246
: 1012
Kayıt tarihi
: 15.02.08
 
 

..