Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ocak '09

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Gizemli Gülümseme

Gizemli Gülümseme
 

hüzünle tebessüm,ayrılmaz iki dost...


Ülkemizin fotoğrafını, gizemli gülüşü ile ünlü Mona Lisa portresine benzetiyorum. Hani şu; yüzünün yarısı tebessüm eden, diğer yarısının hüznü yansıtan portresi.

Ankara civarından doğuya baktığımızda , hüznü, batıya baktığımızda tebessümü görüyoruz." iki Türkiye" abartılmış değil, bence gerçeğin ta kendisi olan bir söylem.

Biz batıda olanlar hemen savunmaya geçeriz bu gerçek karşısında."Canım, batıda yok mu uygarlıktan uzak yolu,suyu, elektriği olmayan yerler"deriz. Var tabii. Antalya'nın bile Akseki,Gündoğmuş ilçelerine bağlı böylesi yerleşim yerleri var. Ama sayıya vurduğumuzda karşilaştırma yaptığımızda bunlar oldukça az sayıda batıda.

Sevgili Ata’mız ve arkadaşları adeta yoktan bir ülke yaratmışlar.Binlerce şehidimizin kanı ile yoğrulan topraklarımızın üstünde; bizi yok etmek isteyen güçlerin bile parmak ısırdığı bir medeniyet kurmuşlar. 57 yıllık kısa bir ömürde, sadece 15 yıl gibi bir zaman dilimi içinde yetişebildiği her alanda mucizeler yaratmış, büyük önder. Öyle sanıyorum ki ömrü yetseydi doğudaki şeyhlik-ağalık gibi, sömürü düzeninin sorumlusu olan sistemi ortadan kaldıracaktı.Kalkınma atakları için ülkemizin bu bölümünde daha kalıcı girişimlerde bulunucaktı.

Özellikle 1950’den sonra ABD başta olmak üzere emperyalist ülkelerin üzerimizde oynadığı çesitli oyunların sonucu olarak,doğu özellikle ihmal edildi.Bu da son yıllardaki en önemli sorunlarımızdan olan,etnik köken kavgalarını,göç sorununu,işsizliği,nüfus artışını beraberinde getirdi.Petrol dahil birçok yeraltı kaynaklarımız, yeri tespit edilip kapattırıldı.

Sadece, çok kadınlı evlilikler ve bu evliliklerden oluşan 8-10ar çocuklu aileler ,bunların hızlı nüfus artışına yaptığı olumsuz etkiler bile;doğunun eğitimden,uygarlıktan ne kadar nasibini aldığının bir göstergesi sayılabilir.

Boğaz tokluğuna,ağanın topraklarını işleyen “maraba”lar… insan olarak bile görülmeyen mal ,hayvan gözüyle bakılan çaresiz,zavallı kalabalıklar …Üstüne üstlük ,iklim koşullarının ağırlığını düşünürsek doğuda hayatın ne denli çetin geçtiğini anlayabilmemiz mümkün olabilir.

Ögretmenin,doktorun,ziraatçinin kısacası aydın insanın gitmek istemediği,sürgün yeri olarak adlandırılan;boynu bükük topraklarımız ve bu topraklarda yaşamını sürdürmek zorunda olan insanımız.Bir de batıda servisle okula giden,açık pencereden ,şundan bundan şikayetçi olan bizim çocuklarimiz ve bizler…Daha da ileriye gidecek olursak ,sahillerimizde köpük banyosu eşliğinde dans eden, baba parasıyla, eğlencenin dozunu ayarlayamayan ,ekmeğin ne kadara alındığını bilmeyen;sorumsuz,doyumsuz bir gençlik ve onların bu durumundan sorumlu olan aileleri.

Haksız mıyım Mona-Lisa tablosunun, yarısı gülen yarısı hüzünlü portresini ülkeme benzetmekle…

Bu düşüncelerimden dolayı beni bölgecilik yapmakla suçlayanlar olabilir.Ne yapalım ki kabul etmek istemesek de gerçekleri, gerek medyadan,gerek bizzat bölgeleri gezerek görmemiz mümkün.

 
Toplam blog
: 307
: 1382
Kayıt tarihi
: 08.08.07
 
 

Emekli Türkçe öğretmeniyim.Şimdi Marmara Üniversitesi bünyesinde bulunan, Atatürk Eğitim Enstitüsü ..