Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Eylül '08

 
Kategori
Öykü
 

Gizemli gece (2)

Gizemli gece (2)
 

www.istanbul-rehber.com/images/Otel%20-%20Pan


Birinci bölümün linki:

http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=133779

Duşakabinin kapısını kırarcasına açtı. Kalbi yerinden fırlayacakmış gibi atıyordu. Birden ayaklarının titrediğini hissetti. Oraya yığıldı. Derin derin nefes almaya başladı. Neyse ki duşa kabinin içi boştu. derin bir oh çekerken, kalp atışları da yavaş yavaş normale dönmeye başlamıştı.

Acaba polise mi gitmeliydi? Ama polisin aradan 24 saat geçmeden kayıp ihbarlarını kayda almadığını biliyordu. Karısıyla en son öğleden sonra saat 3 de konuşmuştu. Şimdi saat akşamın 7 siydi ve aradan sadece 4 saat geçmişti. Şu an için beklemekten başka bir şey yoktu.

Leyla ile liseden beri tanışıyorlardı. Aşkları daha o zaman başlamış ve ilk günkü gibi devam ediyordu. Aynı okula gidiyorlar ve aynı mahallede oturuyorlardı. Mahalleli de artık bu çifti iyice kanıksamıştı. Sadece mahalleli mi? Parktaki mısırcı, caddedeki dondurmacı, vapur iskelesindeki görevli Leyla'yı yalnız görseler Ekrem'i; Ekrem'i yalnız görseler Leyla'yı sorarlardı. Bunun en büyük nedeni de onları ayrı ayrı görmelerinin mümkün olamayacağına inanmalarıydı. Zaten tek göründükleri zamanlar bir elin parmaklarından daha azdı. Leyla ile askere gitmeden evvel nişanlanmışlar, Ekrem işe girdikten birkaç ay sonra da evlenmişlerdi. Evleneli 2 yıl olmuş, birbirlerini de şimdiye kadar hiç kırmamışlardı. Sadece geçen yıl 22 Eylül'de karısı, kendisine haklı olarak ufak bir sitemde bulunmuştu. Çünkü iş yoğunluğu nedeniyle evlenme yıldönümlerini unutmuştu. Bugün yine 22 Eylüldü ve Ekrem bu defa evlenme yıldönümlerini unutmadığı gibi, kredi kartına 12 taksit yaptırarak eşine bir de tek taş pırlanta yüzük almış, lüks bir lokantada da akşam yemeği için rezervasyon yaptırtmıştı. Bu gün telefonda konuşmalarına rağmen kendisine sürpriz yapmak istemiş, bu konuda karısına hiçbir ipucu vermemişti.

Evdeki sabit telefonun sesi bir anda Ekrem'i düşüncelerinden uzaklaştırdı. Hemen telefona koştu. Arayan herhalde karısı olmalıydı. Telefon ahizesine doğru alo derken kalbinin sesi kulaklarında yankılanıyordu.

Telefondaki boğuk bir ses "Karını görmek istiyorsan akşam saat 8 de Esentepe'deki Dedeman oteline gel" diyordu. Ekrem "Kimsiniz? Karım nerede? " diye sorarken, telefondaki boğuk erkek sesi soruları duymamazlıktan gelerek "Resepsiyonun önüne git orada bekle. Seni tanımamız için üzerine siyah takım elbise ve kırmızı kravat tak. Aynı şekilde yakanda kravatınının renginde bir gül olsun" diyordu. "Sakın polise de haber verme" diye ilave ediyordu. Ekrem "Benden ne istiyorsunuz? Fidye mi? Ne kadar? diyordu.

(Devamı için aşağıdaki linke tıklayınız)

http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=133789
 
Toplam blog
: 974
: 3444
Kayıt tarihi
: 16.01.07
 
 

2017 Basın özgürlük endeksine göre 180 ülkeden 155. sırada olan ülkemizde yemek tarifleri  ve tel..