Gizemli adaya fantastik yolculuk

Hayallerinin peşinden koşmaktan vazgeçmeyenler için maceraya atılmanın yaşı yoktur. Bu sınırsız tutkuda bazen tek başına çıkılır yola, bazen de dededen toruna bir bağ kurulur bilinmeyen yerlerden yollanan mesajlarla… Kabullenilmiş gerçeklere, çılgın damgası yeme pahasına, meydan okuyup dalınırken ütopyalara… Benzersiz bir serüven yaşanır ‘Gizemli Adaya Yolculuk’ta!

Üç ayrı yazar; Jules Verne, Jonathan Swift ve Robert Louis Stevenson… Üç ayrı kitap; Esrarlı Ada, Gulliver’in Seyahatleri ve Define Adası… Fantastik konulara meraklı herkesin mutlaka okuduğu romanlar… Farklı kişilerce yazılan bu hikâyelerin ortak noktasıysa, gizemli ada!

Sonu havuzda biten bir motosikletli-polis kovalamacasıyla başlayan GİZEMLİ ADAYA YOLCULUK, Jules Verne’e duyduğu hayranlığı yaşamının odak merkezine koyan Sean’ün, uzun zamandır haber alamadıkları fanatik Verne’ci dedesinin şifreli mesajıyla gelişir. Üvey baba Hank’in de yardımıyla adanın koordinatlarını kolayca bulan Sean için artık tek hedef, kimsenin gitmek istemediği tehlikeli bölgeye girip dedesini kurtarmak ve Jules Verne’in romanlarındaki fantastik öykülerin gerçekliğini ispatlamaktır.

2008’de dünya çapında beğenilerek izlenen ‘Dünyanın Merkezine Seyahat/Journey to the Center of the Earth’ün devamı niteliğindeki GİZEMLİ ADAYA YOLCULUK (Journey 2: The Mysterious Island), Verne tutkunlarına hitap eden bir yapım. Okyanusun en tehlikeli bölgesindeki adayı, boyutların değişime uğradığı bir cennet olarak karşımıza çıkartan film adeta bir görsel şölen! Liliputlaştırma felsefesine göre doğadaki irileri küçültüp, ufakları büyüten adada her şey alışılmışın dışında.

Minyatürleşen filler, üstlerine binilen hava taşıtına dönecek kadar irileşen arılar, dinozor boyutuna ulaşan kertenkeleler, küçük balıklara yem olacak kadar ufalan köpek balıkları ve akü vazifesi gören dev elektrikli yılan balığı… Kaptan Nemo’nun Nautilus denizaltısından kayıp şehir Atlantis’e; altın püskürten yanardağdan Robinson yaratıcılığının ürünü ağaç eve her türlü sıra dışılık mevcut. 3 boyutun desteğiyle güçlendirilen bu olağanüstü görselliğe, alabildiğine parlak renk kombinasyonunun da katkısı oldukça fazla. Louis Armstrong’un ünlü ‘What a Wonderful World’ şarkısının değiştirilmiş sözleri eşliğinde büyülü bir atmosfere bürünen bu gizemli adada, mavi ışık saçan mantarların boyutundaki uyumsuzluk dikkat çekici. Çiçekler ve diğer bitkiler neredeyse ağaçlaşmışken mantarların çelimsiz kalmasına takılmamak mümkün değil. Hortumun göbeğine giren helikopterin ve içindekilerin adanın aynı noktasına düşmelerine akıl erdirmek imkânsız… Aynı şekilde içinden sular akan cep telefonunun resim çekebilmesine de!

Örümcek ağlarının Güney’e baktığını ve pusulasız kalındığında Kuzey’i bulmak için bundan faydalanmak gerektiğini öğreten GİZEMLİ ADAYA YOLCULUK, kadın tavlamak için en etkili taktikleri de sıralamaktan geri durmuyor. Genç bir erkeğin üvey babasıyla sorunlarına farklı nesillerin iletişimi noktasından değinen yapım, ana amacı bir ilginç yolculuk serüveni izlettirmek olduğundan bu tür konuları derine inmeden işlemeyi tercih ediyor.

Yönetmen Brad Peyton, IMAX teknolojisini arkasına alıp eğlenceli bir seyirlik ortaya koymaya yöneldiği için GİZEMLİ ADAYA YOLCULUK filminden heyecan beklemek hata olur. Çünkü Jules Verne’e saygı sunma niteliği taşıyan işlenişte her şey tıkır tıkır yolunda gidiyor.  Oyuncular da bu doğrultuda üstlerine düşeni yapıp, gayet keyifli yüz ifadeleri ve canavarlaşan kertenkeleden kaçarken bile şen şakrak duruşlarıyla izleyiciyi eğlendirme misyonuna ortak oluyor. Çocukların anlayarak ve hoşlanarak izleyeceği bir film olan GİZEMLİ ADAYA YOLCULUK, şiddetin kırıntısını dahi içermeyen yapısıyla ailecek hoş vakit geçirmek isteyenler için yerinde seçenek.

Anibal GÜLEROĞLU

www.sinematur.com

guleranibal@yahoo.com